Ekonomist Mahfi Eğilmez, CNBC-e canlı yayınında 4’te Ekonomi programında Türkiye ekonomisinin güncel durumunu analiz etti. Enflasyonun seyri, Merkez Bankası’nın faiz politikası ve yeni enflasyon endeksine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, yıl sonuna ilişkin şu tahminlerini paylaştı.
"Enflasyonu ocakta yüzde 4,5-5 aralığında bekliyordum, biraz daha yukarıda bile olabilirdi. Belli başlı zamları ocakta yaptık. Geçen yılın ocak ayı yüzde 6,7 idi. Yüzde 5,03 geldiği için yüzde 42,12'ye geriledi. Enflasyonu gerçek önlemlerle indirmek lazım. Benim hesaplamama göre, önümüzdeki üç ay yüzde 2, mayıs-haziranda yüzde 1,5 temmuz-ağustosta yüzde 1, eylül-ekimde yüzde 2, kasım-aralıkta yüzde 3 alınca enflasyon yıl sonu yüzde 29,29'a geliyor. Bütün mesele enflasyondaki gidişe göre ücretlilerin baskılarına dayanılıp dayanılmayacağı."
"Beklentilerde sürekli bir düşüş vardı. En çok etkili olduğunu düşündüğüm reel sektörün beklentisi de 40'lara geldi. Yüzde 5,03 sonrasında sektörel beklenti anketi daha da önem kazandı. Beklenti dönüyorsa iş değişiyor demek. Yüzde 21'lik enflasyon tahminini Merkez Bankası tutmaya devam eder. Yüzde 21 doğru bir tahmin değil ama bence değiştirmez. Beklenti anketine bakmak lazım."
"Biriktirilmiş zamlar bitti mi? Olmayacaksa enflasyon düşecek demektir. Şubatta geçen yıl yüzde 4,53'tü. Eğer zam yoksa artık gelecek olan 2,5-3 artsa yine enflasyon inecek demektir. Yönetilen ve yönlendirilen fiyat artışları öteki artışları da etkiliyor. İlave bir şey gelmeyecekse yine enflasyonda düşüş olacak. Bu sefer faiz indirmeyebilir. İndirmemesinde yarar olabilir."
"TÜİK'e rakip endeks çıkarmanın çok da bir anlamı yok. Ücretliler Geçinme Endeksi'ni daha geliştirip içindeki malları ona göre ayarlayıp TOBB bazında bütün Türkiye'de yapılabilirdi."
Mahfi Eğilmez, enflasyonun sadece belirli dönemlerde düşüş göstermesinin yeterli olmadığını, kalıcı bir iyileşme için gerçekçi önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Merkez Bankası’nın enflasyon tahminini değiştirmeyeceğini, ancak reel sektör beklentilerinin yükselmesiyle birlikte piyasada farklı bir algının oluştuğunu dile getirdi. Yeni enflasyon endeksi girişimlerini değerlendirirken, TÜİK’e rakip bir endeks oluşturmanın anlam taşımayacağını, mevcut endekslerin daha verimli hale getirilmesi gerektiğini ifade etti.