G20 Zirvesi'nde yaptığı konuşmada Gazze'de kıtlık riskinin felaket düzeyine ulaştığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm insanlığın vicdanını sızlatan savaşlar doğal felaketler ve zulümler karşısında uluslararası kuruluşların iflasına tanıklık ediyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brezilya'da G20 Zirvesi'nde açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
"G20 Liderler Zirvesi vesilesi ile sizlerle beraber olmaktan memnuniyet duyuyorum. Sözlerimin hemen başında Brezilya devlet başkanı değerli dostum sayın Lula’ya şahsıma, eşime ve heyetime gösterdikleri hüsnü kabul için teşekkür ediyorum.
Teşkilatların temsilcileri ile bir araya geldik. Türkiye geçmiş yıllarda olduğu üzere G20 faaliyetlerine bu yılda aktif olarak katkıda bulundu. Adil bir dünya ve sürdürülebilir bir gezegen inşa etmek temasıyla gerçekleşen zirvedeki ana hitabımda, Türkiye'nin kimseyi geride bırakmama şiarıyla yürüttüğü insani kalkınma faaliyetlerine dikkati çektim.
Öncelikle şu hususu ifade etmek istiyorum, Türkiye olarak 2015'ten bu yana milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardımda bulunan ülkelerdeniz. Çatışma bölgelerinden kaçarak ülkemize sığınan yaklaşık 4 milyon yerlerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yapıyoruz.
Karadeniz girişimi ile Türk boğazları üzerinden 33 binden fazla tahıl ürününün dünya pazarlarına ulaşmasını sağladık.
Afrika'dan Asya'ya Haiti'den Afganistan'a nerede bir kıtlık, açlık, felaket, çatışma, trajedi varsa Türkiye ilgili tüm resmi kurumları ve sivil toplum kuruluşlarıyla oradadır. İhtiyaç sahiplerinin her daim yanındadır. İsrail saldırıları karşısında hayatta kalma mücadelesi veren Gazze ve Lübnan’daki kardeşlerimize de el uzatıyoruz.
Gönderdiğimiz 86 bin tonluk yardım miktarıyla Filistin'e en fazla destek olan ülkelerden biriyiz. Lübnan'daki kardeşlerimize ulaştırdığımız yardım miktarı da 1300 tonu geçti. Filistin meselesinde bizimle aynı hissiyatları taşıyan Brezilya'nın açlık ve yoksulluğa karşı mücadelesini takdirle karşılıyoruz.
"Uluslararası kuruluşların iflasına tanıklık ediyoruz"
Zirvenin küresel yönetişim kurumlarının reformu başlıklı oturumunda mevcut uluslararası sistemin bir an önce adil ve katılımcı temelde ıslah edilmesi gerekliliği vurgulandı. COVID-19 salgınında ülkeler arası yardımlaşmanın büyük oranda iflas ettiğine şahit olduk.
Şimdi de tüm insanlığın vicdanını sızlatan savaşlar doğal felaketler ve zulümler karşısında uluslararası kuruluşların iflasına tanıklık ediyoruz. Bu kuruluşların en başında temel görevi küresel istikrarı ve barışı korumak olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geliyor. Güvenlik Konseyi, Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülkenin hak hukuk kaygılarını gözetmek yerine sadece 5 Daimi üyenin çıkarlarını önceleyen ve bu 5 ülkeye hizmet eden elitist biri yapıya dönüşmüştür.
Bunun günümüzün çoğulcu dünyasında hiçbir makul, mantıklı, tutarlı izahı olamaz. Her fırsatta ifade ettiğim gibi “Dünya beşten büyüktür.” Yine çok yakınımızdaki bir bölgede Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş bu gerçeği bir kez daha tüm insanlığın yüzüne çarpmıştır.
