Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporuna Göre Bankaların Likidite Pozisyonları Güçlü

Okuma Süresi: 4 Dakika
Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporuna Göre Bankaların Likidite Pozisyonları Güçlü
Doviz.com
30.11.2017 17:14

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Perşembe günü yılın ikinci “Finansal İstikrar Raporu”nu yayımladı. Merkez Bankasının resmi web sitesinde yayımlanan Finansal İstikrar Raporu’nda  “küresel iktisadi faaliyetlerdeki canlanmanın bu yılın ikinci yarısında da devam ettiği, yurt içinde ise kamu maliyesi teşvikleri ve makro ihtiyati politikalarla kredi büyümesinin güçlü bir seyir izlediği, iktisadi faaliyetlerin hız kazanmasını desteklediği” belirtiliyor. Raporda global ve ulusal ekonomik  görünüme ilişkin önemli değerlendirmelere yer veriliyor:

 

Globalde Görünümde Öne Çıkanlar

  • Küresel finansal piyasalar, küresel ekonomideki olumlu görünüm, risk iştahındaki artış ve gelişmiş ülke para politikalarına dair belirsizliklerin azalmasından kaynaklanan destekle olumlu seyrini sürdürüyor.
  • ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal normalleşme süreci kapsamında Eylül ayında aldığı bilanço küçültme kararı, gelişmiş ülkelerde devam eden iktisadi politika belirsizliğinin azalmasına katkı sağlamıştır.
  • Avrupa Birliği (AB) üyesi bazı ülkeler ile İngiltere’deki seçim sürecinin tamamlanması da söz konusu belirsizliğin azalmasında rol oynamıştır. İspanya’da süregelen siyasi belirsizlik ve İngiltere’nin AB’den çıkış sürecine ilişkin yol haritasının henüz netleşmemesi Euro Bölgesi kaynaklı dışsal riskleri bir miktar artırmakla birlikte, ABD ile diğer gelişmiş ülkelerin iktisadi faaliyetlerindeki canlanma ve para politikalarındaki normalleşme eğilimi küresel finansal piyasalardaki görünümü desteklemektedir.
  • Gelişmiş ülke ekonomilerindeki toparlanmanın belirginleşmesiyle küresel ticaret hacmi de artış göstermiştir. Bu çerçevede, küresel finansal piyasalardaki olumlu görünümün ve getiri arayışının da katkısıyla gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye girişleri, jeopolitik gelişmelere duyarlılığını korumakla birlikte yüksek seyretmeye devam etmiştir. Ancak bu durum, Fed’in yanı sıra, diğer gelişmiş ülke merkez bankaları tarafından da ifade edilen normalleşme süreçlerinin beklentilerin tersine işlemesi durumunda sekteye uğrama riskine sahiptir. Bu riskler, Asya ve Orta Doğu başta olmak üzere jeopolitik sorunların gelişimine bağlı olarak artabilecektir. 

 

Yurtiçi Genel Görümde Öne Çıkanlar

Reel Sektör

  • Firmaların toplam finansal borçluluk/GSYİH oranı 2017 başından itibaren yatay seyretmektedir. Bu durum, hem yurt içi hem de yurt dışından temin edilen YP cinsi kredi stokundaki büyümenin yavaşlamasından kaynaklanmaktadır. YP kredilerin vadelerinde gözlenen belirgin uzama, kur riskini azaltıcı unsurlar arasında olup, YP TGA oranı düşük seyretmektedir.
  • 2016 yılı son çeyreğinden itibaren yurt içinde yürütülen makroihtiyati politikalar, kamu tedbir ve teşvikleri ile KGF kefaletli kredi desteğiyle kredi hacminde önemli bir artış sağlanmıştır. Bu artışta arz ve talep yönlü unsurlar etkili olmuştur. Uzayan vade ve baz etkisiyle özellikle konut ve ihtiyaç kredileri belirgin bir artış sergilerken, KGF kefaletli krediler başta olmak üzere kredi imkânları ticari kredileri destekleyici etkide bulunmuştur. Makroihtiyati tedbirlerle desteklenen kredi imkânları, firmaları canlanan yurt içi talebi karşılamaya, ertelenen stok artırımına ve borçların yeniden yapılandırılmasına yönlendirmiştir. Gerek kur gelişmeleri gerekse kur riskinin yönetilmesine ilişkin farkındalığın artması sonucu ticari kredilerdeki YP’den TL’ye geçiş, mevcut Rapor döneminde de devam etmiştir. YP mevduatlarda bu dönemde gözlenen güçlü artış ve TL kredilerdeki ivmelenme, bankaları uluslararası piyasalardan para takası yoluyla ek TL kaynak bulmaya yöneltmiştir.

