Mahmut Can Emir / İstanbul, 8 Mayıs (DHA) - Merkez Bankası'nın dövizde zorunlu karşılıkları düşürmesine karşın, dolar yeni güne tarihi rekor düzeye yakın başlarken, Borsa İstanbul Endeksi 99 bin 894 puana kadar indikten sonra 100 bin 164 puana döndü.
Artan ABD hazine tahvil getirileri ve güçlü ekonomik verilerin desteğiyle yaklaşık dört ayın zirvesine yükselen dolar, 4.28 - 4.29 lira aralığında hereket ederken, euro da parite etkisiyle yükselerek 5.10 - 5.11 lira aralığına çıktı.
Merkez Bankası, dövizlerdeki hızlı tırmanış karşısında dün zorunlu karşılıklarda rezerv opsiyonu mekanizması kapsamında döviz imkân oranı üst sınırını yüzde 55'ten yüzde 45'e düşürdü. Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada, "Söz konusu değişiklik ile yaklaşık 6.4 milyar Türk Lirası likidite piyasadan çekilecek olup, yaklaşık 2.2 milyar dolar tutarında döviz bankaların kullanımına geçecektir" denildi.
İran nükleer anlaşmasının geleceğine ilişkin olarak Avrupa'daki müttefiklerine 12 Mayıs'a kadar süre veren ABD Başkanı Donald Trump'a odaklanan küresel piyasalarda gözler, Başkan'ın bugün (TSİ 2100) yapması beklenen açıklamaya çevrildi. Trump'ın İran ile 2015 yılında yapılan nükleer anlaşmadan çekileceğini ilan etmesi durumunda, piyasalarda risk algısını artması, petrol fiyatlarının da yükselmesi bekleniyor.
Gelişmelerle dolar endeksi 92.974 ile Aralık ayı sonundan bu yana en yüksek düzeye çıktıktan sonra 92.872 düzeyine çekildi.
Beklentilerin altında gelen Alman sanayi siparişleri ve euro bölgesi yatırımcı güveni verilerinin ardından euro/dolar paretisi de dün bu yıl ilk kez 1.19'un altına indikten sonra, bugün 1.1920 düzeyine döndü.
Hem gaza basarım, hem frene…
İş Yatırım'ın "Hem gaza basarım, hem frene…" başlıklı günlük piyasa bülteninde, "Gelişmekte olan piyasalar üzerindeki baskı artıyor" denildi ve şu değerlendirme yapıldı:
"DXY dolar endeksi ve ABD tahvil faizleri üzerinden yapılan sayısal analizler gelişmekte olan piyasaların Lehman sonrası en zorlu finansal koşullarla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
"Erken seçim arifesinde zorlu bir konjonktürde küresel dalgalarla karşılaşan ekonomi yönetimi formula bir pilotları gibi hem gaza (genişleyici maliye politikaları) hem frene basarak (daraltıcı para politikaları) tehlikeli bölgeyi geçmeye çalışıyor.
"Ancak genişleyici maliye politikaları ile daraltıcı para politikalarının eş anlı olarak kullanılması Türkiye’yi olumlu ayrıştırmak için yeterli olmuyor. Güçlü büyüme ve şirket karlarına rağmen dünyadan negatif ayrışmaya devam ediyoruz."