ASO Başkanı Seyit Ardıç, Türkiye'de sanayicilerin en önemli sorununun "işçisizlik" olduğuna dikkati çekerek, "Mesleki eğitimi güçlendirmemiz, iş gücüne yeni beceriler kazandırılmasına yönelik projeler yürütmemiz ve iş gücü piyasasının aradığı nitelikte uygulayıcı insan kaynağı yetiştirilmesine öncelik vermemiz gerekiyor.” dedi.
Ankara Sanayi Odası'nın (ASO) ağustos ayı Oda Meclisi ile 2. ve 3. OSB Müteşebbis Heyet Müşterek Toplantısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın katılımıyla yapıldı.
Ardıç, toplantının açılışında, son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntıların giderilmesi için gösterilen yoğun gayreti takdirle karşıladıklarını söyledi.
Ekonomi politikalarının rasyonel bir çerçevede tesis edildiğini, bunun da makroekonomik istikrar hedefine güçlü bir zemin sağladığını ifade eden Ardıç, ihracat pazarlarında ise daralma yaşandığını dile getirdi. Ardıç, uluslararası finansal piyasalarda dış kaynağa ulaşmanın zorlaştığını, dolayısıyla ülke içinde yapılacak düzenlemelerin etkinliğinin bu noktada son derece önemli olduğunu bildirdi.
Enflasyonun yüksek seyrinin reel sektörün yatırım kararlarında belirsizliğe neden olmaya devam ettiğini vurgulayan Ardıç, Türkiye'nin istikrarlı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması için sınai üretime önem vermesi gerektiğini anlattı.
İş dünyasının beklentisi, aktif bir sanayi politikası izlenmesi
Reel sektörün finansmana ulaşmasındaki zorluğun sanayi üretiminde gerilemeye neden olduğuna dikkati çeken Ardıç, "Özellikle KOBİ kredilerinin reel olarak artmaması, zincirleme etkiyle de ülkenin ve sektörlerin tamamına olumsuz yansıyor. Büyümenin her kesime yansımasını istiyorsak KOBİ'lerimize yeterli destek sağlanmalıdır. Yatırım ortamı iyileştirilmelidir." diye konuştu.
Ardıç, iş dünyasının kamu idaresinin hazırlayacağı orta ve uzun vadeli planları önemsediğine işaret ederek, parasal sıkılaşma, mali disiplin ve yapısal reformların Türkiye'nin istikrara giden yolda temel politikası olacağını söyledi.
Makroekonomik istikrarı sürdürmek, döviz ihtiyacını kalıcı olarak azaltmak için gerekli değişimin ve dönüşümün sağlanması gerektiğini belirten Ardıç, "Bu noktada hükümetten beklentimiz, ekonominin yapısal dönüşüm hedeflerine uygun aktif bir sanayi politikası izlenmesidir. Serbest piyasa ekonomisinin beşiği olan ülkelerde, hatta en ileri sanayi ülkelerinde aktif sanayi politikaları uygulanıyor, sanayi sektörü mutlaka devlet tarafından destekleniyor." ifadelerini kullandı.
Son yıllarda özellikle gelişmiş ülkelerin kendi hedefleri uyarınca sanayi desteklerini yoğunlaştırdığını vurgulayan Ardıç, yeni hazırlanan Orta Vadeli Program'ın (OVP) bu açıdan önemli olduğunu anlattı.
"Bütüncül bir yaklaşım olmalı"
Ardıç, halihazırda sanayicilerin en önemli sorununun "işçisizlik" olduğuna dikkati çekerek, "Mesleki eğitimi güçlendirmemiz, iş gücüne yeni beceriler kazandırılmasına yönelik projeler yürütmemiz ve iş gücü piyasasının aradığı nitelikte uygulayıcı insan kaynağı yetiştirilmesine öncelik vermemiz gerekiyor. Türkiye'de verimliliği artıracak en etkili yol, atıl iş gücünün sanayi ve ilişkili sektörlerde istihdam edilmesidir. Bu noktada sanayi, eğitim ve iş gücü politikalarının bütüncül bir yaklaşımla bir arada dizayn edilmesi gereğini yeniden vurgulamak isterim." dedi.