 

Bankacılık Sektörü

  • Bankacılık sektörü olası şoklara karşı güçlü likidite pozisyonunu korumaktadır. Bankaların TCMB’de Rezerv Opsiyon Mekanizması (ROM) kapsamında bulundurduğu altın ve döviz cinsi likit varlıkları son dönemde artmıştır. Bankaların çekirdek dışı yükümlülük vadelerinin yüksek seviyedeki seyri de uluslararası piyasalarda yaşanabilecek olası şoklara karşı sektörün direncini artırmaktadır. Son dönemde artan kredi büyümesine karşın, güçlü seyreden mevduat artışı, bankalara likidite pozisyonlarını koruyucu ek imkân sunmakta ve kredi arzını desteklemektedir.
  • Bankacılık sektörünün aktif kalitesi güçlü seyretmektedir. Kredi kanalının canlanması ve iktisadi faaliyetin hız kazanmasıyla son rapor dönemine kıyasla tahsili gecikmiş alacakların (TGA) dönem içi ilaveleri ve aktiften silinenler azalarak, dönem içi tahsilatlar ise artarak aktif kalitesinin korunmasına katkı sağlamıştır.
  • Firma kredilerinde YP cinsinden TGA’ların mevcut seviyelerini koruması bankacılık kesimi aktif kalitesinin dışsal şoklara karşı dayanıklılığının bir göstergesidir. Bankacılık sektörü kârlılığı, 2017 yılının ikinci çeyreğinden itibaren sınırlı bir gerileme göstermekle birlikte güçlü seviyesini korumuştur. Sektörün kârlılığı, yakın dönemde sunulan kredilerin büyük bir bölümünün KGF kefaleti altında verilmesi ve kurdaki dengelenme gibi nedenlerle yüksek seviyelerde gerçekleşmiş ve bu durum sermaye yeterlilik rasyolarında (SYR) belirgin bir artışla sonuçlanmıştır.
  • Bankacılık sektörü güçlü sermaye yapısını korumaktadır. Son dönemde, sermaye benzeri borç ihraçlarında kaydedilen artış ve kârlılığın olumlu seyri, bankaların yasal öz kaynaklarına belirgin destek sağlamıştır.
  • Risk ağırlıklı varlık kompozisyonunda önemli bir değişiklik olmamakla birlikte, düzenlemelerin getirdiği YP cinsinden varlık ve alacakların risk ağırlıklarının düzenlenmesi ve son dönem kredi büyümesinde KGF kefaletinin artan payı hesaplanan kredi riskini aşağı çekmiştir.
  • Küresel ekonomi ve finansal piyasalardaki olumlu görünümün yanı sıra önümüzdeki döneme ilişkin riskler de gündemde yerini korumaktadır. Gelişmiş ülkelerde para politikasının seyri, küresel jeopolitik riskler ve Euro Bölgesi genelindeki siyasi gelişmeler finansal sistem için olası kırılganlık unsurları arasında yer almaktadır. Bununla birlikte, Türk bankacılık sektörünün güçlü sermaye tabanı, istikrarlı aktif kalitesi ve yeterli likit varlık düzeyi sayesinde söz konusu risklere karşı dayanıklılığını sürdüreceği değerlendirilmektedir.
REKLAMI KAPAT X