
Vergi yükünün adil dağılımını sağlayacak tedbirleri olduğunu belirten Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yıllardır zarar açıklayan büyük mükelleflerin incelenmesini önceliklendirdiklerini açıkladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’da “MÜSİAD 2024 Yılı Değerlendirmesi ve 2025 Yılı Beklentileri” programında açıklamada bulundu.
Bakan Şimşek'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
“Hem Avrupa Merkez Bankası hem de Fed'in faizinde düşüş bekleniyor. Bu durum küresel fonlama maliyetini kısa vadeli olumlu etkiliyor. Uzun vadeli borçlanma faizleri yukarı yönlü, bu da belirsizliği yansıtıyor. Jeopolitik gerginliklerde artış var. Finansal piyasalar bunu pek umursamıyor gibi. Etkilerinin sınırlı olacağını düşünüyorlar ya da kopuş var. Piyasalar jeopolitik gelişmelere hassas değil gibi bir görüntü çıkıyor.
Kısa vadede Türkiye ekonomisi ve programını destekleyici ortam var. Dünya önemli sorunlarla karşı karşıya. Dünyada ticarette parçalanma ve korumacılık söz konusu. Uzun vadeli faizlerin olduğu ortam sorun kaynağı.
"Yeni dönem belirsizliğinin bir kısmı ABD kaynaklı"
İkinci Dünya Savaşı sonrasında kural bazlı mekanizmalar oluşturuldu. Kural bazlı yani serbest ticaretten uzaklaşma söz konusu. ABD'deki sanayi üretimi son 25 yıldır artmıyor. GSYH ve tüketici harcamaları muazzam şekilde artmış, burada Çin etkisi söz konusu. Çin'le olan rekabet nedeniyle küresel ticarette parçalanma artık yeni normal. Dost ülkelerden tedarik konusu şu anda çok önemli bir trend olmaya başladı. Küresel ticaret politikalarının endeksi ciddi boyutlara ulaşmış durumda. 20 Ocak sonrası gümrük tarifelerinde ne tür değişiklik olacak onu yansıtıyor. Yeni dönem belirsizliğinin bir kısmı ABD kaynaklı.
ABD'nin ticaret politikası belirsizliklerinden herkes etkilenecek. Bazı ülkeler az bazıları çok etkilenecek. Bizim az etkilenmemiz beklenir. ABD'nin yeni ticaret politikalarının bize etkisi büyük olabilir. Sebebi Çin ihracatının rota değiştirmesi. Hepimizi etkileyecek. Belki sebep olarak programı göstereceksiniz, içerideki gelişmeleri göstereceksiniz.
Yeni ABD yönetimi seçim öncesi söylediklerini amel ederse, Çin'e yüzde 60 gümrük tarifesi artışına giderse bu bizi dolaylı olarak ciddi şekilde etkileyebilir.
"Dolardaki dalgalanma bizi etkiliyor"
Dolar hepimizi ilgilendiriyor, küresel para birimi. Dolardaki dalgalanma bizi etkiliyor, hammaddeyi dolarla ithal edip ihracatı euroyla yapıyoruz. Paritedeki değişiklik bizim rekabet gücümüzü etkiliyor. Ticaret savaşları başlarsa büyümeyi olumsuz etkiler.
Çin'in otomotiv üretim kapasitesi 45 milyon. Dünyanın toplam otomobil pazarı 90 milyon. Çin yeni yeni ihracata başladı. AB ve ABD'nin tedbir alması halinde bizim pazarlar az etkilenecek. Bizim bir miktar bu konulara kafa yormamızda fayda var. Dolayısıyla diğer sektörlerde benzer hususlar var. Kötümser olmamız için sebep yok. Trendleri iyi okuyup tedbir almamız gerekliliği çok net.
Küresel faiz oranları sıfıra yakınken borcun ne kadar olduğu önemli değildir. Uzun vadeli faizler yüksek kalacaksa o zaman da bu yüksek borçluluk bizim pazarlarımızda sorun ve stres üretebilir. Biz Afrika'ya önemli pazar olarak bakıyoruz. Oralarda borçluluk yüksekse büyümeyi etkiler, stres yaratır. Pazarlarınızı da gözden geçirmenizde fayda var.
Türkiye'nin toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 95. Dünya ortalaması yüzde 346. Türkiye bu anlamda da avantajlı.
"Programa inanmanızı istiyoruz"
Türkiye'de cari açık dramatik şekilde düştü, bu iyi bir haber. Daha az dış borç alacağız demek. Rezervlerimiz arttı, kırılganlık azaldı. Türkiye'nin risk primi düştü, borçlanma faizlerine etkisi var. KKM 144 milyar dolarla zirveye ulaşmıştı, zirveye göre 110 milyar doların üzerinde düşüş var. Gerçekten bu programa inanmanızı istiyoruz. Bu programı uygulamaya devam ettiğimiz sürece kredi notumuz da artmaya devam edecek. Para politikasının, maliye politikasının sınırı var, bu nedenle üretim ve ihracata öncelik veriyoruz.
"Vergi yükünün adil dağılımını sağlayacak tedbirler var"
Bütçe disiplini önemli, geçen sene tedbir almak zorunda kaldık, kimse yüksek vergi istemez, anlıyorum ama tedbirleri almasaydık sonuçları daha ağır olurdu. Bütçe açığını geçen sene %5,2 ile sınırladık. Para politikasının, maliye politikasının sınırı var, bu nedenle üretim ve ihracata öncelik veriyoruz. Vergi yükünün adil dağılımını sağlayacak tedbirler var. Büyük mükelleflerin, yıllardır zarar açıklayan mükelleflerin incelenmesini önceliklendirdik.
2025'te önceliklerimiz büyük mükellef incelemeleri, sektörel saha denetimleri olacak, sektörel karlılık oranlarından düşük kalan mükellefler olacak.
"Enflasyon beklentilerinde farkı azaltabiliriz"
Dezenflasyon süreci başladı. Hedefimiz enflasyonu bu sene yüzde 20 civarına çekmek, bir sonraki sene de yüzde 10'lar civarına ve daha sonra tek haneye çekmek. Hizmet sektöründeki enflasyonda büyük katılık var, bu katılığı kırmak zaman alacak. Mal fiyatı yüzde 36 artarken, manşet enflasyon neden yüzde 44 olmuş, çünkü kirada üst sınırı kaldırdık. Tüm hizmetleri alırsak yüzde 66 artmış, hizmet enflasyonu bizim öngördüğümüzden daha katı ve daha yüksek, şimdi tepki vermeye yeni başladı. Birkaç puanlık sapmanın özünde birkaç etken var ancak resim çok net ortada.
Dezenflasyon programı ile 2024-2026 öngörülerimizi oturttuk, geçen yılın ilk yarısında birkaç puanlık sapma var, biz inanıyoruz ki bu, bu yılın ikinci yarısında telafi edilecek. Dolayısıyla bu enflasyon inecek.
Reel sektör ve hane halkının enflasyon beklentilerinde program hedeflerine göre bir farklılık var, kısmen kredibiliteyi inşa ederek, kısmen sonuç alarak ve kısmen de daha iyi iletişim ve doğru politikalarla bu farkı azaltabiliriz.
Hayat pahalılığının en önemli birleşeni kiralar. Bunu konut arzını artırarak çözebiliriz."