Nadir toprak element rezervinde 2. sırada olan Türkiye, geleceğini şekillendirecek

Okuma Süresi: 5 Dakika
Nadir toprak element rezervinde 2. sırada olan Türkiye, geleceğini şekillendirecek
Doviz.com
08.02.2025 18:41

Türkiye'nin enerji dönüşümünde kritik bir öneme sahip olan nadir toprak elementleri, rüzgar türbinlerinden elektrikli araçlara kadar pek çok yüksek teknoloji ürününde kullanılıyor. Yaklaşık 694 milyon tonluk rezervle Çin’in ardından dünyanın en büyük ikinci kaynağına sahip olan Türkiye, bu stratejik madeni işleyerek küresel enerji pazarında güçlü bir aktör haline gelme potansiyeli taşıyor.

Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Yatırımları ve NTE’nin Önemi

Türkiye, yenilenebilir enerji yatırımlarını artırarak güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesini genişletiyor. 2024 yılı sonunda toplam kurulu güç kapasitesinin yüzde 60’ına ulaşan yenilenebilir enerji, 68 gigavat seviyesine gelerek Avrupa ülkeleriyle rekabet edecek konuma geldi. Enerji dönüşümünün sürdürülebilirliği açısından kritik olan nadir toprak elementleri, rüzgar türbinleri ve elektrikli araç motorlarında kullanılan kalıcı mıknatısların üretiminde hayati rol oynuyor. Türkiye’nin sahip olduğu dev rezerv, hem enerji güvenliği hem de ekonomik büyüme açısından büyük bir avantaj sağlıyor.

Beylikova Sahası ve Türkiye’nin İşleme Kapasitesi

Beylikova’daki rezervler ve burada kurulan işleme tesisleri Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini artırıyor. Eti Maden tarafından inşa edilen pilot işleme tesisinin yıllık 10 bin ton nadir toprak oksit üretim kapasitesine ulaşması bekleniyor. Üretim kapasitesinin artmasıyla Türkiye, NTE maliyetlerinde dışa bağımlılığı azaltarak uluslararası pazarda rekabet avantajı elde edebilir. Küresel ölçekte Çin, yüzde 62 üretim ve yüzde 90 işleme payıyla nadir toprak elementleri pazarında hakim konumda bulunuyor. Türkiye’nin sahip olduğu rezervler, küresel tedarik zincirinde çeşitlilik yaratma ve stratejik bir alternatif sunma potansiyeli taşıyor. Kalıcı mıknatıslar, enerji depolama sistemleri ve yüksek teknoloji gerektiren diğer ürünlerin yerli üretimi, Türkiye'nin NTE kaynaklarından elde edeceği ekonomik getiriyi artıracaktır.

Rüzgar Enerjisi Sektöründe Türkiye’nin Büyüme Hedefleri

Rüzgar enerjisi sektörü Türkiye’nin en hızlı büyüyen yenilenebilir enerji alanlarından biri haline geldi. 2024 sonunda Türkiye’nin toplam rüzgar enerjisi kurulu gücü yüzde 11’lik payla 12,6 gigavata ulaştı. 2035’e kadar güneş ve rüzgar enerjisinde toplam 120 gigavat kurulu güç hedeflenirken, bunun 50 gigavatının rüzgar enerjisinden sağlanması bekleniyor. Bu büyüme hedefi, rüzgar türbinlerinde kullanılacak kalıcı mıknatıslar için büyük bir nadir toprak elementi talebi yaratıyor. Türkiye’nin 2035’e kadar rüzgar türbinleri için yaklaşık 11,7 kilo ton kalıcı mıknatıs ihtiyacı olacağı öngörülüyor. Mevcut piyasa fiyatlarına göre bu elementlerin toplam maliyetinin 627 milyon dolar ile 882 milyon dolar arasında değişeceği tahmin ediliyor. Beylikova’daki rezervlerin işlenerek kullanıma sunulması, bu maliyetleri azaltarak Türkiye’nin enerji güvenliğine katkı sağlayacaktır.

Elektrikli Araç Sektöründe Türkiye’nin NTE Talebi

Elektrikli araçlar, düşük karbonlu ulaşım çözümleri arasında hızla büyüyen bir sektör haline geldi. Türkiye’de 2024 yılında yaklaşık 100 bin elektrikli araç satışı gerçekleşti ve bu sayının 2035’e kadar 1,8 milyon ile 4,2 milyon arasında olması bekleniyor. Elektrikli araç motorlarında kullanılan kalıcı mıknatıslar, nadir toprak elementi talebinin en büyük kaynaklarından biri olarak öne çıkıyor. Araç başına yaklaşık 2 kilogram kalıcı mıknatıs kullanıldığı göz önüne alındığında, Türkiye’nin elektrikli araç sektöründe önemli bir nadir toprak elementi ihtiyacı doğacak. Düşük talep ve fiyat senaryosuna göre 2,85 kiloton kalıcı mıknatıs gerekecek ve bu ihtiyacın maliyeti 461 milyon dolar seviyesinde olacak. Yüksek talep ve fiyat senaryosunda ise bu rakam 6,74 kilotona ve 1,5 milyar dolarlık maliyete ulaşabilir. Türkiye’nin kendi rezervlerini işleyerek bu elementlerin üretiminde kapasitesini artırması, elektrikli araç üretiminde maliyet avantajı sağlayarak rekabetçiliğini artıracaktır.

 

Küresel Tedarik Zincirinde Türkiye’nin Stratejik Konumu

Küresel nadir toprak elementi tedariki büyük ölçüde Çin’e bağımlı durumda bulunuyor. Çin, dünya çapında üretimin yaklaşık yüzde 62’sini gerçekleştirirken işleme kapasitelerinde çok daha büyük bir paya sahip. Bu durum, dünya genelinde enerji teknolojileri ve yüksek teknoloji sektörleri için önemli bir tedarik riski yaratıyor. Türkiye’nin sahip olduğu nadir toprak elementleri rezervleri, Çin’e olan bağımlılığı azaltabilecek alternatif bir kaynak sunma potansiyeline sahip. Beylikova’daki işleme tesisleriyle Türkiye’nin, Çin’in bu alandaki hakimiyetine karşı dengeleyici bir rol üstlenmesi mümkün görünüyor.

Türkiye’nin NTE Kaynaklarını Katma Değerli Ürünlere Dönüştürme Potansiyeli

Ham madde olarak nadir toprak elementlerini ihraç etmek yerine işlenmiş uç ürünlere dönüştürerek satmak, Türkiye ekonomisi için daha yüksek katma değer yaratacaktır. Rüzgar türbinleri ve elektrikli araç motorlarında kullanılan kalıcı mıknatısların yerli üretimi, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektöründe maliyet avantajı sağlamasına yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra, yüksek teknoloji ürünleri için gerekli olan NTE bileşenlerinin Türkiye’de üretilmesi, ülkenin uluslararası pazardaki rekabet gücünü artıracaktır. Türkiye’nin bu alandaki yatırımları, yerli sanayinin gelişimine katkı sağlarken uluslararası tedarik zincirinde daha güçlü bir konum edinmesine de yardımcı olacaktır.

Türkiye’nin Nadir Toprak Elementleri ile Küresel Rekabet Gücü

Türkiye’nin nadir toprak elementleri rezervlerini verimli kullanması, enerji teknolojileri alanında dışa bağımlılığı azaltacaktır. Yerli üretimle rüzgar türbinleri ve elektrikli araç motorlarında kullanılan kalıcı mıknatıslar için ithalata duyulan ihtiyacı minimuma indirecektir. Bu durum hem enerji güvenliği hem de ekonomik istikrar açısından büyük önem taşıyor. Nadir toprak elementlerinin işlenerek ihraç edilmesi de Türkiye’ye önemli bir döviz girdisi sağlayarak ihracat gelirlerini artıracak ve ülkenin uluslararası ticaretteki konumunu güçlendirecektir.

Türkiye’nin Enerji ve Teknoloji Geleceğindeki Rolü

Türkiye, sahip olduğu 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezerviyle yenilenebilir enerji dönüşümünde ve düşük karbonlu teknolojilerde liderlik potansiyeline sahip. Rüzgar türbinleri ve elektrikli araç sektörlerinde artan kalıcı mıknatıs ve nadir toprak elementi talebi, Türkiye’nin bu alandaki stratejik önemini daha da artırıyor. 2035 yılına kadar her iki sektörde de nadir toprak elementi kullanımından kaynaklanan toplam maliyetin 2 milyar doları aşması bekleniyor. Türkiye’nin yerli üretim kapasitesini artırmasıyla bu maliyetler düşecek ve ülke hem yerli sanayiye hem de küresel pazara büyük katkılar sağlayacaktır.

 

 

kaynak:aa

REKLAMI KAPAT X