Doğal gaz ve elektrikte devlet desteğinin 900 milyar TL'yi aştığını duyuran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, destekleri devam ettireceklerini duyurdu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, katıldığı canlı yayında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bakan Bayraktar'ın açıklamalarından öne çıkanlar şunlar oldu: “Türkiye açısından bölgemizin istikrar içinde olması büyük önem arz ediyor. Komşularımızın iyi durumda olması istikrarın sağlanmış olması her zaman Türkiye açısından iyi bir durumdur. Suriye özel bir konuma sahip zira 14 yıl süren bir iç savaştan sonra Suriye'nin geldiği noktada özellik 8 Aralık'tan sonra Baas rejiminin devrilmesiyle beraber artık orada yeni bir dönem başladı. Bu yeni yönetimin Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruyarak Suriye'nin istikrarını sağlaması hakikaten bizim için çok önemli. İlk günden itibaren biz orada hayatı normalleştirecek çalışmaları hep yoğun bir şekilde gündeme alıp çalışmalar yaptık. Bizim alanımızda enerji altyapısının kurulması insanların günlük hayatını devam ettirebilmesi açısından önem arz ediyor. Türkiye'de yaklaşık 3 milyon Suriyeli var. Bu kardeşlerimizin gönüllü şekilde yurtlarına dönmeyle alakalı da oradaki hayatın normale dönmesi önemlidir. 14 yıllık iç savaştan çıkmış bir ülke altyapının nasıl olduğunu tahmin edebilirsiniz. Hemen 8 Aralık'tan sonra Suriye'ye çok geniş teknik heyet gönderdik. Şam'a kadar arkadaşlarımız gittiler ve durum tespiti yaptılar. Kısa, orta ve uzun vadede enerji alt yapısını ayağa kaldırmak için neler yapılacağı için çalışmalar yürüttüler. Kısa vadeli yapılabileceklerden bir tanesi bu santrallere doğal gaz götürmekti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara'nın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı ziyaret ettiği mart ayındaki o ilk ziyarette bu konu gündemdeydi ve açıkçası masada konuşulan konulardan bir tanesi Suriye bu doğal gazı o santralleri beslemek üzere nasıl götürebilirizdi? 1-2 alternatif çalıştık. ilk nisan ayında acaba sıvılaştırılmış gemilerle doğalgazı götürüp orada bir gazlaştırma sonrasında hatta bunu verebilir miyiz diye çalıştık. Ama bunun bir orta vadeli projeye ancak dönüşebileceğini gördük. Çünkü Suriye'nin altyapısı buna müsaade etmiyordu. Orada gemilerin yanaşması için işte iskelenin, rıhtımın, limanın ayarlanması zaman alacaktı. Onun üzerine daha kısa vadeli bir çözüm olarak Türkiye ile Suriye arasındaki doğalgaz boru hattını birleştirmeye ve bunu bir an önce devreye almaya odaklandık. Turkuvaz Medya ile organize ettiğimiz İstanbul Doğal Kaynaklar zirvesinde Suriye Enerji Bakanı Muhammed El Beşir ilk kez İstanbul'a geldi. Orada bu konudaki teknik görüşmelerimize başladık. Ben 2 hafta sonra mayıs ayında Şam'a gittim ve nihai olarak bunun çalışmalarına kararımızı verdik. Orada bu konudaki gerekli çalışmalarımızı başlattık ve çok kısa bir süre içerisinde tabii en önemli zorluklardan bir tanesi Türkiye Suriye sınırında bulunan mayınlardı. Bu mayınları Milli Savunma Bakanlığımız çok hızlı bir şekilde çalışmak