Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, memur ve emeklilerin zam oranının belli olmasının ardından en düşük emekli aylığıyla ilgili çalışmanın ocak ayında tamamlanmasını beklediğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul'da ekonomi gazetecileriyle buluşarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Yılmaz, yeni asgari ücret rakamı ile memur ve emekliye refah payı verilip verilmeyeceğine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
"Bazen asgari ücretli çalışan sayısına ilişkin oranlar da tartışılıyor, bizim elimizde kayıtlı olan SGK’li çalışanlar var, orada kayıtlı çalışanların yüzde 42’si asgari ücretli görünüyor o da 6,7 milyon kişi yapıyor. Yani şu anda kayıtlı asgari ücretli 6,7 milyon, toplam istihdamımız ise 32 milyon 970 bin. Asgari ücret meselesinde biraz bu sorunun da olduğunu biliyorum, yani asgari ücretli 6,7 milyon gözüküyor ama muhtemelen bundan daha düşük gerçek anlamda çünkü asgari ücret üzerinden prim ödeniyor malum, işte birtakım yükümlülükler getiriyor. O yüzden asgari ücretle gösterip, başka şekillerde ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz, buna da eksik kayıtlılık diyoruz. Biz tabii kayıt dışılıkla da eksik kayıtlılıkla da mücadele ediyoruz.
"Asgari ücret taban ücret”
Asgari ücretle ilgili söyleyeceğim ikinci husus şu: Altını hep çiziyoruz bu bir taban ücret, bunun üstü bir limit söz konusu değil veya ideal ücret veya olması gereken ücret şeklinde bir hadise değil. Bundan aşağı olmaz dediğimiz bir ücret dolayısıyla birçok metropolde, belli sektörlerde, belli büyüklerdeki firmalarda zaten fiili ücretlerin daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz. Burada asıl problem asgari ücrette daha az gelişmiş bölgeler, küçük ölçekli işletmeler ve emek yoğun sektörler. Bunlar asıl bunun baskısını daha fazla hissediyorlar. Ama biz her zaman söylüyoruz, burada verimlilik çok önemli. Verimlilik arttıkça ülkenin toplam faktör verimliliği, işletmelerin de işletme bazında verimliliği arttıkça aslında daha yüksek ücretin de zemini oluşmuş oluyor.
2024 yılında yıllık enflasyon 44,4, asgari ücret 49,1 arttırılmış, yani son 2 yılda yapılan artışlar oldukça önemli artışlar. O yıldaki enflasyonun üstünde artışlar. Bu yıl da yine yaptığımız artışın bu yıl gerçekleşecek enflasyonun üstünde kalacağını bekliyoruz. 2003-2024 döneminde yıllık ortalama büyümemiz 5,4 olmuş. Asgari ücretteki reel artışın yıllık büyümesi 5.6 olmuş, yani bu uzun dönemli baktığınızda da biz asgari ücreti büyümemizin üstünde artırmışız. Son dönemde önemli bir gelişme var 2022 yılında emeğin milli gelirden, katma değerden aldığı payı gayri safi katma değerden aldığı pay oldukça düşük seviyeye gelmişti 2022’de. Pandeminin de etkisiyle, başka faktörlerin de etkisiyle hakikaten çok düşük bir düzeydi. Nitekim TÜİK 2022 gelir dağılımı istatistiklerini yayınladığında bunu gördük. Gelir dağılımında ciddi bir olumsuz etkilenme olduğunu gördük 2022’de. Geçtiğimiz günlerde TÜİK 2023 gelir bazlı rakamları açıkladı, burada nispi olarak bir düzelme olduğunu görüyoruz gelir dağılımında. Ben ,2024 verilerinde de (2025’te çıkacak o rakam), yine bu iyileşme eğiliminin devam edeceğini düşünüyorum. 2024 yılı üçüncü çeyreğinde, serinin açıklandığı 1998’den beri en yüksek değer olan 37,6’ya ulaşmış durumdayız. Yani iş gücü ödemelerinin gayri safi katma değerdeki payı itibariyle 2024’ün üçüncü çeyreği tarihi yüksek seviyeyi görmüş durumdayız ve son bir yılda burada 6,1 puan bir artış var. Bu da bize önümüzdeki dönem gelir dağılımı açısından daha olumlu bir tablonun oluşacağını gösteriyor.
