
TCMB Başkanı Fatih Karahan ve ekibi, yılın ikinci Enflasyon Raporu'nun sunumu sonrasında rezerv birikiminden asgari ücrete, döviz ataklarından faiz patikasına kadar pek çok konuda merak edilen soruları yanıtladı.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, TCMB’nin yıl sonu enflasyon hedefinin yüzde 24 seviyesinde sabit bırakıldığını duyurdu.
Fatih Karahan ve ekibi, sunumun ardından gazetecilerin gündeme ilişkin merak edilen sorularını yanıtladı.
TCMB yönetimine yöneltilen sorular ve yanıtlar ise şöyle sıralandı:
Özgür Özel temmuzda asgari ücrete ara zam yapılabileceğini söyledi, ne düşünüyorsunuz?
Ara zam konusunda karar verici değiliz, komisyon var çalışmalarını yapıyor. Biz tavsiye veren bir noktada da değiliz. Raporda sunduklarımız ücretler dahil çeşitli varsayımlar ile gerçekleşiyor. Ücret konusunda söylediğimiz şey şu, yüksek enflasyon ücretlerin erimesine neden oluyor. Bizim üzerimize düşen enflasyonu kalıcı olarak düşürmek oluyor. Enflasyon tahminleri ücret gelişmeleri dahil çeşitli varsayımlar çerçevesinde şekilleniyor, ücretler konusunda varsayımlar da yetkililerin açıklaması çerçevesinde oluşuyor.
Hanehalkı enflasyondan, reel sektöre faizden şikayet ediyor. Reel sektör açısından yüksek kalan bir faiz söz konusu değil mi?
Reel sektör, koşullardan dönem dönem şikayet ediyor. Ama bunlar dezenflasyon sürecinin devam etmesi açısından oldukça önemli. Sıkılığı değerlendirirken tek göstergeye bakmak doğru olmaz. Geçmiş enflasyon oldukça yüksek olduğu için geçmiş enflasyona göre hesaplamak sağlıklı olmayabiliyor. Beklenen reel faize göre de sektörlerin beklentileri çok farklı. Hangisine göre sıkılığı hesaplayacağız? Son birkaç aylık enflasyonun yıllıklandırılmışı üzerinden değerlendirme yapılabilir. Biz hepsini değerlendiriyoruz. Bir faizin yeteri kadar sıkı olup olmadığını gösteren tek gösterge fiyat gelişmeleridir. Fiyat gelişmelerine ve bunun altında yatan makro ekonomik görünüme dikkat ediyoruz.
Enflasyonda katılık var mı?
Enflasyonda katılık olduğunu düşünmüyoruz. Şu anda baktığımızda ana eğilim göstergeleri yüzde 30-31'lik bir enflasyonu ima ediyor. Şu anda ana eğilim göstergelerinin ima ettiği seviyelerin kırılacağını ve enflasyonun bizim tahminimizle tutarlı seviyelere geleceğini tahmin ediyoruz.
İki haftada rezervlerde toparlanma görüyoruz. Sizce rezervlerde minimum oran nedir?
Şu anda rezervler sakinleşen bir ortamda artışa geçti, yeterlilik seviyesini ölçmeye çalışıyoruz; bazı ölçütlere göre yeterlilik seviyesindeyiz, bazıları hala ilerlememiz gerektiğini gösteriyor. İlerleyen dönemde de piyasa koşulları elverdiğince rezerv biriktirmemiz gerektiğini düşünüyoruz; bunu yaparken bir yandan aktarım mekanizmasının ve likidite koşullarının olumsuz etkilenmemesine de dikkat edeceğiz. Kesinlikle bir rezerv hedeflememiz yok, herhangi bir rezerv seviyesini faiz indirimine bağlamak da doğru değil.
Gecelik faizlerin yüzde 49’dan aşağı indiğini görüyoruz. Koridorda yaptığınız sıkılaşmanın sonuna gelindi mi, tekrar politika faizine doğru gidiyor musunuz?
Gevşeme konusunda opsiyonlarımız var; burada veri odaklı gideceğiz. Politika kararları için çok çabuk, çok yavaş, çok hızlı demek şu an mümkün değil, PPK’ya 1 ay var. Veri odaklı gideceğiz.
19 Mart'ta ne oldu da dolar/TL yüzde 12 atak yaptı? Bu atağa neden izin verildi?
Yurt dışı bankaların Türk bankalarıyla yapabilecekleri işlemleri belirledikleri limitler var. Bu limitler çok hızlı biçimde doldu. Ve bunun neticesinde döviz kurunda kısa süreli ama ani bir yükseliş yaşandı. O gün döviz işlem hacmi tarihsel ortalamanın çok üstündeydi yani geçmiş 10-15 seneye baktığınızda 10-15 sene içinde gerçekleşen en yüksek işlem hacminin birkaç katı miktardaydı. Ve bu daha önce de söylediğimi gibi yurt dışı kaynaklı bir gelişmeydi. Biz hızlı bir biçimde adım attık. Bugünü takip eden cuma gününde de çarşamba gününe benzer hatta daha yüksek bir işlem hacmi oldu. Buna rağmen bu tarz bir operasyonel aksaklık yaşanmadı.
Aşırı oynaklık gözlenen piyasa koşullarında biz oynaklığı düşürücü hamlelere devam edeceğiz, bu dezenflasyon süreci açısından önem taşıyor.
