BİSAM: 'Asgari ücretli 2017 yılını kayıpla kapattı.'

Okuma Süresi: 3 Dakika
BİSAM: 'Asgari ücretli 2017 yılını kayıpla kapattı.'
Doviz.com
03.01.2018 15:27

Mahmut Can Emir / İstanbul, 3 Ocak (DHA) - Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi'nin (BİSAM) araştırmasına göre, asgari ücretli 2017 yılında enflasyon karşısında yüzde 3.6, gıdadaki fiyat artışları karşısında yüzde 5.2, ulaşımdaki fiyat artışları karşısında yüzde 8.7 kayıp yaşadı.

BİSAM'ın hazırladığı Enflasyon ve Hayat Pahalılığı raporunun sonuçları, 2017 yılında enflasyon nedeniyle asgari ücretlilerin alım gücünda kayıplar yaşandığını gösterdi.

Aralık 2017 Dönem Raporu’nda, asgari ücretin 2017 yılında yüzde 7.9’luk artışla Asgari Geçim İndirimi (AGİ) dahil 1404 lira seviyesine ulaştığını ve TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre 2017 yılı için enflasyon’un (TÜFE) yüzde 11.92 olmasıyla asgari ücretin 2017 yılında enflasyon karşısında yüzde 3.6 kayıp yaşadığıne dikkat çekildi. Söz konusu kayıp gıdada yüzde 5.2, ulaşımda yüzde 8.7 olarak gerçekleşti.

Asgari ücrette yaşanan alım gücü kaybının 2017 yılı Ocak ayından itibaren başladığını ve en ciddi kaybın 63 lira ile Kasım ayında gerçekleştiğini belirten raporda, enflasyon hedefinin tutmamasının maliyeti asgari ücretliye toplamda 489 liraya mal olduğu duyuruldu.
BİSAM açıklamasında, raporun bulgularına ilişkin şu değerlendirme yapıldı:
"Eğer 2017 yılında asgari ücret gerçekleşen enflasyonu yakalayabilseydi 1455 lira olacaktı.
"2018 yılı için asgari ücrete yapılan zam oranı olan yüzde 14.2’lik artışla bu rakam 1661 liraya ulaşacaktı.
"Dolayısıyla 1404 liranın üzerine yapılan artış 2017 yılı kaybı dikkate alındığında yüzde 10.2’lik bir artışa denk geliyor.
"Buna göre asgari ücretli 2017 yılında hem aylık farklardan ötürü yıllık 500 liraya yakın bir kayıp yaşadı hem de yeni yıla bir önceki yılın alım gücü kaybı üzerinden belirlenen bir ücret artışı ile girdi.
"Gıdada kayıplar daha da yüksek düzeylerde gerçekleşti.
"Asgari ücretli 2017 yılını, 2016 yılına göre alım gücünü yüzde 3.6 yitirerek bitirdi.
"Alım gücü kaybı sebzede yüzde 12.7, süt, peynir ve yumurta grubunda yüzde 5.7, meyvelerde yüzde 11.8, yağlarda yüzde 7.7 oldu.
"Buna karşın yüksek et fiyatları aralık ayında düşerek, alım gücü açısından yüzde 1.7’lik bir artış sağladı."
BİSAM, TÜİK verilerini kullanarak hesapladığı enflasyon farklarını da şöyle açıkladı:
"Aralık 2003-Aralık 2017 dönemleri arasında genel TÜFE yüzde 214 artış gösterirken, bu oran;
- düzenli ücretlilerde yüzde 232,
- yevmiyeli çalışanlar için yüzde 245,
- emekli aylığı ile geçinenlerde yüzde 237,
- nüfusun en yoksul yüzde 20’lik kesiminde yüzde 241,
- en zengin yüzde 20’lik dilim için yüzde 228 olarak gerçekleşti.
Buna göre enflasyon hesaplaması yoksulu daha da yoksullaştırdı."
BİSAM tarafından Aralık 2003-Aralık 2017 dönemlerine göre, genel enflasyon rakamları ile farklı gelir gruplarının enflasyonlarının arasındaki farktan kaynaklanan ve kayıtlara yansımayan yoksullaşma düzeyini ortaya koyan, gizli yoksullaşma oranları da hesaplandı.
Buna göre son 14 yıllık dönemde (Aralık 2003-Aralık 2017) gizli yoksullaşmayı en yoğun olarak yaşayanlar;
- işteki duruma göre yüzde 9.8 ile 'yevmiyeliler'
- mesleğe göre yüzde 8.4 ile 'nitelik gerektirmeyen işlerde çalışanlar'
- temel gelir kaynağına göre yüzde 9.0 ile 'diğer transferlerle geçinenler' oldu.
Enflasyon nedeniyle yaşanan gizli yoksullaşma, en yoksul yüzde 20 için yüzde 8.3 düzeyinde gerçekleşti; buna karşın en zengin yüzde 20 için gizli yoksullaşma yüzde 4.2 oldu.
BİSAM'ın raporunda, yükselen enflasyon karşısında ücret kayıplarının giderilmesi çin çizdiği yol haritasında;
"Ücret artışlarında dar gelirlileri dikkate alınacak ayrı bir endeks oluşturulmalıdır.
"Toplum tarafından yaygın olarak kullanılmadığı halde, yüksek değer taşıdığı için enflasyonu önemi oranda etkileyen ürünlerin mal sepetindeki ağırlığı gözden geçirilmeli, teknolojik gelişmeye koşut olarak fiyatları (olağan üstü döviz hareketleri haricinde) sürekli olarak gerileyen ürünler, sepetten çıkartılmalıdır.
"Her türlü sübjektif müdahaleye açık olan yıllık sepet değişiminden vaz geçilmeli. Sepetteki değişiklikler üçer yıllık dönemler halinde gerçekleştirilmelidir.
"İstatistik konseyinin kapsamı genişletilerek emek örgütlerinin katılımı ve denetimi sağlanmalıdır.
"Hükümetin TÜİK’e müdahalesi anlamına gelecek yaklaşımlardan ve söylemlerden uzak durulmalıdır.
"Enflasyon hesaplamasında araştırma kapsamında belirtilen unsurlardan kaynaklı olarak yaşanan gelir kayıpları giderilmelidir" denildi. (Tablo)

REKLAMI KAPAT X