Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, enflasyon kaynaklı sıkıntıların, esnafın talep ve beklentilerinin farkında olduklarını belirterek, Türkiye Yüzyılı'nın inşaasında esnafların temel direklerden biri olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanlar Kurulu Toplantısı’na katıldı.
Toplantıda konuşan Yılmaz, “Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde esnaf ve sanatkarlarımızın ticaret hayatını kolaylaştırmak ve daha adil bir rekabet ortamı oluşması yönünde çalışmalarınızı sürdürüyoruz. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu, 2 milyonu aşan üye sayısıyla beşeri ve iktisadi hayatımızın bel kemiğini oluşturmaktadır. Sadece ticari yönden değil, aynı zamanda geçmişten bu yana toplumsal yapımızın da temel direğidir. Esnaflarımız yolumuza yoldaş, mahallede kapısını çaldığımız dert ortağımızdır. Biz esnafa sadece ekonomik bir aktör olarak bakmıyoruz. Sosyal, kültürel hayatımızın son derece önemli bir yapı taşı olarak görüyoruz. Ekmek teknesiyle esnafımız bize güven veren bir komşumuzdur. Evine helal rızık götürmek için çabalayan sokağımızın ışığı, hareketi, bereketidir. Esnaf ve sanatkarlarımız asırlardır olduğu gibi bugün de öncü rolüyle Türkiye’nin her alanda yazdığı başarı hikayelerinde yerini almaktadır” dedi.
“Kredileri rekor seviyeye ulaştırdık”
Yılmaz, esnaf ve sanatkarların kendileri için çok önemli bir noktada olduğunu belirterek, “Geçtiğimiz 21 yılda esnaf ve sanatkarımız lehine yapılan düzenlemeler burada ifade edemeyeceğimiz ölçüde çok sayıdadır. Sizler zaten bunları gayet iyi biliyor, faydalarını bizzat görüyorsunuz. Esnaf ve sanatkarlarımızın en önemli finansman kaynağı olan hazine sübvansiyonlu kredileri son 21 yılda rekor seviyelere ulaştırdık. Belirli tipte kredilerde sıfır faiz imkanını hayata geçirdik. Sadece bu yıl içerisinde esnaf ve sanatkarımıza 132 milyar lira kredi kullandırdık. Kredi ve kefalet kooperatiflerine olan gecikmiş borçların faizlerinin silinmesi, ana para ödemelerinin de ertelenmesi imkanı getirdik. Kazancı, basit usulde tespit edilen mükellefin yani pek çoğu esnaf ve sanatkardan oluşan kesimin ticari kazançlarının gelir vergisinden istisna edilmesini sağladık. Esnaf ve sanatkarımız için bilgi sistemi oluşturduk ve Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir strateji belgesi hazırlayarak esnafa münhasır bir strateji belgesi hazırlayarak bunu uygulamaya koyduk. Ülkemizi derinden etkileyen depremlerin ardından hayata geçirilen tedbir ve desteklerin yanı sıra esnaf ve sanatkarın Halk Bank’a olan kredi geri ödemelerine 6 ay erteleme imkanı getirilmiş, ardından 6 aylık uzatım imkanı da sağlanmıştır” diye konuştu.
“TOKİ’nin imkanlarını kullanıyoruz”
Yılmaz, esnaf ve sanatkara yönelik küçük sanayi siteleri yapımında TOKİ imkanlarını kullandırmaya başladıklarını bildirerek, “Şu ana kadar 6 ilimizde esnafımız için 4 bin 120 iş yeri inşa ettik. Yine 6 ilimizde 6 bin 240 esnafımız için yeni iş yerlerinin inşası hali hazırda devam etmektedir. Bu programlarımız da inşallah ileride meyvelerini vermeye devam edecektir. Önümüzdeki süreçte deprem bölgesi başta olmak üzere 10 bin yeni akıllı ve yeşil imalat hanenin inşasını ve tahsisini gerçekleştireceğiz” dedi.
