Körfez Turu dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuraklık sorununa ilişkin paylaşımında, “İş başa düştüğü zaman, biz vatandaşımızı susuz bırakamayız. Devlet Su İşlerine bu konuda gerekli talimatı verdik” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez Turu dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan’a yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle oldu: Soru: Körfez ülkelerine, Gazze’nin yeniden toparlanması, imarı yönünde katkı sunmak adına tavsiyeleriniz, telkinleriniz oldu mu? Bu anlamda Kuveyt, Katar, Umman’da güçlü bir irade gördünüz mü? Ellerini taşın altına koyacaklar mı? Gazze’yi hep birlikte ayağa kaldıracağız. Buna sadece Türkiye veya sadece Mısır, diğer körfez ülkeleri tek başına muktedir olabilir mi, elbette hayır. Bu, müstakil bir toplu inşa ve ihya çalışmasıdır. Bunun için de bütün duraklarımızda kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdik. Gidemediğim yerlere Dışişleri Bakanımı, İstihbarat Başkanımı, Milli Savunma Bakanımı gönderip, “görüşmeler onlar vasıtasıyla yürüsün” dedim. Bu temaslar devam ediyor. Körfez ülkelerindeki kardeşlerimize açık ve net bir şekilde çağrımızı yaptık. Az önce de söylediğim gibi, artık söz değil, icraat zamanı. Kuveyt’te, Katar’da, Umman’da bu konuda güçlü ve samimi bir irade, bunun yanında da vicdani bir hassasiyet gördük. Özellikle Katar, zaten bugüne kadar Filistin’e en çok destek veren ülkelerden biri. Gazze, İslam dünyası için bir imtihan kağıdıdır. İnşallah bu sınavdan alnımızın akıyla geçecek ve kardeşlerimizin yanında en güçlü şekilde yerimizi alacağız. İsrail’in saldırıları, Gazze’nin maalesef altyapısını yerle bir etti. Şimdi burada çok ciddi hafriyat çalışmaları yapılarak, bu yıkımları kaldırmamız gerekiyor. Önce iş makinelerinin yapacağı çalışmalar, ardından altyapıya yönelik atılacak adımlar var. Gazze’de hastaneler, okullar ibadethaneler, fırınlar, bunların hepsi yerle yeksan edildi. Bunun yeniden inşası kolay bir iş değil. Başta Körfez ülkeleri olmak üzere, hep birlikte bu adımı inşallah atacağız. Gazze, bütün insanlığı yıllar boyunca utandıran bir vahşete tanık oldu. Gazzeli kardeşlerimize insanlık olarak onurlu ve müreffeh bir geleceği hep beraber hazırlamamız gerekiyor. Türkiye, bu noktada her türlü fırsatı değerlendirerek elinden gelen gayreti ortaya koyacak. SORU - İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir başta olmak üzere büyükşehirlerde ciddi bir su sıkıntısı yaşanıyor ve bu konuyla ilgili kamuoyunda belediyelerin yetersiz kaldığı yönünde eleştiriler vardı. Bu konuyla ilgili bu tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Hükümet olarak bir çözüm planınız var mı? Kuraklık doğal bir gerçektir, ancak kuraklığa karşı tedbir almamak bir yönetim zafiyetidir. Bugün yaşanan tablo, işte o ihmallerin sonucudur. Belediyecilik, billboardlara slogan asmakla, sosyal medyada poz vermekle, algı oluşturmakla yapılmaz. Ben buna yabancı değilim. Çünkü İstanbul'a Belediye Başkan Adayı olduğum zaman İstanbul aynen bu sıkıntıları yaşadı. Hatırlayın çöp, su, altyapı sorunları vardı. Şu anda aynı noktaya yeniden geldik. İş başa düştüğü zaman, biz vatandaşımızı susuz bırakamayız. Devlet Su İşlerine bu konuda gerekli talimatı verdik. “Her an hazır olun” dedik. Şu anda bunun çalışmalarını yapıyoruz. Barajlardaki doluluk oranları her ne kadar ciddi manada bir düşüş seviyesine geldiyse de biz DSİ olarak elimizden geleni yapıyoruz. Geçmişte Van'da olduğu gibi Ankara'da olduğu gibi İstanbul'da olduğu gibi bu çalışmaları yaparız. Biz o zaman barajları devreye sokmakla kalmadık, yeni barajlar inşa ettik. Mevcut barajları da devreye aldık. Örneğin; İstanbul'a Melen'den su aktardık. Bununla kalmadık, Anadolu yakasından Avrupa yakasına denizin altından borularla su naklettik. Bunları yapan iradeyiz biz. Yani tribünden futbol maçı seyretmiyoruz. Gereken neyse bunu yapıyoruz, yine yaparız, yine yapacağız. Projeler üretiyoruz, çözümler üretiyoruz ve bununla ilgili de adımları her an atıyoruz. Şu anda ifade ettiğiniz gibi gerçekten Ankara, Bursa, İstanbul her an su sıkıntısını yaşıyor ve yaşamaya doğru da gidiyor. Ama biz halkımızı buralarda Allah'ın izniyle susuz bırakmayız. Soru: Yakın zamanda Budapeşte’de bir Amerika-Rusya zirvesi olacağı söylendi ama net bir tarih belirtilmedi. Anlaşılıyor ki konu askıya alındı. Rusya–Ukrayna krizinin çözümü için İstanbul formülünde hangi aşamadayız? Burada, Türkiye’nin veya İstanbul’un barış vizyonundaki önemi bir kez daha ortaya çıktı. Biz her an böyle bir adıma ev sahipliği yapmaya hazırız. Keşke Budapeşte’deki görüşme yapılabilseydi. Biz bu savaşın sona erdirilmesi için her türlü diyaloğun yararlı olacağını düşünüyoruz. En başından beri bunu savunduk, bunun için çalıştık, adil barışın mümkün olduğunu ifade ettik. Her iki tarafla da iyi ilişkilerimiz bulunuyor ve her iki tarafın da güvenini kazanmış bir ülkeyiz. Bu barış yolunda bize avantaj sağlıyor ve bu durumu insanlığın yararına kullanmakta kararlıyız. [news_id:789475]