Bitcoin, mevcut ve merkeziyetçi para sisteminin en büyük düşmanı olarak, tüm banka ve hükümetlere rağmen büyümeye devam ediyor. Bunun ardında yatan en büyük sebeplerden biri de Bitcoin’in paranın kontrolünü belli bir azınlığın elinden alıp, bu kontrolü tüm kullanıcılara eşit şekilde dağıtması olarak görülüyor. Tabii ki Bitcoin’e yakışır bu demokratik düzen, kendi içerisinde yaşadığı politik dramaların önüne geçemiyor. Çünkü demokrasinin bir gerekliliği olarak, Bitcoin’in açık kaynaklı kodunda bir değişiklik yapılabilmesi için, geliştiricilerin çoğunluğunun bu kod değişikliğini kabul edip uygulaması gerekiyor. Ancak bazı durumlarda, geliştiriciler hemfikir olamayıp ana zincire istedikleri değişikliği getiremeyeceklerini anladıklarında, bu tür radikal değişikliklere “Hard Fork” adı veriliyor, zinciri eşleyip yalnızca üzerine kendi değişikliklerini ekleyerek farklı bir sanal para birimi üretme yoluna gidiyorlar ve bu işleme de “Chain Split” yani zincir ayrılığı adı veriliyor. İşte 25 Ekim'de 491,407. blok itibariyle hayata geçen Bitcon Gold’da böyle bir sanal para birimi.
Temel yapısını, Bitcoin’in koduna dayandıran Bitcoin Gold, birkaç farklılıkla öne çıkıyor. Öncelikle bu koin, herkesin bilgisayarında yer alan GPU tipi işlemcilerle madenciliği bir dönem mümkün olan Bitcoin’in, profesyonel maden işlemcisi olan yüksek maliyetli ASIC cihazların tekelinden kurtulup eski günlerine dönmesini istiyor. Bunun için de bu cihazların, Bitcoin üretmesini durdurarak herkesin bilgisayarıyla Bitcoin madenciliği yapabilmesini hedefliyor. Bu değişiklikle beraber, geliştirici ekip daha çok bireyi Bitcoin madenciliğine sevk ederek, büyük şirketlerin merkeziyetçiliğini ortadan kaldırabilmek istiyor.
Yeterli destek sağlanamadığı için BTG’nin zincir ayrılığı gerçekleşmiş bulunuyor, ama hala yaratılan yeni zincirin, orijinal zincirin yerini alabilmesi teorik olarak mümkün. Bunun için, Bitcoin ekosisteminde yer alan oyuncuların çoğunluğunun yeni zincire desteği gerekiyor, ama şu ana kadar bu çoğunluğun orijinal zincirden uzaklaşmak gibi bir eğilimi, pek çok denemeye rağmen hiç olmadı. Ardında büyük bir finansal destek ile aynı şekilde 1 Ağustos 2017 tarihinde zincir ayıran Bitcoin Cash dahi, bunu başaramamış ve yalnızca bir diğer “altcoin”e dönüşmüşken, fazla geliştirici desteği bulamayan Bitcoin Gold’un bu konuda pek şansı yok gibi duruyor. Bunun en büyük sebeplerinden biri de zincirde aranan önemli özelliklerden biri olan ve aynı işlemin birden çok tekrarının gerçekleşmesiyle Blockchain’i kandırma üzerine kurulu, dolandırıcılık faaliyetinin önüne geçen “Replay Protection” özelliğinin olmaması. Öyle ki, bu özellik değişikliği gerçekleştiren geliştiriciler tarafından kodlanamadığından, Github üzerinden 250 BTG ödül için, bu kodu BTG’ye ekleyebilecek bir geliştirici aranıyor. Hatta bu sebepten, Ledger gibi büyük şirketler, kullanıcılarının her birine 1 BTC’ye 1 BTG oranında tanımlama yapacaklarını belirtmelerine rağmen, bu özellik henüz aktifleşmediği için, kullanıcılarına, BTG bakiyelerine erişim desteğini henüz vermemiş durumda.
Bitcoin’in doğası gereği bu yaşadığı ne son radikal değişiklik teklifi ne de son zincir ayrılığı olacak. Hatta kasım ayının ortalarında blok boyutunu 2MB kapasiteye çıkartmak üzere ortaya atılan ve Segwit2X adı verilen güncelleme, mevcut durumda bir değişiklik olmazsa, başka bir zincir ayrımına sebep olacak gibi duruyor.
Kimilerine göre bu ayrılıklar demokrasinin bir gerekliliği, kimine göre de ücretsiz bir altcoin hediyesi. Yalnız şu bir gerçek ki, bu tür değişiklikler bir yandan bir drama ortamı yaratıp Bitcoin’in engellenemeyen yükselişine gölge düşürürken, bir yandan da Bitcoin’in daha çok konuşulmasına sebep olarak reklamını yapıyor. Yani zincir ayrılıklarının Bitcoin için faydalı mı, yoksa zararlı mı; bedava para için hücum edenlerden dolayı değerini arttırıcı mı, yoksa ekosistemdeki parayı böldüğü için Bitcoin’in hak ettiği değerine ulaşmasının önünde büyük bir engel mi olduğu, siz okuyucularımızın öznel görüşüne kalıyor.