suretiyle ortadan kaldırdı, temizledi ve biz de o hattı Suriye'ye kadar uzattık, birleştirdik ve işte geçtiğimiz cumartesi günü de oradan ilk gaz akışına başlamış olduk. [news_id:780494] Ne kadar gaz akışı var? İlk etapta 3,4 milyon metreküplük bir gaz akışı yani Azerbaycan'dan gelen gazın, bu arada bu projeyi biz bu şekilde geliştirirken Cumhurbaşkanımızın son Azerbaycan ziyaretinde Cumhurbaşkanı Aliyev, Azerbaycan'ın da bu projede yer almak istediğini Azerbaycan gazını Türkiye üzerinden Suriye'ye verebileceklerini kendisine ifade edince konu bir anlamda böyle çok taraflı bir projeye dönüştü. Katar Devleti, Katar Kalkınma Fonu ile bu projeye katılmak istediğini ifade ettiler. Dolayısıyla şu anda hadise şöyle; Azerbaycan'da üretilen gaz Türkiye'ye, Türkiye Botaş sistemine geliyor. Onlarla yaptığımız bir takas anlaşması yoluyla da biz gazı Suriye-Türkiye sınırında, Yavuzlu'da Suriye tarafına teslim ediyoruz. Katar Kalkınma Fonu bu konuda finansman sağlıyor. Dolayısıyla Azeri gazı Türkiye üzerinden şu anda Suriye'ye akmaya başlamış durumda. 3,4 milyon metreküp günde akış var. Ama bizim yaptığımız bağlantı 6 milyon metreküplük bir günlük kapasiteye müsaade ediyor. Açıkçası bu ilave gazla beraber Halep'te üretilecek elektriğin Humus'a kadar intikali söz konusu olabilecek. Dolayısıyla bu gazla beraber yaklaşık 1200 megavatlık bir santral çalışmaya başlayacak ve Suriye'de 5 milyon hanenin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek kadar bir elektrik üretebilecek. Bu ikinci faz olarak bu 3,4'ü 6'ya çıkarmayla alakalı da bir planlama içerisindeyiz. Azerbaycan'dan gelen doğal gaz Suriye'ye ihraç ediliyor. Dolayısıyla burada bir hibe söz konusu değil. Ama Azerbaycan gazla ilgili gazın tedariğiyle alakalı kısmını üstlenmiş durumda. Dolayısıyla onlar bu gazı Suriye'ye satıyorlar. Türkiye de bu gazın teslimi ve taşınmasından sorumlu olarak burada bu lojistiği sağlıyor. Katar Kalkınma Fonu da önemli miktarda bu projeye finansman sağlıyor. Dolayısıyla burada bir aslında aynı zamanda ticari faaliyet de söz konusu. Elektrik tüketiminde rekor kırıldı Şimdi şöyle her yıl gördüğümüz, aslında işte küresel ısınma etkisi diyebilirsiniz buna veya farklı etkiler olabilir ama her yıl gördüğümüz hava olaylarında hava durumunda farklı gelişmeler bizi bekliyor. Yani yaşadığımız kış, kışlar geçmişten farklı. Yazlar daha farklı. yağmurlar daha farklı. Karlar daha farklı. Dolayısıyla aslında yeni bir sürece doğru giriyor aslında ve altyapımızın da buna uygun hale gelmesi büyük önem arz ediyor. Şunu söylemeye çalışıyorum. Şimdi sıcaklıklar bu yıl özellikle Temmuz ayında çok fazla arttı. Ankara'da görülmemiş sıcaklıklar, gece sıcaklıkları yaşanmaya başladı ve tabii vatandaşlarımız, bununla ilgili tabii evlerine klima aldılar, klimalarını daha yoğun bir şekilde kullanmaya başladılar ve elektrik tüketimi bu anlamda klima kaynaklı elektrik tüketimi geçtiğimiz yıldan, ondan önceki yıldan çok daha fazla gerçekleşti. Ama bizim elektrik sistemimiz hem üretim açısından hem bunun iletimi ve dağıtımı açısından fevkalade güçlü bir altyapıya sahip. 