(DHA) – İstanbul Aydın Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, Merkez Bankası tarafından geçen hafta yapılan 325 baz puanlık faiz indiriminin iç piyasaya yönelik talebi artırabileceğini söyledi.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, geçen hafta Perşembe günü politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 325 bazpuan indirimle, yüzde 19.75’ten yüzde 16.50’ye düşürmüştü. Bunun yanında Banka’dan yayınlanan ödemeler dengesi verisi, cari işlemler hesabının Temmuz ayında 1 milyar 158 milyon dolar fazla verdiğini duyurmuştu.
Söz konusu veriler sonrası DHA’ya yaptığı açıklamalarda Aybar, son verilerin yeniden dengelenme politikalarının sonuç verici olduğuna işaret ettiğini vurguladı. Aybar, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Şu an ki veriler enflasyondaki düşüşün kararlı bir şekilde devam ettiğini hatta beklentilerin altına çekildiğine işaret ediyor. Ekonominin diğer değişkenleriyle bakıldığında daha yüksek miktarda bir faiz indirimine gidilebilecekken 325 baz puanda kalınması, enflasyonla mücadeleye zarar vermeyecek parasal sıkılığın korunmasına özen gösterileceği, faiz indirimin kademeli olarak devam edeceğini gösteriyor.”
Faiz indiriminin kademeli olarak devam edeceğini ve bu bağlamda Merkez Bankası’nın gelecek toplantıda faiz indirimine devam edebileceğini belirten Aybar, “Bugün yüzde 16.5’lik bir faiz oranı ekonomiyi istenen yatırım-büyüme sarmalına sokmak için hala çok yüksek. Gelecek toplantıda ihtiyatlı davranan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) gelişmeleri göz önünde bulundurarak faiz oranlarında benzeri bir indirime gidebilir” dedi.
Cari açıktaki daralma kaynağının ne olduğunun çok iyi derecede anlaşılması gerektiğinin altını çizen Aybar, büyümesi ithalata bağlı olan Türkiye’de ithalatın daralarak artık kronikleşmiş olan cari açığın kapanmasının, zaten bir durgunluk göstergesi olduğunu söyledi ve ekledi:
“Hali hazırda yapılan ihracatta belirli bir ekonomik dengelenme arayışı ve o amaca yönelik çalışanların başarısı gözle görülmekte. Fakat büyük soru şu dur ki; durgunluğu aşmak için ne yapmalıyız, çünkü Türkiye'nin ekonomik büyümeye ihtiyacı var. Bu hem içinde yaşadığımız coğrafyada karşılaşılan milli risklere yeterli cevap vermek hem de küresel rekabetçi ortamda fırsatları yakalamak ve şu konjonktürde arzu edilen yere ulaşmak için çok gerekli bir ihtiyaçtır. Faiz yolu ile kredileri canlandırma girişimlerinin belirli oranda etkisi olduğu gibi bir yandan da giderek artan şekilde yabancıların ekonomimize ilgisi izleniyor. Cari açıktaki bu daralma faktör verimliliğini arttıran, dış pazarlarda iş yapabilme kapasitesini arttırmış bir özel sektörün önünü açacak düzenlemelerin yapılması için bir fırsat olarak değerlendirilmeli.”