Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye'de doğrudan yabancı yatırımların artmasını çok önemsediklerini belirterek, "Türkiye genelinde 81 ilimiz uluslararası doğrudan yatırımcı için potansiyel yatırım alanı. Sadece belli merkezlerde değil, ülke genelinde üretim, yatırım ve ihracat potansiyeli var." dedi.
Pekcan, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) tarafından düzenlenen Uluslararası Yatırım Zirvesi'ne katıldı.
"Türkiye'nin UDY Perspektifi ve Stratejileri Paneli"nde konuşan Pekcan, YASED Başkanı Ayşem Sargın'ın uluslararası yatırımlara ilişkin sorularını yanıtladı.
Pekcan, Ticaret Bakanlığının İstişare Kurulunda YASED ile sürekli bir araya geldiklerini ve bu kurulun oldukça iyi çalıştığını ifade ederek, yapılan istişarelerde özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını dönemindeki sorunları ele aldıklarını, çözümlere yönelik neler yapılabileceği, küresel değer zincirlerindeki değişim ve dönüşümde Türkiye'nin nasıl görev alabileceği konusunu değerlendirdiklerini söyledi.
Doğrudan yabancı yatırımların artmasını çok önemsediklerini vurgulayan Pekcan, şöyle devam etti:
"Şüphesiz Türkiye her zaman doğrudan yabancı yatırımcıların cazibe merkezi olmuştur. Doğrudan yabancı yatırımların 1984-2002 döneminde 14,6 milyar dolarken, 2003-2020 döneminde 222,5 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Ayrıca Türkiye, Dünya Ticaret Örgütü ile yatırımın kolaylaştırılması çalışma grubunda yer alıyor. Burada da yatırımcının hukuki öngörülebilirliği, şeffaflığı ve kamu hizmetlerine kolay ulaşımı anlamında yapılacak çalışmalara aktif olarak katılıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da altını çizdikleri üzere, doğrudan yabancı yatırımların artmasını çok önemsiyoruz. Yatırım ortamının iyileştirilmesine özen ve önem gösteriyoruz."
Bakan Pekcan, Türkiye'nin dinamik ve gelişmekte olan ekonomisi, eğitimli ve genç nüfusu, tüketim merkezlerine yakınlığı ve enerji koridorları üzerinde olması, dijital dönüşüme hazır altyapısı, Avrupa Birliği (AB) kalitesindeki üretim ve tedarik yapısıyla uluslararası yatırımcılar için bir çekim merkezi olduğunu dile getirdi.
Türkiye'deki yabancı yatırımcıların çatı kuruluşu olarak YASED'in de aktif rol oynamasını beklediklerini vurgulayan Pekcan, Ticaret Bakanlığı olarak yatırım ortamının geliştirilmesini desteklemeye devam edeceklerini bildirdi.
"81 ilimizde de potansiyel yatırım alanı var"
Bakanlık olarak dijital dönüşüme son derece önem verdiklerine dikkati çeken Pekcan, bu kapsamda gümrüklerdeki çalışmalardan sanal fuar ve ticaret heyetlerine, Sanal Ticaret Akademisi ve Kolay İhracat Platformundan, diğer eğitim faaliyetlerine kadar önemli dijital faaliyetlere ilişkin bilgi verdi.
Pekcan, bu çalışmaları yaparken ihracat desteklerini güncellemeye ve çeşitlendirmeye gayret ettiklerini belirterek, "Bakanlık olarak biz ihracata hazırlıktan pazar araştırma aşamasına, pazara giriş-markalaşma ve küresel tedarik zincirlerinden tasarıma kadar katma değeri yüksek ürün ihracatına yönelik ihracatçılarımızı desteklemeyi hedefliyoruz." diye konuştu.
Bakanlık olarak en son 81 İlde İhracata İlk Adım Projesi'ni başlattıklarını anımsatan Pekcan, şunları söyledi:
"70 ilde yaptığımız çalışma 11 bin 444 firmamızın potansiyel olarak ihracatçı olabileceği halde, olmadığını ortaya koydu. Bu da 81 ilimizin uluslararası doğrudan yatırımcı için esasında potansiyel yatırım alanı olduğunu gösteriyor. Yani sadece belli merkezlerde değil, tüm ülke genelinde üretim, yatırım ve ihracat potansiyeli var. Biz önümüzdeki dönemde, yaptığımız çalışmalarla tüm bu firmalarımıza birebir mentorluk desteği vereceğiz. 5 pilot il belirledik ve bu projeyi geliştirmeye devam ediyoruz."
İhtisas Serbest Bölgeleri Projesi'ne de değinen Pekcan, "Dünyada teknoloji yatırımı, üretimi ve ihracatıyla büyüyen ülkelere baktığınız zaman, buralarda genelde teknoloji yatırımlarının ihtisas serbest bölgelerinde yapıldığını ve buralarda teknoloji yatırımlarının, üretimin ve ihracatın büyüyerek o ülkenin büyümesine katkı yaptığını görüyoruz." ifadelerini kullandı.
İhtisas serbest bölgelerini teknoloji ağırlıklı yatırım ve ihracat üssü olarak planladıklarını vurgulayan Pekcan, şu değerlendirmede bulundu:
"Buralara istihdam desteği, kira, faiz ve kar kaybı desteği, hatta bilişim gibi teknoloji odaklı sektörlerde de sosyal güvenlik prim desteği gibi destekler öngörüyoruz. Firmalarımıza, uluslararası firmaların tedarik zincirinde yer almak üzere ihtiyaçları olan her aşamada, sertifika aşamasında da danışmanlık aşamasında da destek olmaya devam ediyoruz. Yani ihracat potansiyeli çok."
AB Yeşil Mutabakatı
Bakan Pekcan, AB Yeşil Mutabakatı'na yönelik Ticaret Bakanlığının çalışmalarının sorulması üzerine, son İstişare Kurulunda Gümrük Birliği'nin güncellenmesi, Brexit süreci ve Brexit sonrası atılacak adımlarla ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla görev dağılımı yaptıklarını, Kovid-19 salgını sonrası dünyadaki dönüşümde nasıl yer alınabileceğini, ABD ile ticari ilişkilerin artırılmasına yönelik karşılıklı atılabilecek adımları ve yatırım ortamının iyileştirilmesi için yapılması gereken çalışmaları değerlendirdiklerini söyledi.
Bunun yanı sıra AB Yeşil Mutabakatı konusunu da ele aldıklarına işaret eden Pekcan, AB’nin bu belgeyi yayımlamasından itibaren Bakanlık olarak bir çalışma grubu oluşturduklarını anlattı. Pekcan, burada özel sektör ve ilgili tüm bakanlıkların katılımlarıyla çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi.
Bu alanda da Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırıma ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Pekcan, şunları kaydetti:
"Özellikle enerji yoğun sektörlerin temiz enerjiye ulaşımı konusunda, hem doğrudan yabancı yatırım hem teknoloji transferi hem de AB Yeşil Mutabakatı'nın 10 yıl içinde buraya ayırmayı planladığı 1 trilyon avroluk bütçe düşünüldüğünde, bu finansal kaynaklara Türkiye'nin de ulaşabiliyor olması önemli. Sınırda karbon düzenlemesinin, sınırda korumacı ticari önlemler şeklinde algılanmaması, bu şekilde uygulanmaması için hem Dünya Ticaret Örgütünün hem OECD’nin hem AB'nin hem de gelişmekte olan ülkelerin bu konuda ortak atacağı adımlar son derece önemli. Bu konuda gerek bakanlıklarımız arası gerekse özel sektörle koordinasyonu son derece önemsiyoruz."