Hilal Sarı / İstanbul, 26 Mart (DHA) – BP’de Ukrayna, Türkiye ve Ortaasya bölgelerinde madeni yağlardan sorumlu director Kamuran Yazganoğlu, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Ekonomideki tuzaklardan kaçmak için yerli üretim yapalım” dedi.
DHA’nın sorularını yanıtlayan Yazganoğlu, "Haliyle en önemli ham maddemiz petrol türevi olan baz yağ. Dolayısıyla da girdilerimizin çok önemli bir kısmı maalesef döviz. Döviz kurlarının şiddetli olarak artması, özellikle de son on iki aylık zaman içinde artması, bizim de girdilerimizi etkiledi" dedi ve sektörün genel durumu ve döviz kurlarına ilişkin şu açıklamaları yaptı.
"Döviz kurlarındaki artışın farklı avantaj ve dezavantajları var. Aynı zamanda ihracat yapan bir ülke olduğumuz için, bu bize bir takım konularda avantaj da sağlıyor.
"Ama maalesef sanayinin önemli hammaddelerinden biri olduğu için de ülke olarak üretim maliyetlerimize de negatif etki ediyor.
"Madeni yağ sektörü son iki üç seneden beri Türkiye’de ciddi anlamda büyüdü. Geçen sene yüzde 6-7 civarında bir büyüme gerçekleştirdi.
"Bunda tabii yaklaşık olarak 1 milyon adede ulaşan otomobil ve ticari araç satışlarının pozitif katkısı oldu. Sanayimiz hala ciddi büyüme rakamlarıyla ilerliyor.
"Dolayısıyla da madeni yağ sektöründe büyüme ile ilgili herhangi bir sorun olacağını düşünmüyoruz.
"Ama tabii ki kurların hızlı bir şekilde artması karlılıklar üzerinde, özellikle de şirketlerin nakit akışları üzerinde ciddi sıkıntılar getiriyor.
"Başbakan Yardımcımız Sayın Mehmet Şimşek’in de bahsettiği gibi Türkiye’nin hem girdilerden kaynaklanan hem de yüksek borçluluktan kaynaklanan ve dolayısıyla yüksek faizden kaynaklanan önünde bir takım orta vadede tuzaklar var.
"Bu tuzakları aşabilmek adına yerli üretim yapmalıyız. Dövize olan bağımlılığımızı azaltmalıyız. Biz de şirket olarak buradaki üretim miktarımızda yerli kısmını artırarak hem Türkiye ekonomisine hem de ihracat rakamlarının artmasıyla yerlileştirmeye, fayda sağlamaya gayret ediyoruz.
"Castron Madeni Yağlar bugün Türkiye’deki üretimiyle yaklaşık 18 ülkeye ihracat yapıyor. Aynı zamanda Türkiye’deki otomobil yağlar sektöründe yüzde 30’luk bir pazar payına sahip.
"Yine Castrol ürünleri ve BP ürünleri üretimin hemen hemen her alanında, demir çelikte, çimentoda, makine üretimi sektöründe girdi olarak kullanılıyor.
"Şu anda madeni yağlarda 18 tane ülkeye ihracat yapıyoruz. Her sene fabrikamıza yaklaşık 5-6 milyon dolar yatırım yapıyoruz.
"BP ailesinin bir parçası olarak yaptığımız başka bir takım yatırımlar da var. Amacımız burada ihracat yaptığımız ülke sayısını ve tonajını arttırmak..
"İstikrarlı bir şekilde son beş sene içerisinde İstanbul Kimyevi Madde Üreticilerinin ihracat listesinde ilk üçte yer alıyoruz. Bu da bizim için gurur verici bir başarı.
"Amacımız önümüzdeki senelerde bu 18 ülkeye yaptığımız ihracat rakamını artırmak. Yaklaşık 20 milyon dolar civarında bir yatırımla kapattık yılı. Tabii ki bu rakamları 50 milyonlara 100 milyonlara taşıyabilirsek bu bizim için büyük bir başarı olur.
"Maalesef Türkiye bir petrol üreticisi olmadığı için ve bizim ana hammaddemiz petrol türevi olduğu, için ihracatımızın önemli bir kısmını, ithalattan yaptığımız girdiyle oluşturuyoruz.
"Ama bunun üzerinde ciddi bir teknoloji ve katma değer de var. Burada ürettiğimiz ürünlerde dünyada sayılı miktarlarda yer alan teknolojik geliştirmeleri de sağlıyoruz.
"Bir örnek vermek gerekirse, ticari araç ve kamyon yağlarında dünyada, Castrol’un tüm faaliyet gösterdiği 140 ülke içerisinde yepyeni formülasyonlarla ilk üretim ve lansmanı Türkiye’de gerçekleştirdik."