"OVP ile öngörülebilirlik sağladık"
Nice badirelerin atlatıldığını, Türkiye’nin hedeflerinden kopmadan yolunda ilerlemeye devam ettiğini vurgulayan Yılmaz, enflasyon kaynaklı sıkıntıların, esnafın talep ve beklentilerinin farkında olduklarını belirtti.
Yılmaz, Orta Vadeli Program ile öngörülebilirlik sağladıklarını dile getirerek, ekonominin en büyük düşmanını "belirsizlik" olarak tanımladı.
Mayıs ayındaki seçimlerle siyasi belirsizliğin ortadan kalktığına, siyasi istikrar ve güven ortamının oluştuğuna dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:
"Orta Vadeli Programı'mızı ilan ettik, burada öngörülebilirlik sağladık. Orta Vadeli Program'da, önümüzdeki 3 yıl için, 4 amaç belirledik. 11 ilimizi 14 milyon insanımızı doğrudan, tüm 85 milyonu da dolaylı olarak etkileyen, yüzyıllar içindeki en büyük felaketi yaşadık. Bunu unutmamamız lazım. Acil müdahaleleri tamamladık, asıl iş şu anda başlıyor. Kalıcı konutları inşa edeceğiz, altyapıyı tamir edecek, ekonomik-sosyal hayatı canlandıracağız. Bir taraftan da deprem riski olan diğer bölgelerimizde kentsel dönüşüm başta olmak üzere riskleri azaltacak yatırımları yapacağız. Sadece bu yıl merkezi yönetim bütçemizde deprem bölgesi için koyduğumuz ödenek 762 milyar Türk lirası. Gelecek yılki bütçemizde bu rakam 1 trilyon liranın üzerine çıkıyor. Orta Vadeli Programı'mız döneminde, bu üç yıl içinde, deprem bölgesine harcayacağımız para 3 trilyon lirayı aşacak."
Bunun getirdiği zorluklarla hep beraber baş edileceğini, devlet-millet el ele bu yaraların sarılacağını belirten Yılmaz, "2023 ve 2024'te ağırlıklı harcamalarımız var. 2025'ten itibaren inşallah kademeli şekilde rahatlama sürecine giriyoruz. Önümüzdeki yılın büyük yükünü hep birlikte, milli dayanışma içinde omuzlamamız çok önemli. Bunu başardığımızda sadece deprem bölgelerimiz yenilenmiş, daha güçlü şekilde ülkemizin kalkınma sürecinde yer almış olmayacak, tüm Türkiye bundan istifade edecek." dedi.
"2,7 milyon yeni istihdam"
İkinci amaçlarının enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürmek olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bu, kademeli bir şekilde olacak. Gelecek yıldan başlayarak bir düşüş trendine giren enflasyonun 2026'da yüzde 8,5'lere kadar düşmesini bekliyoruz. Geçmişte biz bunu başardık, yine hep birlikte bunu başaracağız." diye konuştu.
Afetin yaralarını sarmayı, enflasyonu düşürmeyi amaçlarken büyüme ve istihdamı da ihmal etmeyeceklerini dile getiren Yılmaz, "Üç yıllık süreç içinde 2,7 milyon yeni istihdam oluşturmayı öngörüyoruz. Gençlerimizin, kadınlarımızın istihdama katılması, girişimciliğin gelişmesi, yeni imkanların oluşturulması, mesleki eğitime daha fazla destek verilmesiyle bunları başaracağız." dedi.
