
Dünyanın en büyük adası Grönland, barındırdığı zengin maden rezervleriyle küresel güçlerin dikkatini çekmeye devam ediyor. Özellikle altın, nadir toprak elementleri, lityum ve kobalt gibi stratejik mineraller, bu bölgeyi ekonomik ve jeopolitik olarak da çekici hale getiriyor. ABD başkanı Donald Trump, Grönland'ın ABD tarafından kontrol altına alınması fikrini öne sürmüş ve bu adımın "ekonomik güvenlik" açısından kritik olduğuna vurgu yapmıştı fakat Danimarka, bölgenin satılık olmadığını açıklayarak bu talebi kesin bir dille reddetti.
Adrienne Murray’nin haberine göre, madencilik şirketleri, Grönland'ın sert coğrafi koşullarına rağmen mineralleri çıkarmak için yeni yatırımlar yapıyor. Amaroq Minerals'ın genel müdürü Eldur Olafsson, bölgenin "keşfedilmemiş büyük rezervlere sahip olduğunu" belirterek altın, bakır ve nikel arayışlarını hızlandırdıklarını söyledi. 2015 yılında Nalunaq bölgesinde bulunan eski bir altın madenini devralan Amaroq, düşük altın fiyatları ve yüksek maliyetler nedeniyle kapanan madeni yeniden faaliyete geçirdi. Olafsson, yeni altın işleme tesisleri kurarak aylık altın üretimini artıracaklarını açıkladı.
Batı ve Çin Arasında Grönland Rekabeti
Grönland, Danimarka'ya bağlı bir otonom bölge olup kendi doğal kaynaklarını kontrol ediyor. Bölge, cep telefonlarından elektrikli araçlara kadar pek çok sektörde kritik rol oynayan nadir toprak elementleri açısından dünya genelinde sekizinci büyük rezerve sahip. Ancak madencilik çalışmaları yavaş ilerliyor. Şu an bölgede yalnızca iki aktif maden bulunuyor.
Buna rağmen Batı, Çin’in dünya nadir toprak rezervlerinin büyük bir kısmını kontrol etmesine karşı bir alternatif oluşturmak istiyor. ABD, Grönland'daki en büyük nadir toprak projesini Çinli yatırımcılara kaptırmamak için devreye girdi. Özellikle ABD ve Avustralyalı madencilik şirketleri, bölgede yeni ruhsatlar almak için rekabet ediyor. Grönland’ın İşletme, Ticaret ve Hammadde Bakanı Naaja Nathanielsen, "Şu an madencilik sektörüne büyük bir finansal giriş olmadı, ancak önümüzdeki on yılda faaliyete geçecek yeni madenler bekliyoruz" dedi.
Madencilikten Bağımsızlığa: Grönland'ın Ekonomik Geleceği
Grönland'ın ekonomisi şu an 3 milyar dolar seviyesinde ve Danimarka'dan gelen 600 milyon dolarlık yıllık sübvansiyona bağımlı. Ancak yerel politikacılar, madencilik gelirlerinin artmasıyla bağımsızlık sürecinin hızlanacağını umuyor. Buna rağmen Grönland’da madencilik yapmak, sert hava koşulları ve yetersiz altyapı nedeniyle oldukça zor. Adanın %80'inin buzullarla kaplı olması, madencilik operasyonlarının lojistiğini son derece maliyetli hale getiriyor.
Danimarka ve Grönland Jeolojik Araştırmalar Kurumu’ndan Jakob Kløve Keiding, "İklim ve altyapı eksikliği nedeniyle madencilik yapmak oldukça masraflı. Yeni maden açmak için uzun bir süreç gerekiyor" dedi. Düşük metal fiyatları da yatırımcıları tedirgin ederken, yerel halk madenciliğin getireceği istihdam konusunda şüpheli. Qaqortoq kasabasından Heidi Mortensen Møller, "İşsizlik sorununa çözüm olacağı söyleniyor ama kimler için iş yaratılacak?" diye sorarken, yerel sendika başkanı Jess Berthelsen, madencilik gelirlerinin çoğunluğunun Grönland dışına akacağı endişesi taşıdığını belirtti.
Trump'ın Grönland'ın geleceğiyle ilgili çıkışlarının madencilik sektörüne etkisi henüz kesin değil ancak Grönland Başbakanı Mute B. Egede, "ABD ile ortak projeler geliştirilmesi gerektiğini" ve "madencilik açısından yeni fırsatlara kapıların açık olduğunu" vurguladı. Grönland'ın iş dünyası liderlerinden Christian Kjeldsen, Trump'ın söylemlerinin belirsizlik yarattığını ve bunun "yatırım ortamını olumsuz etkileyebileceğini" ifade etti.