İSTANBUL, (DHA) - Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, gıda israfında Türkiye'nin karnesinin kötü olduğuna dikkat çekerek, “Hem tüketici olarak aile bütçemize hem de ekonomiye zarar veren gıda israfını önlemekte, hepimize görev düşüyor. Tüketicinin ne yediğini içtiğini öğrenmesine imkan veren ambalajlı gıdalar, israfın önlenmesinde de önemli rol oynuyor” dedi.
Her yıl 15 Mart Dünya Tüketiciler Günü ve 15-21 Mart Tüketiciler Haftası’nda düzenlenen etkinliklerle, bilinçli tüketimin önemine dikkat çekiliyor. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Kopuz, 15 Mart Dünya Tüketiciler Günü dolayısıyla, tüketicilere ambalajlı gıdaları tercih ederek, israfı önlemeleri çağrısı yaptı.
DÜNYANIN GIDAYA İHTİYACI ARTIYOR
2050 yılında 10 milyara ulaşacağı öngörülen dünya nüfusunu beslemek için gıda üretiminin yüzde 60-70 oranında artması gerektiğinin hesaplandığına dikkat çeken Kopuz, “Durum böyle iken, her yıl dünyada üretilen 4,5 milyar ton gıdanın 1,3 milyar tonu, tüketilmeden çöpe gidiyor” dedi.
Gıda tedarik zincirindeki kayıplara, tüketici ayağında da israfın eklendiğini dile getiren Şemsi Kopuz, kayıp ve israfın 4’te 1 oranında azaltılması halinde bile, bugün dünyada 815 milyon kişiyi etkileyen “açlık” diye bir sorunun kalmayacağını kaydetti.
İsrafın, kaynakların heba edilmesi anlamına geldiğini de işaret eden TGDF Başkanı Kopuz, “Bugün artık dünyanın gündemine giren iklim değişikliğinden en fazla etkilenen sektörlerin başında tarım geliyor. Yaşanan kuraklık ya da aşırı yağışlar sonucu tarımsal üretimde önemli kayıplar yaşanıyor. Bir yandan artan nüfusu beslemek için gıda üretimimizi artırmak, diğer yandan iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarıyla baş etmek, iklim değişikliğine uyumlu bir tarımsal üretim yapısına geçmek zorundayız” değerlendirmesini yaptı.
TÜRKİYE’DE İSRAFIN BOYUTU
Bütün dünya ile birlikte Türkiye’nin de karşı karşıya olduğu bu tabloda, gıda israf ve kayıplarını önlemenin daha da çok önem kazandığını belirten Şemsi Kopuz, Türkiye’deki israfın boyutunun yıllık 214 milyar liraya ulaştığına vurgu yaptı.
Ülkemizde her yıl üretilen 49 milyon ton meyve ve sebzenin yüzde 25 ila 40’ını; daha soframıza gelmeden üretim, dağıtım ya da tüketim aşamasında kaybettiğimizin altını çizen Kopuz, “TÜBİTAK’ın hesaplamalarına göre, en iyimser tahminle kayıp miktarı yaklaşık 12 milyon ton. Bu miktar, yıllık yaş sebze-meyve ihracatımızın yaklaşık 4 katına karşılık geliyor. Sebze meyvede 100 milyar TL’lik ticarete konu olan ürünün, en az 25 milyar TL’lik bölümünü çöpe atıyoruz. Bu açıkça ülke kaynaklarının heba edilmesidir” diye konuştu.
Önemli bir israfın da ekmekte yaşandığına dikkat çeken TGDF Başkanı Şemsi Kopuz, “Türkiye’de günde 4.9 milyon ekmek, yılda 1,7 milyar ekmek çöpe atılıyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın liderliğinde yürütülen kampanya sayesinde günde 1 milyon 50 bin adet, yılda 384 milyon adet ekmek çöpe atılmaktan kurtarıldı ve yılda 2,8 milyar lira tasarruf sağlandı. Demek ki isteyince israfı önlemek mümkün” dedi.
Gıdada ev dışı tüketimin önemli bir kısmının gerçekleştiği otellerdeki israfa da değinen Kopuz, “Özellikle her şey dahil sistemde açık büfe olarak sunulan yiyeceklerin önemli bir kısmı tüketilmeden israf oluyor. İnşallah sektörde israfı önlemek yolunda atılan adımlarla bu konuda da mesafe kaydedilir” değerlendirmesini yaptı.
“AMBALAJLI GIDALAR, İSRAFI ÖNLEMEKTE DE ETKİLİ”
Enflasyonla mücadele kapsamında oluşturulan Gıda Komitesi’nin, gıda kayıpları ve israfın önlenmesi amacıyla kararlar aldığını hatırlatan Kopuz, şunları kaydetti:
“Yaş sebze ve meyve tedarik zincirindeki kayıpların en aza indirilmesi için nakliyede soğuk zincirin korunması ve bu amaçla işletmelerin teşvik edilmesini çok önemli buluyoruz. Ürünlerin ambalajlı olarak satışa sunulması da, kayıpların büyük oranda önüne geçilmesini sağlayacaktır.
Kamunun aldığı kararlarla özel sektörün üretim ve tedarik zincirinde israfı önlemeye yönelik atacağı adımların, tüketici ayağında da destek bulması önemlidir. Etiketindeki bilgilerle, tüketicinin ne yediğini, içtiğini; hangi tarihe kadar tüketilmesi gerektiğini öğrenmesini sağlayan ambalajlı gıdalar, ihtiyaç kadar gıda alınmasını sağlayarak israfın önlenmesine de yardımcı olmaktadır. Nihayetinde hepimiz birer tüketiciyiz. El birliğiyle sofralarımıza koyacağımız nimeti çöpe gitmekten kurtarmamız lazım. Aksi halde yeterli gıdayı bulmak bakımından, yarınımız bugünden daha iyi olmayacaktır.
Türkiye gıda sektörü olarak; ülkemizde gıda israf ve kayıplarını önlemeye yönelik olarak atılacak adımlara, yapılacak çalışmalara bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da katkı sunmaya devam edeceğiz.”