Bakan Şimşek yorumladı: Finans piyasalarındaki çalkantı Türkiye'yi nasıl etkiler?

Okuma Süresi: 5 Dakika
Bakan Şimşek yorumladı: Finans piyasalarındaki çalkantı Türkiye'yi nasıl etkiler?
Doviz.com
06.08.2024 11:25

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, küresel piyasalarda dün yaşanan çalkantının ardından bugünkü piyasa tepkisinin bu durumun geçici olduğunu gösterdiğini söyledi. Finansal çalkantının Türkiye'ye etkisine yönelik de değerlendirmede bulunan Şimşek, “Bizim hikayemiz var, olumsuz koşullardan daha az etkileniriz” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, A Haber - A Para ortak yayınında açıklamalarda bulundu.

Şimşek’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:

"Japon yenini borçlanmak çok ucuzdu. Japon yeninden borçlanıp onu dolara çevirip, ABD hissesi almak Japonya’da rağbet gören bir ticaret. Japonya’da son 1 ayda yenin değerlenmesi söz konusu. Yen, dolara karşı yüzde 13 civarında değer kazandı, faiz yükseldi. Bu beraberinde bir düzeltme getirdi. Bugünkü piyasa tepkisine bakarsak bu geçici. Burada önemli olan ABD’nin yumuşak inişi başarıp başaramayacağı konusu. Önümüzdeki dönemde veriler bu perspektifte değerlendirilecek. Piyasanın bugüne kadarki yaklaşımı yumuşak inişin başarıldığı yönünde.

Bu konuya yakından bakılacağını söyleyebilirim. Bu bir düzeltme hareketi. Türkiye yansımalarına bakacak olursak birkaç hususun altını vurgulamakta fayda var.

Birincisi küresel büyümede bir yavaşlama olacaksa bu bir taraftan risk iştahını olumsuz etkiliyor, bizi de olumsuz etkiler.

Beraberinde petrol fiyatlarında, emtia fiyatlarında düşüş getiriyor. Petrol fiyatlarının tepkisi aşağı yönlü oldu. Petrol fiyatlarındaki düşüş bizi cari açık kanalıyla, enflasyon kanalıyla olumlu etkiler. Petrol ve doğal gaz fiyatlarının gerilemesi Türkiye ekonomisini olumlu etkiler.

"Finansal koşulların gevşemesi bizim lehimize bakar"

Diğer bir husus, cuma gününe giderseniz, düne giderseniz piyasalar Fed’in çok daha fazla ve hızlı faiz indireceğini fiyatlamaya başladı. Bir ara yüzde 90 olasılıkla 118 baz puanlık faiz indirimi fiyatlanmaya başlamıştı. Küresel finansal koşulların da gevşemesi Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin lehine.

Finansal koşulların gevşemesi bizim lehimize bakar. Bizde çok aşırı yabancı pozisyonu yok. Son 1 yılda önemli kaynak girişi oldu ama geçmişe oranla ve başka ülkelere oranla buradaki yoğunlaşma az.

Bu tür çalkantılar Türkiye’yi nasıl etkiler? Bizim bir hikayemiz var. Bir dezenflasyon hikayesi, yapısal dönüşüm hikayesi. Hikayesi olan ülkeler bu tür olumsuz koşullarda bile nispeten az etkilenebilirler. Yabancı pozisyonunun çok yüksek olmaması, hikayemizin olması, petrol fiyatlarındaki düşüşün bize olumlu yansıyacak olması gibi faktörler bu türden çalkantıların Türkiye’ye yansımalarını sınırlar.

'Enflasyonu kötü bir vergi olarak görüyoruz’

Geçen sene eylül ayının başında açıkladık. Uygulamakta olduğumuz bir reform programı var. İstikrardan kastımız makrofinansal istikrar, fiyat istikrarı. Bizim geçen sene eylül ayı başında kamuoyu ile paylaştığımız önemli bir reform programı var.

Bu programın en büyük önceliği milletimizi hayat pahalılığı belasından kurtarmaktır. Enflasyonu biz çok kötü bir vergi olarak görüyoruz, sabit gelirliler açısından, gelir dağılımını bozan çok önemli bir makroekonomik problem olarak görüyoruz.

Biz bir yıllık geçiş dönemi öngördük. Enflasyonu düşürmek için politika setini inşa etmemiz gerekiyordu. Biz geçiş dönemini mayıs ayında bitirdik. Haziran itibarıyla yıllık enflasyon düşmeye başladı. Temmuzdaki düşüş oldukça güçlü bir düşüş. Bu ağustosta da devam edecek.

