
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyelik sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, diyalog kanallarındaki tıkanıklığın giderilmesi gerektiğini söyledi. Avdagiç, "Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğine yönelik diyalog kanallarının önündeki blokajın açılması gerekiyor. Doğru yerdeyiz, doğru zamandayız." ifadelerini kullandı.
İTO’nun mart ayı meclis toplantısında küresel gelişmeleri ve iş dünyasının gündemindeki konuları ele alan Avdagiç, yeni dünya düzeninde Türkiye’nin ekonomik ve stratejik olarak kritik bir aktör haline geldiğini belirtti. Türkiye’nin büyük ve yerli savunma gücü, dirençli ekonomisi, jeostratejik konumu ve üretim kapasitesiyle dünyanın en iddialı üretim üslerinden biri olacağını vurgulayan Avdagiç, "Türk iş dünyası olarak buna inanıyoruz ve bu fırsatın deneyimli devlet adamlarımız tarafından en iyi şekilde değerlendirileceğine güveniyoruz." dedi.
Avrupa’nın güvenlik kaygıları ve Türkiye’nin önemi
Dünyada üretimin pahalı ülkelerden daha düşük maliyetli lokasyonlara kaydığına işaret eden Avdagiç, Çin’in üretim modeli ve ekonomik paradigmasındaki değişimlerin küresel ticareti yeniden şekillendirdiğini dile getirdi.
Özellikle ABD’nin Trump yönetimiyle birlikte ekonomik baskı ve güç politikalarına yöneldiğini belirten Avdagiç, Avrupa’nın bu süreçte güvenlik kaygılarının giderek arttığını ifade etti.
Trump’ın ikinci dönemine yönelik açıklamalarında Kanada, Grönland, Panama Kanalı ve Gazze Şeridi’ni doğrudan Amerikan kontrolüne almak istediğini vurgulamasıyla Avrupa’nın güvenlik politikalarında büyük bir değişime yöneldiğini kaydeden Avdagiç, şu değerlendirmeyi yaptı:
"İkinci Dünya Savaşı sonrası güvenliğini ABD ve NATO’ya emanet eden Avrupa, bugün panik içinde yeni bir güvenlik yapılanması arayışına girmiş durumda. Bu jeopolitik gerilimler içinde NATO’nun ikinci büyük gücü olan Türkiye'nin Avrupa ve bölge güvenliği açısından ne kadar önemli bir rol oynadığı açıkça görülüyor. Ancak Avrupa, ABD’siz bir NATO senaryosu içinde basiretli davranmıyor. Türkiye, hem NATO içindeki konumu hem de askeri gücüyle kritik bir denge unsuru olarak öne çıkıyor."

Türkiye’nin askeri kapasitesi ve AB ile ilişkiler
Öte yandan Türkiye’nin savunma sanayisinde son 20 yılda büyük bir dönüşüm gerçekleştirdiğini belirten Avdagiç, "Türkiye, birçok NATO üyesinin aksine Varşova Paktı'nın dağılmasından sonra da silahlı kuvvetlerine yatırım yapmaya devam etti. Çünkü bölgesel istikrarsızlık, Ege’deki ihtilaflar ve sınırlarımızdaki terör tehditleri bunu zorunlu kılıyordu." diye konuştu.
2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin 180 ülkeye 300’den fazla savunma ürünü ihraç ettiğini kaydeden Avdagiç, bu başarının Türkiye’yi askeri ve jeopolitik olarak Avrupa için vazgeçilmez bir ortak haline getirdiğini belirtti. "Dünyada jeopolitik dengeler değişirken, NATO içinde yaşanan gerilimler ve Avrupa’nın güvenlik ihtiyacı, Türkiye’yi küresel güç dengesinin en önemli aktörlerinden biri haline getiriyor." ifadelerini kullandı.
