Kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB'ye tam üyeliğin stratejik öncelikli olmaya devam ettiğini söyledi. Son toplantısını 17 Kasım tarihinde gerçekleştiren Kabine üyeleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında bugün Beştepe’de bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı yaklaşık 3 saat sürdü. Toplantının ardından kameraların karşısına geçen Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şunlar oldu: "Birçok konuyu mütalaa ettiğimiz bir Kabine toplantımızı daha tamamlamış bulunuyoruz. Kabinemizde aldığımız kararların ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını canı gönülden arzu ediyorum. Buradan hangi siyasi görüşten hangi etnik kökenden olursa olsun Türkiye için çalışan, Türkiye için dertlenen, kalbi Türkiye için atan herkese, tüm vatandaşlarıma içtenlikle teşekkür ediyorum. Aziz milletim, değerli arkadaşlar; küresel sistemdeki çatırdamaların olumsuz etkilerini en fazla hissettiğimiz kırılgan bir dönemden geçiyoruz. Yakın çevremize baktığımızda savaşların, çatışmaların, gerilimlerin, siyasi ve ekonomik dalgalanmaların hiç eksik olmadığı görülüyor. Türkiye’nin içinde yer aldığı bölge, şairin ‘akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader’ anlamını bulan sürecin tam ortasındadır. Daha önceki konuşmalarımda yaklaşan küresel bir kasırgadan bahsetmiş, bunun farklı kıtalarda taşları yerinden oynatacağına dikkat çekmiştim. Türkiye’nin bu kasırgayı suhuletle yönetecek imkân ve kabiliyetlere sahip olduğunu da dile getirmiştim. 2025 yılı itibarıyla çalışkan liyakatli kadrolarla Türkiye sürecin üstesinden geliyor. Güvenlik adası olma vasfını hamdolsun muhafaza ediyoruz. "Türkiye hedeflerine er ya da geç ulaşacak" Bugün TÜİK tarafından yüzde 3,7 olarak açıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamları, doğru yolda olduğumuzu göstermiştir. Türkiye ekonomisi kesintisiz büyüme trendini 21 çeyreğe taşımıştır. Büyüme rakamlarının ülkemiz ekonomisi için hayırlı olmasını diliyorum. Sadece ekonomi ve yatırımlarda değil, temel hak ve özgürlüklerde de çok büyük ilerlemeler kaydettik. Reform hamlelerimizle, yıllardır millî iradenin tepesinde ‘Demokles’in kılıcı’ misali sallanan vesayete son verdik. Milletimize, zaten anasının ak sütü gibi helal olan haklarını teslim etmenin yanı sıra demokrasimizin standartlarını yükselttik. Gezi olayları ve 15 Temmuz ihaneti gibi bağımsızlığımıza yönelik kökü dışarıda gelişmeleri milletimizle birlikte bozguna uğrattık. Terörün her çeşidiyle mücadelede tarihî nitelikte başarılar elde ettik. Şimdi bu mücadeleyi taçlandırmak amacıyla hassas bir süreç yürütüyoruz. Terörsüz Türkiye süreciyle, ekonomik şahlanışımızın, huzurumuzun ve kardeşliğimizin önündeki en büyük engellerden birini ortadan kaldırmanın samimi çabası içerisindeyiz. Şunu herkesin, özellikle kan ve kaos tüccarlarının bilmesini isterim: Biz, ihtirasları boylarını aşanların aksine, kökleri çok eskiye uzanan kadim bir devlet geleneğine sahibiz. Merkezinde bulunduğumuz bu coğrafyada tam bin yıldır istiklaline halel getirmeden özgürce yaşayan nadir milletlerden biriyiz. Aynı şekilde biz, ayağına çelme takılınca, yoluna engel konulunca, önü kesilince girdiği yoldan dönecek bir millet de değiliz. Tehditler karşısında ürkecek tehdit diline boyun eğecek bir devlet millet ülke değiliz. Türkiye hedeflerine er ya da geç ulaşacaktır. Bu ufukla, bu sorumluluk bilinciyle son kabine toplantımızdan beri hem içeride hem de dışarıda yoğun mesai içinde olduk. "Tek bir insanın dahi ayrımcılığa maruz kalmasına müsaade etmeyiz" Kore Cumhurbaşkanı ile Türkiye-Güney Kore arasındaki geniş işbirliği imkanlarını değerlendirdik. Güney Kore ile savunma sanayi alanında ortak projelere devam ediyoruz. Nükleer güç santraline yönelik görüşmelerimiz sürüyor. Kore elektrik şirketi ve Türkiye Nükleer Enerji Anonim şirketi arasında imzalanan mutabakat zaptıyla süreci bir adım ileriye taşımış olduk. 2026-230 dönemini kapsayan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5. Ulusal Eylem Planımızı kamuoyuyla paylaştık. 130 faaliyetten oluşan yeni eylem planımızın kadınlar için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. 27 Kasım'da katolik dünyasının ruhani lideri Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo'yu ve heyetini Ankara'da ağırladık. Görüşmelerimizde aile kurumuna yönelik tehditler başta olmak üzere ortak gündemimizdeki meseleleri ele aldık. BM çatısında 160 üyeye ulaşan medeniyetler ittifakı girişiminin ehemmiyetine bir kez daha değindik. Batı'da İslam düşmanlığı da gündemimizin üst sıralarındaydı. Gazze'de İsrail'in cami, okul, hastane ve kiliseleri hedef alan insanlık dışı saldırılarına dikkat çektik. Filistin meselesindeki ilkeli duruşunu takdirle karşıladığımızı dile getirdik. Bizim de katkımızla tesis eden ateşkesin muhafazası, insani yardımların bölgeye ulaştırılması ve Kudüs'teki statükonun korunması konusundaki hassasiyetimizi kendilerine aktardık. Farklı kimlik ve inançları barış içinde yaşatma konusunda eşsiz bir tecrübeye sahibiz. Bilhassa içinde bulunduğumuz dönemde bu vasfımızın, tecrübemizin çok değerli olduğuna inanıyorum.Farklı inançtan vatandaşlarımız ülkemizin beşeri zenginliğini oluşturuyor. Tek bir insanın dahi ayrımcılığa maruz kalmasına müsaade etmeyiz, edemeyiz. "AB'ye tam üyelik önceliğimiz olmayı sürdürüyor" Bu sene G-20 zirvesiyle ilgili değerlendirmemi partimizin grup toplantısında yapacağım. Türkiye'nin Afrika kıtasıyla ilişkilerinde nereden nereye geldiğini kısa bir icmalini çıkaracağız. Bugünkü kabine toplantımızda AB ilişkiler, dış politakadaki güncel meseleleri ele aldık. Birliğe tam üyelik stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın Karadeniz'deki seyrisefer güvenliğini tehdit eder görünüyor. Cuma günü münhasır bölgemizde gemilerin hedef alınmasını hiçbir şekilde mazur göremeyiz. Bu tarz durumlarla ilgili tüm taraflara gerekli uyarılarda bulunuyoruz. Savaşı bitirmeye dönük son haftalarda yaşanan hareketliliği yakından takip ediyoruz."