Mevcut süreçte sanayicileri, firmaları ve iş dünyasını zorlayan hususlar olduğunu belirten Ardıç, şunları kaydetti:
"Asgari ücret artışlarını, büyümenin kapsayıcılığını artırması bakımından değerli buluyoruz. Zira son dönemde enflasyon oranının üzerinde artırılan asgari ücret işletmelerimizi zorlamaktadır. 2016 yılında uygulanmaya başlandığında brüt asgari ücretin yüzde 6'sı oranında olan asgari ücret desteği, bu oran dikkate alınarak sürekli hale getirilmelidir. Sanayicilerimiz tarafından istihdama ilişkin her fırsatta dile getirilen sorunlarımızın başında, vergi, SGK ve işsizlik sigortası gibi ücret dışı kalemlerin daha düşük düzeylere indirilmesi hususu yer almaktadır. Özellikle, ücretlilere uygulanan gelir vergisi basamakları önemli ölçüde açılmalıdır. Gelir vergisi basamakları yeniden düzenlenerek her yıl yeniden değerleme oranında artırılmalıdır. Engelliler tehlikeli ve çok tehlikeli işyerlerinde çalışmak istemediği için istihdam edecek engelli bulunamadığı halde bile firmalara yaptırım uygulanmaktadır. Bu tür işyerlerinde zorunlu istihdam yerine başka uygulamalar geliştirilmelidir. EYT düzenlemesi sebebiyle emekli olacak yaklaşık 1 milyon 750 bin çalışanımıza ödenen veya ödenecek olan yaklaşık 300 milyar lira tutarındaki kıdem tazminatı yükünün işletmelerimizin finansman yapısını bozmaması için uygun şartlarla KGF kredisi sağlanması talebimiz, bankalarca maalesef karşılık bulmamıştır. Mevzuat gereğince işçinin emekli olması durumunda kıdem tazminatı derhal ödenmek durumundadır. Bu yasal yükümlülük dikkate alınarak uygun şartlarla işletmelerimize kredi sağlanmalıdır."
İmalat ve bilişim sektörlerine yönelik istihdam teşviki süresinin 2022 yılı sonu itibarıyla sona erdiğini hatırlatan Ardıç, "İstihdamın artırılmasına büyük katkı veren söz konusu teşvik tekrar uygulamaya alınmalıdır." ifadesini kullandı.
Ardıç, SGK ve maliye borcu olan işverenlerin borçlarını taksitlendirmek istediklerinde, borç miktarının 50 bin lira üzerinde olması durumunda teminat istendiğine dikkati çekerek, "Aradan geçen süre içindeki enflasyon ve günümüz ekonomik şartları dikkate alınarak bu rakamın en az 250 bin lira olarak güncellenmesi ve her yıl yeniden değerleme oranında yükseltilmesi gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
İşbaşı eğitim programları sürelerinin bütün sektörleri kapsayacak şekilde uzatılması gerektiğini vurgulayan Ardıç, şöyle konuştu:
"Küçük işletmelerin ihtiyacına cevap vermeli, taahhüt oranı azaltılmalı, taahhütler hesaplanırken kısmi çalışanlar dikkate alınmalıdır. Mesleki Yeterlilik Belgesi desteği sürekli hale getirilmelidir. İşsizlere mesleki eğitim vermelerini ve kurslarını tamamlayanların işe başlamasını sağlayan MEGİP projesi ülke genelinde 100 binden fazla yeni istihdam oluşturdu ancak İŞKUR 2022 yılından itibaren projeyi uzatmadı. MEGİP projesi tekrar uygulanmaya alınmalıdır. İşsizlik Fonunun, Sanayici İşbirliğinde Mesleki Eğitim Projesi (SİMEP) gibi programlarda kullanılması ve böylece çıraklık eğitiminin cazip hale getirilmesi faydalı görülmektedir."