Hilal Sarı / Bursa, 24 Mart (DHA) – Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici, Türkiye Merkez Bankası’nın politikalarına güvenmek gerektiğini vurguladı ve “Merkez Bankası adına konuşamam ama elindeki araçlarla ihtiyacı olan neyse onu yapar. Faizleri Aralık’ta 2-3 puan artırsın dedik, 50 baz puan artırdı. Bir süre sonra kur dengelendi. Yani gördük ki merkez bankalarına güvenmemiz lazım. Gereken yetkinlikteler” dedi.
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde McKinsey Türkiye Genel Müdürü Özgür Tanrıkulu moderatörlüğünde gerçekleşen Küresel Ekonomi ve Gelişmekte Olan Ülkelerin Geleceği adlı oturumda konuşan TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici merkez bankalarının önümüzdeki dönemde neler yapması gerekeceğine ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Merkez bankalarının işlerinin kolay olmadığını düşündüğünü ifade eden Leblebici şu değerlendirmeleri yaptı:
"Müsaade ederseniz bunu matematikle anlatacağım. 1200’ün üzerinde katılım var. Otobüs koyalım ve Uludağ’dan aşağı inelim. Bir regülasyon var tek otobüsle aşağı inmek için 14:00’te hazır olun diyoruz.
"Karmaşıklaştırıyorum. Kuyruklar olabilir, işler kötüye gidebilir.
"İki seçenek sundum; otobüslerin biri sabah biri akşam. Duyurduk.
"Sabah kimler gidecek, akşam kimler gidecek, kalanlar ne yapacak o sürede?
"Haberi olmayan 14:00’te şikayet edecek. Bazıları 20:00’de gitsinler ben sabah gideyim diyecek."
"Yani alternatif çok. Öngörülebilirlik için detaylara bakmamız gerekiyor.
"Deseniz ki 100 ülkede 1 milyon adet oda yatırımı. Ne kadar sürer? Ömür.
"Hilton 100 yılda yapıyor. Başka bir şirket yıkıcı bir fikirle bunu bir yılda yapıyor.
"Merkez Bankası olarak biz dünyada para politikaları konuşuyoduk, ABD dedi ki Çin’den gelecek ürünlere yüzde 25 vergi.
"Hep sanayi ve endüstri 4.0 konuşuyoruz da, hayat 4.0 ve finans 4.0 var. Öngörülebilirlik düşüyor, volatilite iyice düşüyor.
"Kesinlikle uluslararası koordinasyon gerekiyor. Yoksa bir merkez bankasının aldığı karar bütün ekonomiyi etkiliyor.
"Döviz mevduatları sebebiyle dalgalı kur rejimine geçerken enflasyondan korkuyorduk ve bedeller ödedik. Ama bilançolarımızda hala yüzde 40 döviz var.
"Artık merkez bankalarının yetkileri bu sebepten sınırlı. Her ülkenin kendi önceliği var fakat küresel koordinasyona gerek var.
"Merkez Bankalarının işi zor ama Türkiye’nin geldiği nokta son derece başarılı. Gelir dağılımını düzelttik ve kadının istihdama katılımı arttı.
"Türkiye’de göreceli olarak daha az başardığımız bir şey var: Göreceli olarak açık olup sermaye ihiyacı problemleri yaşayan ülkelerle benziyoruz.
"Bizim çözemediğimiz dövize bağlı hassasiyet. Kıramadığımız için para politikalarının bazıları etkisiz oluyor.
"Mevduatların bilançoların yüzde 40’ı hala döviz. Döviz kurundaki volatiliteyi azaltacak bir politikaya ihtiyaç olabilir. Bazen aşağıda, bazen yukarıda olması gerekebilir.
"Verim eğrisini aşağı indirebiliyor olmanız gerekiyor. Bizim para politikalarımızda bence öngörülebilirlik verileri artık eskisi gibi güvenilir değil.
"İkincisi ticari tarafından bakalım, kesin koordinasyon lazım çünkü korumacı politikalar bizi engelliyor.
"Cari açığı düşürmek için yapısal reform yapılmalı; o da, döviz kurunu sakinleştirerek olacak bir şey.
"Enflasyona sebep olan ne? Gıda. Gıda Konseyi durduk. KOBİ’lerin döviz borçlanmasını sınırladık."