"Amacımız satın alma gücünü artırmak"
Net asgari ücretin yine dolar karşılığı çok tartışılıyor biliyorsunuz. Asgari ücret 2002’de 114 dolar, 2024 yılında ise 519 dolar idi, 2025’teki son güncel artışla 627 doların üzerine çıkmış durumda. Bu net maaşlarda birde işverene maliyeti açısından bakarsanız bu tabii çok daha yüksek rakamlarda. Şu anki asgari ücret seviyemiz Rusya, Romanya, Bulgaristan Meksika, Brezilya’nın, Güney Afrika’nın, Endonezya’nın, Çin, Mısır ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin üzerinde bir rakam, bunu da ifade etmek isterim: Enflasyonda ciddi bir sapma olursa yeniden elbette bunları değerlendiririz dedi, biz ciddi bir sapma olmayacağına inanıyoruz, politikalarımızı o çerçevede sürdürüyoruz. Önemli olan çünkü şudur buna yürekten inanıyoruz: Bugün yüksek bir maaş verirsiniz, yarın enflasyon bundan daha yüksek çıkarsa verdiğiniz maaşın hiçbir anlamı kalmaz. Önemli olan enflasyonu dizginleyip, düşürüp, somut, reel satın alma gücünde artış sağlamak. Bizim amacımız satın alma gücünde kalıcı artış sağlamak, amacımız bu. Dolayısıyla, bunu sağlamak için her türlü gayreti sarf edeceğiz. Bu süreçte istihdamı da desteklemeye devam edeceğiz.
"İşletmelere çalışan başına 2 bin 500 liraya kadar istihdam katkısı ocakta"
Asgari ücret kararıyla birlikte biliyorsunuz 700 lira olan asgari ücret desteğini de 1000 liraya çıkardık. Kamuda, özellikle emek yoğun işletmelerimize, emek yoğun işletmelerimizle ilgili hem imalatçı, hem ihracatçı işletmelerimizle ilgili EKK’de da geniş değerlendirmeler yaptık, Sanayi bakanlığımızın çalışmaları oldu. O da istihdamını koruyan özellikle tekstil, konfeksiyon, deri, mobilya gibi emek yoğun sektörlerde faaliyet gösteren işletmelere çalışan başına 2 bin 500 liraya kadar istihdam katkısı. Ocak ayı içinde bir düzenleme yapılmasını bekliyoruz.
Asgari ücret bu kadar siyasi tartışma konusu olmamalı. Siyasi olarak bu kadar tartışılmayacak bir mekanizma içinde farklı şekillerde yapılabilir mi? Elbette tartışılabilir, uzlaşılabilir.
"Emeklilerle asgari ücret oranını mukayese doğru olmaz"
Emeklilerle ilgili söyledikleriniz, asgari ücret oranıyla emekliye artış oranını mukayese doğru olmaz, çünkü birisi bir yıllık bir süreçle ilgili, perspektifle ilgili bir artış, diğeri 6 aylık, yani emekli ve memur artışı biliyorsunuz 6 aylık yapılıyor, Temmuz’da tekrar bu artışlar yenilenecek.
"En düşük emekli maaşı için çalışma yapacağız"
Burada asıl kural bazlı olmayan en düşük emekli aylığı. Bugün geldiğimiz noktada 12 bin 500 liraya çıkmış durumda kök ücretleri daha düşük olan oldukça önemli sayıda emeklimiz bundan istifade ediyor, kök ücretinden daha yüksek bir emekli ücreti almış oluyor, yani primiyle bağlantılı kök ücretinden daha yüksek bir emekli maaşı almış oluyor. Bunu kanunla ancak değiştirebiliyorsunuz, bu normal sistemden gelen bir şey olmadığı için, kanunla gelen bir yapı olduğu için ancak kanunla düzenlenerek yine sağlanabilir. Bu konuda bir çalışma yapacağız, yani burada diğer ücretler artarken asgariyi olduğu gibi tutmanın doğru olmadığını düşünüyoruz, bir çalışma yapacağız ve bir kanuni düzenleme muhtemelen gündeme gelecek. Tabii hükümetimiz bunu nihai karara Cumhurbaşkanımız tamamladıktan sonra grubumuzla kanun çalışmasını gündeme taşıyacağız. Ocak ayı içinde bu gerçekleşecektir diye düşünüyorum."