
Öz Gıda İş Sendikası, çalışanlarının sadece yüzde 15'i sendikalı olan gıda sektöründe çalışma şartlarının iyileşmesi ve ekonomik kalkınmaya destek için sendikalılaşma oranını artırmayı hedefliyor.
Öz Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Halil Çukutli, bir programa katılmak üzere geldiği Konya'da yaptığı açıklamada, gıda sektöründe Türkiye'deki en büyük sendikalardan biri olduklarını söyledi.
Devam eden bir büyüme hamlesi için çalışmalarını sürdürdüklerini aktaran Çukutli "Türkiye'de maalesef gıda sendikaları içerisinde toplamına bakarsak yüzde 15'lik bir örgütlenme var, yüzde 85 örgütsüz kesim var. Bunları örgütlemekle meşgulüz. Türkiye'de sendikalılık oranı ne kadar artarsa hem rekabet koşullarının eşitlenmesi anlamında hem de kişilerin satın alma gücünü artırmak anlamında çok önemli merhale katedeceğimizi düşünüyorum." dedi.
Sendikalılaşma farkındalığının artırılması gerektiğine dikkati çeken Çukutli, şöyle devam etti:
"Gıda sektöründe sendika örgütlenmesi yüzde 15 civarında. Hatta şöyle söyleyeyim, özel sektördeki oranı dikkate alırsak da bu yüzde 10'lar civarında. Şu anda 40 bine yakın üyemiz var. Türkiye'nin en büyük gıda sendikalarından bir tanesiyiz. Bizle beraber diğer bir sendikanın da o civarda üyesi var. Toplasanız en fazla 90-95 bin kişilik bir üye grubu var. Yani toplam 720 bin çalışanı olan bir sektörde 100 bine yakın üyemiz var."
"Sendikaların olmadığı yerlerde ücretler patronların iki dudağı arasında oluyor"
Çukutli, hem işçi hem işveren için sendikalılaşmanın büyük kazanç olduğunu ifade ederek, örgütlenmeyi tavsiye ettiklerini belirtti.
Gıda sektöründe birçok bölgede sendika olmadığını dile getiren Çukutli, "Bu zorlukları beraber aşmaya çalışıyoruz. Çalışma şartları çok zor, hiçbir sosyal hakkı, hiçbir iş güvencesi olmayan şartlarda çalışanlarımız emek sarf ediyor. Ekonomik koşullarda ayakta duramıyorlar bu anlamda. Tabii ki enflasyon üstü ortamlarda da ücretlerin yeni dönemlere uyum sağlaması anlamında sendikalar çok önem arz ediyor. Sendikaların olmadığı yerlerde ücretler patronların iki dudağı arasında oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Çukutli, örgütlenmeyle zorlu ekonomik koşulların üstesinden gelmenin daha kolay olacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşçinin tartışmasız olarak ekonomik kazanımları son derece fazla olur. Diğer taraftan sosyal kazançları da fazla olacaktır ve iş güvencesi olacaktır. Sistemli olarak çalışacaktır, kayıt dışılık ortadan kalkacaktır. Bununla birlikte rekabet anlamında da şirketler arasındaki dengeler biraz daha sağlanacaktır. Bu açıdan sendikalaşma Türkiye'nin ekonomik kalkınmasına da çok önemli merhale katar. Sendikalar şirketlere hem kaliteli ürün üretmek hem verimliliği artırmak hem de işçilerin eğitimiyle birçok katkı sağlıyor."
İşçilerin farkındalığının artmasıyla çalışma koşullarının daha iyi olabileceğini dile getiren Çukutli, şunları kaydetti:
"Sendikalar olarak bir şekilde örgütlenmeye çalışırken işçilerin de bize yardımcı olması gerekiyor. Çünkü zaten önümüzde yasal ve işverenden kaynaklanan engeller var. Onlar sendikalı olduğu zaman mutlaka ücretleriyle ilgili, ikramiyeleriyle ilgili, sosyal haklarıyla ilgili birçok kazanımlar elde edeceklerdir. Diğer taraftan ülke ekonomisine katkı sağlanacaktır ve kayıt dışılık ortadan kalkacaktır. Olduğumuz her yerde işçinin gelişimi için çaba gösteriyoruz, eğitimlerine sürekli katkıda bulunmaya çalışıyoruz. İş sağlığı, güvenliği tedbirleri için çaba gösteriyoruz. Türkiye'de en büyük şirketlere bakarsanız tamamının sendikalı iş yerleri olduğunu görürsünüz. Sendikalı olmak küçülmeyi değil, uluslararası çapta rekabetçi olmayı, kurumsallaşmayı beraberinde getiriyor. Sendikalı olunan yerde kayıt dışılık, usulsüz, kanunsuz işler yapılması engellendiği için de sendikalılaşma oranının artırılmasıyla ülkede önemli derece hem sanayinin hem de çalışan kesimin gelişeceğini düşünüyorum."