(DHA) - İstanbul Gelişim Üniversitesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Öğr. Üyesi Prof. Dr. Aydın Başbuğ, her borçlunun konkordato talebinde bulunamayacağını söyleyerek, "Sermaye şirketleri ve kooperatifler öncelikle konkordato talebinde bulunabilir" dedi.
Son günlerde işverenlerin konkordato ilan etmesi, alacaklılar yanında çalışanları da tedirgin ediyor. Konkordato yolu ile alacaklıların korunduğunu belirten Prof. Dr. Aydın Başbuğ, “Borçlarının vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında olan borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya iflastan kurtulmak için bu yola başvurabilecektir. İflas ya da başka takip yolları ile tasfiye söz konusu olacağı için alacaklılardan bazılarının ya da tamamının alacağını hiç alamama riski bulunmaktadır. İşte alacaklılar da alacağının tamamını riske atmak yerine, alacaklarından belli bir oranda vazgeçerek borçluya varlığını sürdürme ve borçlarını ödeme şansı vermektedirler” diye konuştu.
Konkordatonun sunduğu olanaklarını da anlatan Prof. Dr. Başbuğ, “Konkordato, borçların yeniden yapılandırılması suretiyle iflasa tabi borçluların mali durumunun düzeltilerek iflastan kurtulmasını, alacaklıların da belirli bir tenzilatla veya vadede alacağına kavuşmasını sağlayan ve mahkemenin tasdikiyle taraflar açısından bağlayıcı hale gelen bir anlaşma olarak bilinmektedir” ifadelerini kullandı.
“ÇALIŞAN HAKKLARININ KORUNUP KORUNMAYACAĞI BELLİ DEĞİL”
İflas ya da konkordatonun, o işyerinde çalışan kişileri de yakından ilgilendirdiğine vurgu yapan Prof. Dr. Başbuğ, konuşmasına şöyle devam etti:
“İş mevzuatımız haciz veya iflas halini öngörerek kısmi düzenlemeler ile çalışanı korumuştur. Ancak konkordato durumunda söz konusu güvencelerin devam edip etmeyeceği açık değildir. Bir işverenin üçüncü kişiye karşı olan borçlarından dolayı işyerinde bulunan tesisat, malzeme, ham, yarı işlenmiş ve tam işlenmiş mallar ve başka kıymetler üzerinde yapılacak haciz ve icra takibi, bu işyerinde çalışan işçilerin icra kararının alındığı tarihten önceki üç aylık dönem içindeki ücret alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra, kalan kısım üzerinde hüküm ifade etmektedir. Peki yeterli dahi olmayan bu kısmi güvence konkordatoda uygulanacak mıdır, belli değil.”
“İŞÇİLERİN ÜÇ AYLIK ÜCRETİNİ ÜCRET GARANTİ FONU’NDAN KARŞILIYOR”
Konkordato durumunda çalışanlara yönelik doğrudan tek düzenlemenin, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu olduğunu belirten Prof. Dr. Başbuğ, “Bu kanuna göre işverenin konkordato ilan etmesi, işveren için aciz vesikası alınması, iflası, iflasın ertelenmesi nedenleri ile işverenin ödeme güçlüğüne düştüğü hallerde geçerli olmak üzere, işçilerin iş ilişkisinden kaynaklanan üç aylık ödenmeyen ücret alacaklarını karşılamak amacı ile Ücret Garanti Fonu’ndan karşılanmaktadır. Bu düzenleme de AB’nin dayatması sonucu iş mevzuatımızda yer almıştır” dedi.