"İçerde yatırım ortamı iyileşecek, dışardan daha fazla kaynak girişi olacak"
Yılmaz, dördüncü amaçlarını ise sosyal adaleti artırıcı politikalar oluşturmak olarak ifade ederek, bunları para politikaları, maliye politikaları ve yapısal reformlarla gerçekleştireceklerini belirtti. Yılmaz, "Bunları Orta Vadeli Programı'mızda ifade ettik. İçeride ve dışarıda da çok güzel tepkiler aldığımızı ifade edebilirim. İnşallah bu tepkilerle hem içeride yatırım ortamının iyileşmesi hem dışarıdan Türkiye'ye daha fazla kaynak girişiyle bu hedeflerimize hep birlikte ulaşacağız." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, çalışmaların sonuçlarını almaya başladıklarını, bu kapsamda "CDS" olarak anılan risk priminin 700'lerden 400'lerin altına kadar gerilediğini ve daha da düşeceğini aktardı.
Merkez Bankasının rezerv biriktirmeye başladığını da belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz mayıs ayında 98,5 milyar dolara kadar düşmüştü rezervimiz. 22 Eylül itibarıyla bu brüt rezervimiz 125,5 milyar dolar seviyesine ulaştı. Yani sadece geçtiğimiz 3-3,5 aylık dönemde 27 milyar dolar rezerv artışı gerçekleşmiş oldu. Bu da bünyemizi risklere karşı güçlendiren, Türkiye'nin geleceğe daha sağlam şekilde yürümesini sağlayacak bir rakam. Sadece geçtiğimiz hafta 4 milyar dolar rezervimiz arttı. Cari açığımızı finanse ettiğimiz halde bu rezerv artışının sağlanması aslında ekonomimize duyulan güvenin de önemli bir göstergesidir. Demek ki dışarıdan kaynak giriyor Türkiye'ye veya finansal sistemin dışında olan bazı kaynaklar yeniden sisteme dönmüş oluyor, bu da sevindirici."
Yılmaz, rezerv artışının devam edeceğini ve Türkiye'nin çok daha güçlü bir rezervle, sağlam, istikrarlı bir finansal ortamda, fiyatların düştüğü bir ortamda kalkınma ve büyüme hedeflerine yürüyeceğini dile getirdi.
"Enflasyonda geçici bir yükseliş var"
Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın çok önemli olduğunu belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
"Bunları sağlayarak hem enflasyonun hem faizlerin gerilediği bir ortamı hep birlikte göreceğiz. Ancak şu anda bir geçiş sürecindeyiz. Geçici olarak bir yükseliş var enflasyonda. Bir süre sonra bu, yerini düşüşe bırakacak. Önce aylık düşüşleri göreceğiz, sonra da yıllık düşüşleri göreceğiz. Aylık düşüşler daha erken başlayacak. Önümüzdeki aylarda ve gelecek yılın başında bu aylık düşüşleri göreceğiz. Yıllık bazda enflasyondaki önemli düşüşler ise 2024 yılının ortalarından itibaren başlayacak ve bu bizi 2026'da tek haneli rakamlara götürecek."
Yılmaz, Aile ve Gençlik Bankasının kurulması yönündeki çalışmanın da TBMM'nin açılmasının ardından gündemde olacağını belirtti.
"Esnaf temel direklerden biri olacak"
İş ve yatırım ortamının iyileştirilmesine dönük yeni düzenlemeler hazırlandığını da aktaran Yılmaz, bir taraftan kentsel dönüşüm başta olmak üzere afet risklerini azaltıcı konuların da Meclis'in gündemine geleceğini söyledi.
Gelecek dönemde Türkiye'yi hep birlikte büyüteceklerini, güçlendireceklerini ifade eden Yılmaz, esnaf ve sanatkarın da Orta Vadeli Program başta olmak üzere Türkiye Yüzyılı'nı inşa adımlarını sahipleneceğine inandığını kaydetti. Yılmaz, "Cumhuriyet'in 100. yılındayız, yeni bir yüzyıla giriyoruz. Biz buna Türkiye Yüzyılı diyoruz. Bu bir partinin, bir görüşün, bir kesimin yüzyılı değil 86 milyon tüm milletimizin yüzyılıdır. Bunu da hep birlikte inşa edeceğiz ve burada da esnafımız temel direklerden biri olacak" diye konuştu.