Şu anda enflasyondaki gelişmeler yıllık enflasyondaki düşüş bizim program öngörülerimizle paralel gidiyor. Mayıs ayında enflasyon zirveyi buldu. Temmuz ayında yaklaşık yüzde 62 civarına indi. Şimdi önümüzdeki 12 ay için piyasa beklentisi yüzde 30 civarı, 24 ay için piyasa beklentisi yüzde 19 civarı. Biz bu beklentilere değer veriyoruz ama performansımız ile hedeflerimiz arasındaki fark azaldıkça, hedeflerimize yakınsadıkça inanıyoruz ki beklentilerin de yakınsama ihtimali yüksektir.

‘2025 yılında ilk rahatlamayı göreceğiz’

Enflasyonu düşürmede çok kararlıyız. Milletimizin şu anda karşı karşıya olduğu sıkıntıları gidereceğiz. 2025 yılında ilk rahatlamayı göreceğiz. 2025 dezenflasyon yılı olacak. Milletimiz sonuçları görecek, çektiğimiz sıkıntılara değecek.

‘Milletimiz bize inansın’

Geçen sene bir çalışma yayımlandı. 56 ülkede 100 enflasyon şoku incelendi. Enflasyonun şok öncesine dönmesi ortalama 3,4 yıl alıyor. Biz daha ilk yılımızı yeni doldurduk. Ben hep söylüyorum milletimiz bize inansın. Biz güçlü bir program ortaya koyduk.

Biz bunu başaracağız, enflasyon düşecek. Çünkü para politikası, maliye politikası, gelirler politikası ona göre tasarlandı. Biraz zamana ihtiyacımız var.

Orta Doğu’daki kriz ve enerji zamlarının programa etkisi

Merkez Bankası’nın hedef patikası var. Bu sene için bizim belirlediğimiz bandın üstü yüzde 42. Biz şu an itibarıyla enflasyondaki gidişatın öngörülerimizle uyumlu olduğuna inanıyoruz. Yüzde 40 civarı bir enflasyonla yılı kapatacağımıza inanıyoruz. Piyasa beklentileri de yüzde 43 civarı. Daha öncesine gidin beklentiler çok yüksekti. Geçen sene ekim ayına gidin 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 45’ti bugün yüzde 30’a düştü.

‘Orta doğu’daki gerginlikleri önemsiyoruz’

Orta Doğu’daki kriz eğer büyürse tabi ki bizi olumsuz etkiler. Turizm kanalından, petrol fiyatları kanalından etkileniriz. Bugüne kadar jeopolitik gerginlik endeksi var. Bayağı yukarı çıkmış, piyasa fiyatlamalarına baktığınızda piyasa savaşın yayılmayacağı varsayımından hareket ediyor.

Orta Doğu’daki gerginlikleri biz önemsiyoruz. Son Japonya merkezli piyasadaki çalkantıları yakından takip ettik. Biz de gelişmekte olan bir ülkeyiz. Risk iştahındaki gelişmeler bizi de etkiliyor.

Doğal gaz ve elektrik fiyatları

Biz enerjideki fiyat artışları yıllık bazda baktığımızda zaten enflasyon patikası ile uyumlu yaptık. Programı yaparken Merkez Banka’mızla bunu istişare etmiştik. Burada bir sürpriz yok. Yıl sonu enflasyon hedefini tutturacağız, bu konuda kararlıyız.

‘Hızlı bir şekilde yatırım yapılabilir seviyeye çıkacağımıza inanıyorum’

İki kademe not artışı çok istisnadır. Moody’s ilk kez Türkiye’yi iki kademe yükseltmiştir. İki kademe not artışları normal değil, istisnaidir. 2024 içerisinde dünyanın önde gelen üç ayrı kredi derecelendirme kuruluşundan kredi notu artan dünyada tek ülke Türkiye’dir.

Şu anda piyasaların bizi fiyatlamasına bakarsanız en az 1 kademe üstte fiyatlıyor. Piyasanın varlıklarımızı fiyatlarken birtakım değerlendirmeler yapıyorlar. Onlar mevcut kredi notunun 1 kademe üzerinden değerlendiriyorlar.

Yatırım yapılabilir ülke statüsü zaman alıyor. İlk defa Türkiye kredi notu değerlendirmesine tabi tutulduğunda 90’lı yılların başıdır. Yatırım yapılabilir ülke statüsünden başlıyor, 94’te bu statüyü 2013 yılına kadar kaybediyor. Bu bir süreç işidir. Çok daha hızlı bir şekilde oraya gideceğimize inanıyorum."

REKLAMI KAPAT X