Hilal Sarı / İstanbul, 2 Mart (DHA) – Sosyal girişimcileri destekleyen Ashoka Vakfı, Alman yazılım devi SAP ile güçlerini sosyal girişimcilik için birleştirdi ve “Hızlan FarkYarat: Üniversiteli Sosyal Girişimciler için Yol Haritası” projesini duyurdu.
Proje kapsamında Türkiye’de ilk kez, dünyadan ve Türkiye’den örneklerin ve girişimcilik adımlarının yer aldığı kapsamlı bir rehber hazırlandı.
Rehberin lansmanı öncesinde Ashoka Vakfı Ülke Temsilcisi Zeynep Meydanoğlu ve SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide, biri sivil toplum kuruluşu ve diğeri Alman yazılım devinin güçlerini üniversiteli gençlerin sosyal girişimciliğini tetiklemek için güçlerini birleştirmeleri ilişkin konuştuk.
Ashoka Türkiye Temsilcisi Meydanoğlu, Hızlan Fark Yarat projesinin ne olduğunu ve nasıl başladığını, “Temel sosyal sorunlara duyarlılık, toplumu daha iyi hale getirme konusunda sorumluluk hissetme gibi yönler geliştikçe, gençlerin yaptıkları işten beklentileri değişiyor. Kendi amaçlarını dünyanın ihtiyaçlarıyla birleştiren gençlerin artışı artık global bir trend” diye özetledi ve “Hızlan FarkYarat” projesinde üniversite öğrencilerindeki sosyal girişimcilik ve değişim başlatma potansiyelini yakından görme fırsatı bulduklarını söyledi.
Sosyal Girişimcilere, Ashoka Vakfı ve SAP Türkiye ekibi tarafından aylık eğitim bursu ve mentorluk desteği sağlandı. Ayrıca projeler sağlanan faydayı ölçen ve geliştiren bir raporlama sistemi ile izlendi. Bu sayede, genç sosyal girişimciler, alanında uzmanlaşmış isimlerle birebir toplantılar yaparak, projelerini geliştirme ve daha geniş kitlelere ulaştırma fırsatı buldu.
Projeyi butik desteklerin ötesine taşımaya karar verdiklerini belirten Meydanoğlu, “Dünyadan ve Türkiye’den iyi örnekler ve yaratıcılığı tetikleyecek alıştırmalarla gençlere toplumsal dönüşümün bir yolculuk olduğunu anlattığımız Hızlan FarkYarat: Üniversiteli Sosyal Girişimciler için Yol Haritası ile sosyal girişimciliğin yol haritasını çiziyor ve üniversitelilerle ücretsiz olarak paylaşıyoruz” dedi.
SAP ile birlikte üç yıl kadar önce başlatılan proje ile, Türkiye’de genç sosyal girişimcilere destek sağlanıyor ve çevrelerinde gördükleri belirli bir sorun konusunda geliştirdikleri girişimler, hem mentor olarak hem de finansal anlamda destekleniyor. SAP ile birlikte 2017 yılını planlarken geçmiş yıllarda desteklenen 10 sosyal girişimci sayısını yükseltmeyi düşündüklerini belirten Meydanoğlu şu değerlendirmeleri yaptı:
"E-Bursum gibi başarılı projelerin ardından Özellikle Anadolu’daki üniversitelerden mail gelmeye başladı ‘Arkadaşlarımla şöyle bir şey yapmak istiyorum, neler yapabilirim’ diye. Ashoka ve SAP’nin desteklediği projelerle genç sosyal girişimciler 50 binden fazla gence ulaştı.
"Rol model etkisiyle de – yaptığı iş kadar kendisiyle de gençleri heyecanlandırdıklarını gördük. Bu yüzden SAP ile 2017’yi planlarken, acaba 10 sosyal girişimciyi genişletsek mi diye düşündük ve İlk Adım Rehberi oluşturduk."
SAP Türkiye CEO’su Uğur Candan ise endüstriyel devrim türlerinin hepsinde bir bariyer olduğunu, herkesin buhara, elektriğe erişimi olmadığını, fakat bugün bu bariyer ortadan kalktığını vurgulayarak, “Tek bariyer insanın kendi zihni. Bu devrimde farkı yaratan müthiş teknolojik eserlere ve bilgiye erişim değil, bunu hızlı özümseyip bir ağ içerisinde fikri canlandıracak kabiliyette gizli. İyi fikrin düzinesi bir kuruş. Önemli olan bu fikirleri yepyeni iş fırsatlarına çevirebilmek. Hızlan FarkYarat ve bunun gibi çalışmalarla toplumu farklı bir noktaya getirmek” dedi.
