İktisatçı Mahfi Eğilmez, gelecek hafta başlayacak asgari ücret müzakereleri öncesi enflasyon kaybının telafisi için maaşların artırılması gereken yeni seviyeyi açıkladı.. Milyonlarca kişiyi ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri için geri sayıma geçildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücret rakamının belirlenmesi için işçi ve işveren tarafını 12 Aralık'ta toplantıya davet etti. Beklenen müzakereler öncesinde Eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez ise kendi blogunda asgari ücrete ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yayımladı. Tarafların asgari ücret belirlenirken farklı öncelikleri öne çıkardığını belirten Eğilmez, çalışan kesimin açlık ve yoksulluk sınırlarını, işverenlerin üretim maliyetlerini, hükümetin ise bütçe imkanlarını dikkate aldığını ifade etti. Eğilmez’in konuya ilişkin analizi şöyle oldu: “Her yıl bu zamanlarda olduğu gibi aktüel konu asgari ücret ayarlamasının nasıl yapılacağı meselesi. Bu konuda emekçi kesim temsilcilerinin açlık ve yoksulluk sınırlarını, işveren temsilcilerinin üretim maliyetlerini ve hükümet temsilcilerinin de bütçe imkânlarını dikkate alarak ortaya attıkları görüşleri var. Hiç kuşkusuz bu görüşler ortaya konulurken taraflar 2025 yılında yaşanan enflasyonu ve 2026 yılının enflasyon tahminlerini göz önünde bulunduruyorlar. Öncelikle açlık ve yoksulluk sınırları kavramlarını tanımlayalım: Açlık sınırı; dört kişilik bir ailenin, sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için bir ayda gıda için yapması gereken asgari harcama tutarını tanımlamaktadır. Yoksulluk sınırı; dört kişilik bir ailenin, gıda, giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapması zorunlu aylık harcamalarının toplam tutarını ifade eden yoksulluk sınırı, yeterli hayat standardında yaşayabilmek için gerekli olan minimum gelir miktarı olarak kabul ediliyor. Hesabı doğru yapabilmek için konuyla ilgili verileri gözden geçirelim: (1) 2025 yılında asgari ücret 22.104 lira olarak belirlendi ve yıl boyunca hiç değiştirilmedi. (2) 2025 yılsonu enflasyonu tahminen yüzde 30 olarak gerçekleşecek. Bu, yılbaşında 22.104 lira olan asgari ücretin 2025 yılında yüzde 30 yani 6.631 lira satın alma gücü (SAG) kaybına uğradığı anlamına geliyor. (3) 2026 yılı için Orta Vadeli Programda (OVP) tahmin edilen enflasyon yüzde 16. Bu da asgari ücretin bu kaybı karşılayacak şekilde belirlenmesi gerektiği anlamına geliyor. (4) Her ay TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan açlık sınırı Kasım 2025 için 29.287, yoksulluk sınırı da 97.159 lira olarak belirlendi. Bunları da gösterge olarak kabul edelim. Bu durumda 2025 yılı için belirlenen 22.104 liralık asgari ücrette 2025 yılı süresince ortaya çıkan satın alma gücü kaybını giderebilmek için 22.104 lirayı % 30 artırmak gerekir. Ardından elde edilen tutarı, 2026 yılında yaşanması beklenen yüzde 16’lık enflasyon kadar artırmak gerekir ki asgari ücretli, 2026 yılı başında alacağı ücrette, yıl süresince yaşanacak enflasyon nedeniyle ortaya çıkacak satın alma gücü kayıplarından etkilenmesin. Bu hesaplamaların sonuçlarını aşağıdaki tabloda gösterelim: Buna göre asgari ücretin 33.333 liradan aşağı belirlenmemesi gerekir. 2026 yılında enflasyon yüzde 16’yı aştığı andan itibaren de yeni artışlar hemen gündeme alınmalıdır. Bu hesaplamada bile eşlerin ikisi de asgari ücretle çalışsa ellerine geçecek gelir (33.333 x 2 = 66.666 lira) 4 kişilik ailelerinin yoksulluk sınırını aşmasına yetmemektedir. Mesele asgari ücretin düzenlenmesiyle bitmiyor. Emeklilerin maaşları da var. Mevcut durumda en düşük emekli aylığı 16.811 lira. Bu ücret, açlık sınırının yarısı düzeyinde bulunuyor. Bu maaşların da yeniden düzenlenmesi ve asgari ücrete yakın bir düzeye çıkarılması gerekiyor. Kuşkusuz bu düzenlemelerin yapılması yalnızca asgari ücret alanları değil diğer ücret sahiplerini de ilgilendiriyor. Çünkü asgari ücrette yapılacak artışlar asgari ücretin üzerindeki ücretlere de aynı oranlarda yansıtılmak zorunda. Aksi takdirde bütün ücret yelpazesi bozulur.” [news_id:793718]