120.000 MW'lık yaklaşık bir kurulu gücümüz var. Ama elektrikteki arz güvenliği meselesi anlık bir mesele. Yani sizin o anda o enerjiye sahip olmanız lazım. 120.000 MW'lık bir kurulu gücünüz olabilir. Ve geçtiğimiz hafta özellikle bu sıcakların çok yoğun yaşandığı dönemde şunlar oldu. Tabii özellikle saat 19'la 22 arasında, yani akşam 7 ile saat 10 arasında bu tüketimlerin arttığı dönem, bizim güneş enerjisinden hiç istifade edemediğimiz bir an. Çünkü o saatte güneşten elektrik üretmeniz mümkün değil. Başka bir şey oldu. Bizim yaklaşık 13.000 MW'lık bir rüzgar kurulu gücümüz var. Ama o saatte, o hafta, o belli günlerde bu rüzgar da çok azaldı. Dolayısıyla rüzgardan elektrik üretimimiz de azaldı ve orada biz tabii daha farklı kaynaklarla elektrik, işte doğal gaz, kömür, özellikle yerli kömürümüz, hidrolik kaynaklarla elektrik üretmek durumunda kaldık. Ama çok şükür yani o çok büyük tüketimin olduğu 28 Temmuz'u yaklaşık 1 milyar 239 milyon kilowatt saat elektrik tüketildi. Yani bu bir rekordu. 28 Temmuz'da özellikle akşam saat 19 civarında. Günlük rakamdan bahsediyorum. Dolayısıyla biz bunu karşılayabildik ve yani bu senede birkaç gün olabilecek bir şey ama o günde sadece bu kadarlık bir tüketimde mutlaka karşılamamız gerekiyor. Yani arz güvenliği bu demek. Dolayısıyla bizim enerji üretim altyapımız, bahsettiğim gibi santrallerimiz ama biz tabii önümüzdeki yıl, önümüzdeki dönemde bunun artacağını da düşünmemiz lazım. Çünkü bakın elektrikte bildiğimiz her şey yavaş yavaş değişiyor. Yani elektrikte tüketim bakın klima odaklı kaynaklı tüketimin arttığından bahsediyoruz. Bugün Türkiye'de ilk 6 ayda yaklaşık 100.000 elektrikli araç satılmış. Bunlar da elektrik tüketimine katkı yapacaklar. İşte bahsedilen yapay zeka veri merkezleri, bunların hepsi artık yeni elektrik tüketim alanları. Sanayimiz daha güçlü bir şekilde uyguladığımız ekonomik programda başarıya ulaştıkça artmaya devam edecek. Türkiye'nin ihracatı artıyor. Dolayısıyla elektrik tüketiminin artacağı bir dünyaya doğru hazırlıklarımızı yapmamız lazım. Onun için de bu bahsettiğimiz portföyümüz, üretim portföyümüzü çok daha dengeli bir şekilde geliştirmeye devam edeceğiz. Yani Türkiye yerli kömürünü kullanacak. Türkiye mutlaka doğalgazdan elektrik üretecek. Türkiye mutlaka hidrolik kaynaklarını kullanacak. Güneş ve rüzgarda zaten muazzam bir yatırım sürecinden geçiyoruz. Orada bu yıl muhtemelen 10.000 MW'ları bulan ve bir rekor yıla doğru gidiyoruz 2025 yılı için yeni kapasite anlamında ama bütün bunlara tabii nükleeri de ilave etmiş bir Türkiye çok daha güçlü bir altyapıya sahip olacak. [news_id:779633] Elektrik ve doğal gazda destek devam edecek Son 2 yıl yani 2023 ve 24 yıllarındaki toplam destek rakamımız hem elektrikte hem doğalgazda 900 milyar lirayı aşmış durumda. Bu yıl için söyleyeyim doğalgaz ve elektrikte ilk 6 ay için 2025 yılında bu rakam yaklaşık 387 milyar lira oldu. Muhtemelen yıl sonuna doğru bu rakamlar 700 milyar liraları bulacak doğalgaz ve elektrikte. Doğal gaz ve elektrikte destek programı sürüyor. Devam edecek.” [news_id:775728]