Türkiye'de TL'nin kontrollü bir şekilde yönetildiğini belirten BBVA Stratejisti Tufan Cömert, ABD seçimlerinin ardından yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin yurt dışından etkilenmediğini ve farklı dinamiklere sahip olduğunu söyledi.
BBVA MENA ve Türkiye Stratejisti Tufan Cömert, CNBC-e canlı yayınında Londra Temsilcisi Berfu Güven'in soruları yanıtladı.
Cömert, gelişmiş ülkelerde bir faiz indirme trendinin içinde olunduğunu söyleyerek görüşlerini paylaştı.
Fed'in alacağı kararda Donald Trump'ın yeniden başkan seçilmesinin çok etkili olacağını sanmadığını söyleyen Cömert, şunlara dikkati çekti:
"ABD’de enflasyon görünümü karışık. Genel olarak enflasyon baskısı olmadığına dair bir konsensus var. Fed önümüzdeki dönem pedala belki daha az basacak ama devam edeceği bekleniyor. Bugün için fiyatlama 25 baz puanlık bir indirim yönünde. Şu ortamda Fed çok fazla risk almayacaktır.
Trump sonrası fiyatlamaların çok kalıcı olduğunu düşünmüyorum. Bence piyasa fazla gitti. Trump’ın ek vergi koyma konusu havuç ve sopa taktiği. Fiyatlamanın abartı olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde hisse piyasası haricinde biraz daha normalleşme görmeyi bekliyoruz.
"Türkiye’nin bambaşka dinamikleri var"
Türkiye’de kontrollü bir şekilde yönetilen bir para birimimiz var. Yurt dışından etkilenmiyoruz. Trump’ın başkanlığının netleşmesinden sonra sabah saatlerinde Asya kaynaklı ciddi girişler gördük.
Türkiye’nin bambaşka dinamikleri var faiz tarafında, Merkez Bankası'nın enflasyon raporunda ne diyeceği, neyi nasıl değiştireceği, faiz ile ilgili sinyalleri gibi birçok nokta var.
Enflasyon raporunda tahminler değişecek 38’di, 43’ün altında olmayacağını gösteriyor. Buraya güncelleme gelecektir. Önemli olan 2025 için yüzde 14’lük tahminin ne yönde değişeceği. Eğer yüzde 14 tuttuğunu görürsek Merkez Bankası, faizi uzunca bir sürede yüksek tutmaya devam edecek.
Piyasada hızlı bir faiz indirimine gireceğiz algısı var. Eğer 14’ü görürsek, yüksek faizin, sıkı para politikasının devam edeceğini anlarım. Biraz yukarıda bir tahminde bulunursa Merkez Bankası'nın büyüme ile enflasyon arasında bir denge gözetmeye çalıştığını söyleyebiliriz. Satır aralarını iyice okumamız lazım.
"Aralık ayında bir indirimi çok mümkün görmüyorum"
Çekirdek enflasyonun mevsimsellikten arındırılmış haline ve trendine bakıyoruz, burada 3 aylık baktığımızda önceki aya göre bir düşüş var ama çok az. Önceki aylara göre baktığımızda düşüş devam ediyor ama bizim daha düşük enflasyonla yaşadığımız dönemlere göre neredeyse iki katı bir çekirdek enflasyondan bahsediyoruz. Bu anlamda 50’yi düşürmek için bize bir sebep verebilir ama enflasyonla mücadele kapsamında hala istediğimiz yerlere yaklaşmak istiyorsak faizin daha uzun süre burada kalması lazım. Merkez Bankası'nın şimdilik net bir sinyal verdiğini düşünmüyorum. Enflasyon trendine baktığımızda aralık ayında bir indirimi çok mümkün görmüyorum.
Enflasyon zaten düşmeye devam ediyor. Önümüzdeki aylarda yüzde 40’lara doğru gidecek bir enflasyondan bahsediyoruz. Faizin yüksek olduğu aşikar. Soru şu Merkez Bankası hangi hızla faiz indirecek? 50’den hızlı bir şekilde 40’lara mı ineceğiz yoksa parça parça mı gidecek? Bizim anladığımız, önümüzdeki dönemde Merkez Bankası otomatiğe bağlı bir indirim düşünmüyor. Gidişata göre bir ay pas geçebilir, daha düşük oranlar yapabilir vs bunların hepsine zaman içinde karar verilecek.
"Yabancı sürdürülebilir bir enflasyon düşüşü olduğuna ikna olmak istiyor"
Yabancı açısından Türkiye’de çok değişik görüşleri görmüyorum. Swapla hala para girişleri devam ediyor. Yurt içinde tahvile 14 milyar dolar civarında giriş oldu sene başından bu yana. Eurobondlarda yabancılar neredeyse hiç yok. Özel bir ilgileri olduğunu düşünmüyorum. Bana son dönemde hep bilindik konuları soruyorlar, enflasyon ne olacak vb. Yabancı sürdürülebilir bir enflasyon düşüşü olduğuna ikna olmak istiyor.
Yabancı asgari ücrete yüzde 25-30 zam olursa bu enflasyonu nasıl etkiler diye soruyor. Enflasyonun altında bir artış olacak ama hedefin üstünde zam olursa, ne kadar ciddiyet olacağını sorguluyorlar.”