Prof. Dr. Hakan Kara: Merkez faizi artıracak olsa 20 milyar dolar yakar mıydı?

Okuma Süresi: 3 Dakika
Prof. Dr. Hakan Kara: Merkez faizi artıracak olsa 20 milyar dolar yakar mıydı?
Doviz.com
21.03.2024 10:35

Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, bugün açıklanacak faiz kararı öncesi yaptığı değerlendirmede "Faiz artırılacak olsa 20 milyar dolar yakılır mıydı?" dedi.

Merkez Bankası'nın faiz kararını açıklamasına saatler kala Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi ve Merkez Bankası eski Başekonomisti Hakan Kara'dan yeni bir değerlendirme geldi.

Kendisine sürekli, "Faiz artacak mı?" şeklinde soru geldiğini ifade eden Kara, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "TCMB faiz artırır mı diye çok soruluyor. Eğer artırabiliyor olsaydı, son dört haftada kredi ve kur piyasasında bütün tuşlara basıp 20 milyar doları yakar mıydı?" dedi.

Kaynak: Hakan Kara - X

Kara bir başka paylaşımında ise durum tespiti yaparak, önerilerini şöyle sıraladı:

“Buradan nasıl çıkılır? Durum tespiti ve çözüm önerisi

Geçen seçimlerden bu yana, bir önceki dönemin hasarını azaltma konusunda ekonomide doğru yönde bazı adımlar atıldı. Yine de faizleri olması gereken yere çekmek için geç kalınması, para-maliye politikası koordinasyonunda seçim kaynaklı aksamalar ve eski hastalığımız olan seçim öncesi faiz artır(a)mama gibi nedenlerle süreç olması gerektiğinden daha maliyetli ilerliyor. Şu anda enflasyonu ve döviz talebini zapt etmek için gereken faiz epey yukarı çıktı.

Gelinen noktada faizlerin daha yükseğe gitmesi gerekiyor ancak çok yükseltilirse kredi kartları ve KOBİ vb tarafında çıkabilecek sıkıntılarla finansal sistem kötü bir sarmala girebilir. Bu da hareket alanını daraltıyor. Ekonomide büyük bir maliyet yaşamadan buradan çıkmak oldukça zorlaşıyor.

Zor ama imkânsız değil. İlk planda şunlar yapılabilirse önemli bir rahatlama sağlanır ve zaman kazanılır:

Öncelikle TCMB kanunu değiştirilerek üst düzey yöneticilerin görev süresi güvence altına alınmalı. 3-4 yıllık gerçekçi enflasyon hedefleri belirlenmeli. İlk fırsatta faiz artırılıp kur kademeli olarak serbest bırakılmalı. TCMB elinin titremediğini göstermeli ve ne gerekiyorsa yapılacağını ifade etmeli.

Eş zamanlı olarak, verimsiz kamu harcamalarında kesintiler ve (dolaysız) vergi ayarlamaları yapılmalı. Dolaylı vergilere artık pek dokunulmamalı. Vergi harcamaları, teşvik ve destekler kapsamlı olarak gözden geçirilmeli ve sadeleştirilmeli. Yönetilen fiyat ayarlamalarında öngörülebilirliği artıracak ve geçmişe endekslemeyi azaltacak düzenlemeler yapılmalı.

Kredi ve kur piyasasındaki artık kimsenin takip edemediği karmaşık düzenlemeler kademeli olarak geri çekilmeli. Seçici kredi uygulamaları TCMB ve ticari bankalar üzerinden değil bütçe ile ilişkilendirilerek KGF ve kalkınma bankaları üzerinden yapılmalı.

Bunlar yapılırsa kur önce biraz artar sonra makul bir dengeyi bulur. Faizlerin çok yükselmesi gerekmez. Gereksiz karmaşık işlerden ve KKM'den çıkılabilir. Kredi piyasası rahatlar. Rezervler birikir. Enflasyon beklentileri ve dövize hücum kontrol altına alınır. Kur ve altın piyasasını bastırmaya gerek kalmaz. Risk primindeki düşüşle giren uzun vadeli sermaye büyümedeki durgunluğun boyutunu sınırlar. Daha da önemlisi, her gün kur-faiz konuşmaktan çıkıp enerjimizi daha anlamlı konulara verebiliriz.”

İLGİLİ HABER Türkiye'nin risk primi son 3,5 ayın zirvesine çıktı Türkiye'nin 5 yıllık risk primi (CDS) 341 baz puanla aralık ayının başından bu yana en yüksek seviyeye yükseldi.
REKLAMI KAPAT X