İşe alım kriterlerinde sosyal girişimcilerde aranan özellikleri aradıklarını aktaran Candan, SAP için sosyal girişimciliğin nerede olduğuna dair soruya şu değerlendirmelerle karşılık verdi:
"SAP olarak bakış açımızı açmam gerekirse, dünyanın bugün geldiği noktada hele hele yapay zeka ve algoritmalar gibi insan zekasını geliştirecek şey varken, EQ – sosyal zekanın ve girişimciliğin beslendiği yapıda görüyoruz. Herkesin ve her kurumun kendini yeniden tanımlaması gereken bir süreçten geçiyoruz.
"Ashoka ile SAP sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok yerinde birlikte projeler yapıyor. Hızlan FarkYarat projesi sadece gençlerin değil bizim de bir şeyler öğrendiğimiz, verdiğimiz kadar aldığımız da bir süreçti.
"Projenin ikinci dalgasında üniversitelerin dışında liseleri de düşüneceğiz. Endüstrinin dijitalleşmesinde önemli boyutlardan biri de ‘Maker’ hareketi. Kişisel üretimin imkanlı halde geldiği bir döneme giriyoruz. Arka bahçede otomobil üretebileceğimiz ekipmanı eve sokabileceğiz.
"Mühendislik şirketiyiz ve bu faaliyetle kurumların ve çalışanlarının yeni dünyada var olması için çözümler yaratıyoruz. Kurumlarda da bariyer çok. Önümüzdeki üç yılda her dört çalışandan ikisini yeni anlayışla tanıştırmak lazım. Genç Yetenek projesiyle 25 sene önce neredeydi nereye geldi bakıyoruz. Kitlesel hale getirmemiz gerekiyor."
Ashoka ve SAP işbirliğinde desteklenen ve kabına sığamayan sosyal girişimlerden birisi de E-Bursum. E-Bursum üniversite öğrencilerinin tüm başvurulabilecek bursları tek bir yerden takip edebildiği bir platform. E-Bursum’un kurucusu ve CEO’su Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Master öğrencisi olan Mesut Keskin E-Bursum’un hikayesini şöyle anlattı:
"Ben sosyal girişimin ne olduğunu bilmiyordum. Üniversite öğrencisiyken benim de burs ihtiyacım oldu ve bunun genel bir sıkıntı olduğunu görüp başladım. Şu ana kadar 13 milyon liranın dağıtılmasını sağladı ve 150 binden fazla öğrenciye dokundu. 4 binden çok öğrenciye doğrudan destek sağladık. Sosyal etkinin ölçülmesi gibi araçlarla platformu daha da güçlendirme çabası içindeyiz.
"En çekirdek evrede Ashoka ile hedefin ne olduğunu ve sorunun ne olduğunu tespit ettik. Sonrasında SAP işbirliğinde gerçekleştirilen Hızlan Fark Yarat’a seçildik. Hem Ashoka’dan hem SAP’den destek alabileceğimiz bir ağ vardı.
“Şimdi bizimle başlayan bu projenin genişlemesi çok sevindirici. Keşke daha fazla SAP olsa. Yeni ülkelere açılma hedefimiz var. Kurumların daha şeffaf ve adil olması için bursların dağılımlarını da inceliyoruz. Kurumların öğrencilere eşit şekilde davranmasını garanti altına alıyoruz. Öğrencilere bir şeyleri değiştirebileceklerinin farkına varsınlar diye balık tutmayı öğretmek yerine balık endüstrisini değiştirecek şekilde destek veriyoruz.
"Babamın babası tarla – babam beyaz yaka – benim zamanım ve daha gençler için kurumsala geçiş çok parlak cazip değil. Mutluluk getirmediğini gördüler. Gençlerin çoğu anlam katacak işler yapmak istiyor; yüzde 60’ı sosyal girişimcilik istiyor. Gençler, anlam ve mutluluk istiyor.