Erdoğan: İşçinin alın teri hiçbir ideolojiye ipotek edilemez

Okuma Süresi: 4 Dakika
Erdoğan: İşçinin alın teri hiçbir ideolojiye ipotek edilemez
Doviz.com
18.11.2025 15:52

Çalışma barışının taraflar arasında denge kurmakla ve adaletli davranmakla temin edilebileceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, işçinin alın terinin hiçbir ideolojiye ipotek edilemeyeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen 'HAK-İŞ Konfederasyonu 50. Kuruluş Yıl Dönümü Programı'nda açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şunlar oldu:

"Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. HAK-İŞ Konfederasyonu 50. Kuruluş Yıldönümü Programı'nda sizlerle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. 50. yılın HAK-İŞ camiası ile birlikte sendikalarımız emekçilerimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye’de kardeş kavgasının zirve yaptığı bir dönemde bir nevi kardeşlik ve barış ocağı olarak kurulan HAK-İŞ konfederasyonunda faaliyetlerinde emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum.

“İşçinin alın teri ideolojiye ipotek edilmez”

Hangi sendika bünyesinde olursa olsun ülkemiz için çalışan işçi kardeşlerimi saygıyla selamlıyorum. Örgütlü emek ve hak mücadelesi için sendikalar elbette vazgeçilmezdir. Fakat unutmayalım ki sendikalarımızın varlığı işçi ile kaimdir emekçi ile kaimdir. İşçi olduğu için emekçi örgütlendiği için sendikalar vardır. Sadece sendikaların değil son tahlilde işverenin varlığı da o işi yapacak insan unsuruyla kaindir. Biz bunları birbirine hasım gören birbirinin adeta kanlı bıçaklısı gören kökü dışarda ideolojik yaklaşımları reddediyoruz. Alın teri ideolojiye ipotek edilemez. İşçiyle işvereni düşmanlaştıran anlayışın, şöyle bir geriye baktığımızda, emek mücadelesine katkıdan ziyade zarar verdiğini görüyoruz. Şurası bir gerçektir ki alın teri ve emek; hiçbir ideolojiye, hiçbir hizbe, hiçbir klik veya gruba ipotek edilemeyecek kadar kutsaldır, yücedir, hürmete lâyıktır. İşçi ve işveren arasındaki ilişki, ancak hak temelli bir bakış açısıyla ele alındığında doğru bir şekilde anlaşılabilir. Bizim medeniyetimizde işçinin işveren üzerinde hakkı olduğu gibi, işverenin de işçi üzerinde hakkı vardır.

"Kurulan tuzakları boşa çıkardık"

Biz de bu mücadelemizde sizlere destek olduk, bu mücadeleyi birlikte verdik. Güya adaleti sağlama adına “bir sağdan bir soldan” gençlerin asıldığı 12 Eylül’ü birlikte aştık. Beşli çetelerin milletin ensesinde boza pişirdiği 28 Şubat’ı birlikte aştık. “Ordu göreve” pankartlarıyla alenen darbe çığırtkanlığının yapıldığı günleri birlikte aştık. Vandalizm üzerinden meşru hükümetin devrilmeye çalışıldığı Gezi olaylarını birlikte aştık. 28 Şubat’tan 27 Nisan’a, 17-25 Aralık’tan 15 Temmuz ihanetine; millî iradeye yönelik girişimleri birlikte aştık. Türkiye’ye ve özellikle Türk demokrasisine karşı kurulan tuzakların hepsini, Allah’a hamdolsun, sizlerle birlikte boşa çıkardık. HAK-İŞ’in 50 yıllık zorluklarla dolu yolculuğu, başarılı bir emek mücadelesi olmanın yanı sıra Türkiye’nin bagajlarından kurtulmasını da temsil ediyor. Bu gerçeği emin olun en iyi millet ve millî irade düşmanları biliyor. 

Kardeşlerim, her fırsatta vurguluyorum. Son yarım asırda özellikle 23 yılda maruz kaldığımız saldırıları püskürtüysek bunda sizlerin çok büyük payınız var. Köklerinize sahip çıktınız, emanete asla gölge düşürmediniz. Yarım asır önce bu çatıyı kuranların mirasına leke sürdürmediniz. HAK-İŞ’in Gazze’den Afrika’ya kadar nerede bir masum, mazlum ve muhtaç varsa onun imdadına koştuğu için de tebrik ediyorum. 6 Şubat “Asrın Felaketi”nde HAK-İŞ’in tüm imkânlarıyla seferber olduğunu görmekten duyduğum memnuniyeti tekrar ifade ediyorum.

Burada şu noktaya özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bizler, tarihinde zorla çalıştırma ve köle ticareti gibi utançlar bulunmayan; kul hakkını gözetmeyi hayatının merkezine yerleştiren bir milletin mensuplarıyız. Emekçileri modern köleliğe mahkum eden küresel kapitalist sistemin açmazlarının farkında olarak; hak ve hakkaniyetten ayrılmadan çalışma hayatında adaleti sağlama gibi bir mesuliyeti taşıyoruz.

"İş kazalarını önlemek için daha fazla gayret göstermeliyiz" 

Bir diğer husus, işçilerimizin can emniyetiyle iş sağlığı ve güvenliğidir. Geçen sene Beşiktaş Gayrettepe’de 29 kardeşimizin, geçen hafta Kocaeli Dilovası’nda 7 insanımızın hayatına mal olan faciaların tekerrür etmemesi için devletin kurumlarıyla birlikte, şüphesiz işverenlere ve sendikalarımıza da önemli görevler düşmektedir. Evine ekmek götürmek, çocuklarının iaşesini sağlamak, helalinden rızkını kazanmak için ter döken kardeşlerimizin hepimizi derinden yaralayan bu tür facialarda can vermemesi için hep birlikte daha fazla gayret göstermeliyiz. 

İşçilikten gelen bir Cumhurbaşkanı olarak, hükümetlerimiz döneminde daima sizlerle dayanışma içinde hareket ettik, sizlerin yanında olduk. İktidarımızın ilk yıllarında konut edindirme yardımı ve zorunlu tasarruf fonundaki milyonlarca çalışanımızın parasını hak sahiplerine ödedik. Sosyal güvenlik kurumlarını birleştirerek hastane ayrımına son verdik, herkesin tüm sağlık kuruluşlarından yararlanmasını mümkün kıldık."

REKLAMI KAPAT X