Borsa İstanbul 150 yaşında: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan manipülasyonlara karşı çağrı

Okuma Süresi: 4 Dakika
Borsa İstanbul 150 yaşında: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan manipülasyonlara karşı çağrı
Doviz.com
22.12.2023 15:21

Borsa İstanbul 150. Yıl Gong Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, borsada manipülasyonlara karşı SPK ve BIST'e çağrıda bulunarak, manipülasyonlar konusunda daha fazla hassasiyet ve çaba beklediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul 150. Yıl Gong Töreni'ne katıldı.

Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile birlikte gongu çaldı.

Ardından kürsüye gelen Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle oldu:

"Cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümünde borsamızın 150'nci yaşını hep birlikte gururla kutluyoruz. Borsamız ilk kez 1873 yılında faaliyete başladı. 1985 yılındığına gelindiğinde ise İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kuruldu.

Daha sonra farklı borsalarımızı tek çatı altında toplamaya karar verdik. Borsamız bir anonim şirkete dönüşerek daha şeffaf daha dinamik, takas ve saklama kurumları ile daha entegre bir yapıya kavuştu.

Türkiye Varlık Fonu'nun tesis ile birlikte Borsa İstanbul'u 2017 senesinde Varlık Fonu'nun portföyüne dahil ettik. Varlık Fonu'nun ortaklık oranı Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'na ait payın satın alınması sonrasında yüzde 90,6'ya çıktı. Böylelikle Borsa İstanbul'un yapısal dönüşüm süreci tamamlanmış oldu.

Tam 1,5 asırdır ülkemizin kalkınması, büyümesi, ekonomik olarak güçlenmesi, istihdamın, üretimin ve yatırımın artması için çaba harcayan borsamızın bütün mensuplarını şükranla yad ediyorum. Borsa İstanbul bünyesinde işlem gören tüm şirketlerimize de Türkiye ekonomisine yaptıkları katkı için teşekkür ediyorum.

Borsamız 150 yıllık köklü tarihi ile Türkiye'nin son 1,5 asırdaki inişli çıkışlı yolculuğunun en yakın şahitleri arasında yer alıyor. Osmanlı Devleti'nin dağılmasından 1. Cihan Harbi'ne, Milli Mücadele'den Cumhuriyetimizin ilanına, tek parti sultasından çok partili demokrasiye geçişe, darbelerden ekonomik krizlere kadar son 150 yılda milletimizin başına gelen iyi kötü her olay borsamızı da etkilemiştir.

Tabi buna bir de savaşından salgınına, küresel ölçekte yaşanan tüm gelişmeleri de eklememiz gerekiyor. Borsa İstanbul'u sadece cumhuriyetimizin değil aynı zamanda küresel sistemin canlı tanıklarından biri olarak değerlendiriyoruz. Borsamızın serencamına baktığımızda esasen milletimizin ekonomi ve finans alanındaki mücadelesinin iz düşümlerini de görebiliyoruz. Burada öncelikle şu hususa dikkatlerinizi çekmek isterim. Borsanın ilk kurulduğu yıllar Osmanlı'nın borçlarını ödemekte zorlandığı tefeci Galata bankerlerinin devletin iliğini sömürdüğü Duyuni Umumiye İdaresinin teşkili ile finans kapitalin ülkeyi mali açıdan müstemlekeleştirdiği gerçekten zor ve acı verici dönemlere tekabül etmektedir.

Yine bu dönemi dikkatlice incelediğimizde Galata bankerlerinin ülkenin yerel kaynaklarını nasıl engellediklerini Osmanlı'nın sanayileşmesini nasıl dinamikleştirdiklerini çok net bir şekilde görüyoruz. Finans kapitalin 19. Yüzyılın ortalarından itibaren sadece ekonomik getiri gayesi ile değil bundan daha ziyade kontrol ve tahakküm peşinde koştuğunun sayısız örneği ile karşılaşıyoruz. Öyle ki bu dönemde Galata'da Türkler kaybeder levanterler kazanır algısı toplumda kabul gören bir kanaat olarak yerleşmiştir. Borsamızın ilk dönemlerine ait bu algı daha sonra yaşanan farklı olaylarla maalesef daha da perçinlenmiştir. Her ne kadar borsamız bize Osmanlı'dan miras kalan bir kurum olsa da uzun yıllar asli görevini yerine getirememiştir.

Borsamız yıllarca yabancıların, yerli yatırımcıları ve ülke kaynaklarını çeşitli manipülasyonlarla sömürdüğü bir platforma dönüştürüldü. Borsada yatırım yapmak yerine insamızın günlük lisanına da sirayet eden borsada oynama ifadesi aslında bu durumun bir yansımasıydı. Siyaset kurumu da 3-5 oy daha fazla kazanmak uğruna borsayı hedef alarak ne yazık ki bu algının kökleşmesine yardım etti.

Son olarak bunu 14-28 Mayıs seçimleri arifesinde bir kez daha gördük. Bizzat muhalefetin cumhurbaşkanı adayı tarafından Borsa İstanbul'u yıpratmayı amaçlayan bütüncül bir kampanya yürütüldü. Battık, bittik senaryoları ile yatırımcı korkutuldu. Dövize, altına ve üretime doğrudan katkısı olmayan diğer araçlara yönlendirilmek istendi. Bu furyaya mandacı, müstemlekeci kimi ekonomistler de alkış tuttu. Halbuki başta kıta Avrupa'sı olmak üzere gelişmiş, kalkınmış ülkelerde çok farklı bir tablo söz konusudur.

Sermaya piyasalarının derinleşmesiyle reel sektör finanse edilir, tasarrufların artması sağlanır. İster ekonomist ister simsar olsun sermaya piyasasını manipüle etmeye çalışanlara meydanı boş bırakamayız. Gerek SPK gerek BİST'ten bu konuda daha fazla hassasiyet ve çaba bekliyoruz. Devletimizin tüm imkanlarının bu süreçte sizlerin emrinde olduğunu vurgulamak istiyorum.

Attığımız adımlarla borsamızı gazino kapitalizminin pençesinden kurtardık. Ekonomi ve finans sistemimizde birçok yenilik yaptık. Sermaye piyasamız ve borsamızda köklü bir dönüşüm gerçekeşti. Enflasyondaki artışın kontrol altına alınmasıyla birlikte ülkemize yönelik kaynak akışının daha da hızlanacağına inanıyoruz.

Şimşek: Borsa bir oyun alanı değildir

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önce yaptığı konuşmada, son aylarda hemen hemen her alanda programlarına güven olduğunu belirterek, TL varlıklara ciddi bir talep olduğunu söyledi.

Şimşek, aylık enflasyonda ivme kaybı olduğunu, bunun 2024'te hız kazanacağını da belirttiği konuşmasında yatırımcılara uyarıda bulunarak, "Borsa oyun alanı değildir." ifadelerini kullandı.

REKLAMI KAPAT X