Türkiye olarak daha adil bir düzenin inşasını hedefleyen gayretlerimizin merkezinde etkili bir Birleşmiş Milletler sistemi onun da odağında Güvenlik Konseyi reformu vardır. 11 yıl önce ilk kez dillendirdiğimiz bu önemli tespitimizin her geçen gün daha geniş kitleler tarafından benimsendiğini görüyoruz. Özellikle mevcut mekanizmaların dışladığı, mağdur ettiği sesine ve taleplerine kulak tıkadığı Latin Amerika Afrika ve Asya'dan ciddi destek alıyoruz.
"Bu vahşete sessiz kalanları tarif affetmeyecek"
Batılı güçlerin desteğiyle İsrail'in bölgemizde estirdiği devlet terörünün insani maliyeti her geçen gün artmaktadır. Her ne sebeple olursa olsun bu zulme, dozu giderek artan bu vahşete sessiz kalanları tarih affetmeyecektir.
Bizim sorunumuz, işgal ve istila politikasıyla coğrafyamızı kaosa ve istikrarsızlığa sürükleyenlerledir. Girişimlerimizin de neticesinde G20 liderler bildirgesinde Gazze'ye dair güçlü ifadeler yer aldı. Filistin Devleti'nin daha fazla ülke tarafından tanınması bilhassa bu dönemde çok önemlidir.
Yeni Amerikan yönetiminin barışa giden yolda daha cesur, daha basiretli, daha destekleyici adımlar atmasını ümit ve arzu ediyorum. Barışa giden yolu tıkayacak, savaşı körükleyecek adımları doğru bulmadığımızı vurgulamak istiyorum.
"Türkiye ekonomisinin büyüme trendi istikrarlı şekilde sürüyor"
Çevremizdeki sıkıntılara ve çatışmalara rağmen Türkiye ekonomisi büyüme trendini istikrarlı şekilde sürdüyor. Geçtiğimiz yıl 14-28 Mayıs tarihinde yapılan genel seçimlerle 5 yıllık kesintisiz icraat dönemine girdik. Ekonomi programıyla belirsizlikleri ortadan kaldırdık. 6 Şubat 2023'te yaşadığımız depremin insanımızın hayatında ve ekonomimizde yol açtığı yaraları hızla sarıyoruz. Geçtiğimiz ay 131 bininci deprem konutunu teslim ettik. 2024 sonunda 200 bin konut, gelecek yıl ise toplam 453 bin bağımsız bölümün inşasını bitireceğiz. Depremin izlerini silmek için bugüne kadar 71,5 milyar dolar harcama yaptık.
Ekonomide 2023 yılını yüzde 5,1 oranında büyümeyle kapatarak 14 yıl boyunca kesintisiz büyüme sürecimizi devam ettirdik. 2024 yılının ilk yarısında büyümemiz yüzde 3,8 olarak gerçekleşti. Milli gelirimizin 2024 sonunda 1 trilyon 331 milyar dolara ve kişi başına gelirimizin ise 15 bin 551 dolara yükselmesini bekliyoruz.
Tüm dünya gibi bizim de en büyük endişemiz yüksek enflasyondur. Amerika ve Avrupa dahil pekçok yerde son 60-70 yılın zirvelerini gören enflasyon baskısından herkes gibi biz de olumsuz etkilendik. Dezenflasyon sürecimiz başladı, 2025 yılında da devam edecek. Son 1 yılda toplam istihdamı 1,1 milyon kişi artırarak işsizlik oranımızı yüzde 8,6'ya düşürdük. Ekim ayında ihracatımız toplam 262,3 milyar dolar ile tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştı. Turizmde 2024'ün ilk 9 ayında 47 milyar dolar gelirle rekor kırdık. Cari açığımızı 10 milyar doların altına indirerek dış kırılganlığımızı giderdik.
Barışı, adaleti ve insanlığın ortak değerlerini merkeze alan girişimci dış poitikasıyla Türkiye çok taraflı platformlarda etkin rol oynamaya devam edecektir. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğunun inancıyla evlatlarımıza müreffeh dünya bırakmanın mesuliyetiyle çalışmalarımıza hız vereceğiz. Rabbim yolumuzu açık etsin diyorum. Yaptığımız istişarelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum."