İstanbul, 8 Eylül (DHA) - Okulların açılmasına kısa bir süre kalırken, Klinik Psikolog Mehmet Dinç teknolojinin aşırı ve kontrolsüz kullanımına karşı aileleri uyardı.
Çocukların ve gençlerin ekran karşısında çok uzun süre zaman geçirdiklerine dikkat çeken Dinç, "Televizyon sayesinde erken öğrenmeler söz konusu olduğu için erken ergenlikler, erken uyarılmalar ortaya çıkıyor. Çocuklar çocukluklarını yaşamadan yetişkinlerin dünyasına giriyorlar. Bugün ergenliğin bu kadar uzamasının en büyük nedeni bu" dedi.
Ergenlik döneminin 12-13 yaşında başlayıp 18 yaşında bitmesi gerekirken, bugün gelişim psikolojisinin 9 yaşında başlayıp 30 yaşına kadar sürebildiğine dikkat çeken Dinç, çocukların ve gençlerin ekran karısında ideal kalma sürelerini açıkladı.
Çocukların ve gençlerin ekran karşısında çok fazla zaman geçirdiklerini belirten Mehmet Dinç'e göre,
- 0-3 yaş grubu ekranla tanışmamalı,
- 3-6 yaş arası 30 dakika,
- ilköğretim 45 dakika,
- ortaöğretim 1 saat
- lise çağındaki gençler ise 2 saatten fazla ekran karşısında kalmamalı.
"0-3 yaş grubunda beyin zarar görüyor"
Ekran karşısında kalan 0-3 yaş grubundaki çocukların, bağımlılığa dönüşmesinden çok, beyinlerine zarar verdiğini belirten Mehmet Dinç, "Bu yaşlarda beyin gelişimi çok hızlı ilerliyor. Bu dönemde çocukların 5 duyu organlarını aktif bir şekilde kullanmamaları veya birini kullanmayıp diğerini daha fazla kullanması beynin gelişmesinde sıkıntıya yol açıyor" uyarısı yaptı ve ekledi:
"Anne-babanın görevi çocuğu yetiştirmek, hayata hazırlamak. Bebeklik döneminden itibaren çocuğun zihinsel gelişimine yönelik alternatiflerle geliştirilmeli, bu yönde yapılan çalışmalar takip edilmeli, uygulamaya geçirilmeli. Çocuğun hayatı işitsel, duyusal, hareket anlamında zenginleştirilmeli."
"Hayata adapte olmakta zorlanıyorlar"
Ekran bağımlılığının beynin fiziksel yapısını olumsuz etkilediğini de açıklayan Dinç, "Mesela çizgi filmlerde görüntü 3 saniyede bir değişmesi lazım ki çocuğu ekran başında tutabilsin" dedi ve ekledi:
"Ama hayat bu kadar hızlı akmıyor. Hayat bu kadar hızlı akmazken çocuk televizyonda akan hızlı bir hayatı izleyince normal ortama döndüğünde afallıyor. Adapte olmakta problem yaşıyor. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu söz konusu olmaya başlıyor. Hayatın günlük ritmine, yavaşlığına alışamıyor çocuklar. Ondan sonra okula başlayan bu çocuklar ders dinleyemiyorlar. Normal bir ilişki kurmak istediklerinde ilişki kuramıyorlar. Her şeyden çok çabuk sıkılıyorlar." (Fotoğraflı)