Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Soçi'de gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından dolar ve euro para birimlerini daha az kullanma konusunda hemfikir olduklarını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi şehrindeki Rus Sanatoryum’da bir araya geldi.
Toplantı sonrası iki lider ortak basın açıklaması yaptı.
Buna göre Putin'in yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle oldu:
"Ekonomi, siyaset ve insani konularda fikir paylaşımlarımızı gerçekleştirdik. İkili ticaretimizin yüzde 80 büyüdüğünü görüyoruz, yerli para birimi konusunda da kararlılığımızı sunduk, dolar ve euro para birimlerini daha az kullanma konusunda hemfikiriz.
Türkiye'de ilk nükleer santralini başlattık, 20 binden çok uzmanımız Türkiye'de çalışıyor, 2024 senesinde çalışmaya başlayacağını umuyoruz. Türk Akım ve Mavi Akım konusunda 20 milyar metreküp doğal gaz aktardığını görüyoruz.
Rusya'nın her zaman için doğal gaz konusunda Türkiye'nin en büyük partneri olacağının altını çizmek istiyoruz. Üçüncü ülkelere doğal gazı sevk edebileceğimizi söyleyebiliriz. Tarım konusunda da Türk operasyonunu çok başarılı görüyoruz.
Batı ülkeleri birçok gerekeni yapılanı yerine getirmedikleri için geri çekilmek zorunda kaldık. Gerçek gıda ihtiyaçlarına bu tahıl gitmediği için endişeliyiz.
Tahıl koridorunu canlandırmak istiyoruz, tabii ki bunu yapacağız, sadece bir şart ile; tahıl alanında fiyatların daha dengeli seviyeye gelmesini istiyoruz.
Tarım ürünlerinin ihracatı ile ilgili yaptırımlar kaldırılırsa tahıl anlaşmasını canlandırmaya hazırız.
Tahılın öncelikle Türkiye'de işlenmesini, sonrasında Türkiye üzerinden ihtiyaç sahibi ülkelere gitmesini istiyoruz. Tahılın gerçekten ihtiyacı olan ülkelere gitmesi lazım."
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle:
"Kıymetli dostum Sayın Putin'e nazik daveti ve misafirperverliği için tekrar teşekkür ediyorum. Yine bu vesileyle 6 Şubat depremleri ile son aylarda yaşanan orman yangınları sırasında verdikleri destek ve sergiledikleri dayanışma için şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.
Kendisi ile son olarak geçtiğimiz yıl Astana'da düzenlenen Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı vesilesiyle bir araya gelmiştik. O günden bugüne kadar Sayın Putin ile daima yakın telefon diplomasisi ile diyalog içinde olduk.
Bugün gerek ikili gerekse heyetler arası yaptığımız görüşmelerde gündemimizdeki konuları ele aldık. Ticaret, enerji, tarım, turizm, ekonomi ve finans başta olmak üzere çok boyutlu iş birliğimizi daha da güçlendirmek için atılabilecek adımları değerlendirdik. İkili ticaret hacmimiz geçen sene yaklaşık 62 milyar dolara yaklaştı. 100 milyar dolar olarak belirlediğimiz hedefe emin adımlarla ilerliyoruz. Turizmde bu yıl da oldukça başarılı bir sezon geçiriyoruz. 2022 yılında 5 milyon 230 bin Rus vatandaşını ülkemizde ağırlamıştık. Bu yılın ilk 7 ayında ise 3,5 milyon Rus turist ülkemize geldi. Bu sayının kalan dönemde daha da artacağına inanıyorum.
Üzerinde özellikle durduğumuz konulardan biri Karadeniz Girişimi'nin yeniden canlandırılması oldu. Rusya'nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ofis açma kararından memnuniyet duyduk. Karadeniz Girişimi, küresel gıda krizi ile mücadelede anahtar rol oynadı. Özellikle Afrika gibi tahıla en çok ihtiyaç duyanlar için bir nefes borusu oldu. Gündeme getirilen alternatif öneriler Karadeniz Girişimi gibi sürdürülebilir, güvenli ve taraflar arası iş birliğine dayanan kalıcı bir model sunamamıştır. Rusya'nın girişimin yeniden başlaması noktasındaki beklentileri tüm tarafların malumudur. Rus dostlarımızın dile getirdiği hususları biz de farklı vesilelerle ifade ettik ediyoruz. Eksiklerin giderilerek girişimin devam ettirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Bu konudaki görüşlerimizi değerli dostum ile de samimiyetle ikili görüşmemizde paylaştım. Bu kapsamda Birleşmiş Milletler ile bir istişare önemli ilerlemeler içeren yeni öneriler paketi hazırladık. Bu yeni süreç vasıtasıyla netice almanın mümkün olduğu kanaatindeyim. Türkiye olarak beklentileri karşılayacak bir çözüme inşallah kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum.
Bölgemizde kalıcı barış, istikrar ve refahın tesisine yönelik çalışmalarımızı sürdürme kararlılığındayız. Devam eden çatışmaların bir an önce uluslararası hukuk temelinde kalıcı ve adil bir barış ile sona erdirilmesini arzu ediyoruz. Her konuşmamda vurguluyorum. Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz. Bu ilkesel yaklaşımımızı aynen muhafaza ediyoruz. Taraflar arasında doğrudan müzakerelere evvelce ev sahipliği yaptık. Bu konuda üzerimize düşeni her zaman olduğu gibi yine yapmaya hazırız.
Sayın Putin ile diğer bölgesel ve küresel meseleleri de ele aldık. Bu kapsamda Suriye, Güney Kafkasya, Libya ile Afrika'daki son gelişmeleri değerlendirdik. İkili ilişkilerimizi bugüne kadar iyi komşuluk, dosluk, samimiyet ilkeleri temelinde ülkelerimizin ve bölgemizin çıkarına hizmet edecek şekilde ilerlettik. Bu temel üzerine inşa edilen Türk-Rus münasebetlerinin faydalarını çok geniş bir alanda gördük görüyoruz.
Rusya ile yakın temasımız bölgesel ve küresel meselelerin çözümüne katkı sunmayı sürdürecektir. Özellikle Akkuyu Nükleer Enerji Santrali malum son şiddeti ile yürüyor ikinci bir adım olarak da yine Sinop Nükleer Enerji Santrali konusunu bugün değerli dostum ile ele aldık. Bu alanda da atılacak bir adımla Türkiye sınıf atlayacaktır."