İstanbul, 5 Mart (DHA) - Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Enflasyon ve Hayat Pahalılığı Mart 2018 Dönem Raporu’nun sonuçlarına göre, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından aylık yüzde 0.73 olarak açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki (TÜFE) artış en yoksul yüzde 20’lik dilim için yüzde 0.9, emekliler için yüzde 0.91 olarak gerçekleşti.
TÜİK verilerine göre Ocak ve Şubat ayları için enflasyon yüzde 1.76 olurken, emekli bu iki ay için enflasyonu yüzde 2.24 olarak hissetti. En yoksul yüzde 20’lik kesim için aylık enflasyon yüzde 0.9 olurken, en zengin yüzde 20’lik dilim için aylık enflasyon yüzde 0.7 olarak gerçekleşti.
Rapora göre, TÜFE’deki yıllık artış yüzde 10.26 olurken, düzenli ücretli çalışanlarda yüzde 10.72 oldu. Yıllık fiyat artışları bu dönem için üst gelir gruplarında daha fazla hissedildi. Yıllık enflasyon mesleğe göre ise profesyonel meslek grupları için yüzde 11.34 olarak gerçekleşti.
Raporda, Mart 2003-Mart 2018 döneminde enflasyon yüzde 246 artarken, düzenli ücretli çalışanlar fiyat artışlarını yüzde 274 olarak hissettiği ve çalışanların alım gücünü yüzde 8.3 kaybettiği duyuruldu.
Kayıtlara yansımayan gizli yoksullaşma en çok yevmiyeli/gündelik çalışanları etkilediği belirtilen raporda, enflasyon hesaplamasından kaynaklı olarak gizli yoksullaşma oranı yevmiyeli/gündelik çalışanlarda yüzde 13 olduğuna işaret edildi.
Raporda, enflasyon hesaplamasından toplumun tüm kesimleri olumsuz olarak etkilenirken, gizli yoksullaşma en yoksul yüzde 20’lik kesim için yüzde 11.4, en zengin yüzde 20’lik kesim için ise yüzde 6.8 olarak gerçekleştiği belirtildi.
Raporda, enflasyondaki hareketlerin doğrudan doğruya alım gücüne etki eden bir role sahip olduğu ve kişinin kendi yaptığı harcama kalemlerindeki fiyat artışları (enflasyonu) ile resmi Tüketici Fiyat Endeksi arasındaki fark istatistiklere yansımayan bir yoksulluğa neden oluğuna işaret edilirken, sepete her yıl müdahaleye olanak tanıyan yöntem, sonuçların güvenilirliği açısından soru işaretlerine neden olduğu belirtildi.
Raporda, dar gelirli için ağırlığı son derece önemli olan kira ve gıdanın, sepetteki ağırlığının sistematik olarak azalması enflasyon verileri üzerinden yaşanan tartışmaları artırmakta olduğuna işaret edilirken, şu önerilerde bulunuldu:
- Ücret artışı dönemlerinde, ücretlilerinin harcama alışkanlıkları dikkate alınarak ayrı bir endeks oluşturulmalıdır.
- Toplum tarafından yaygın olarak kullanılmadığı halde, yüksek değer taşıdığı için enflasyonu önemi oranda etkileyen ürünlerin mal sepetindeki ağırlığı gözden geçirilmeli, teknolojik gelişmeye koşut olarak fiyatları sürekli olarak gerileyen ürünler gelir gruplarının tüketim ölçütleri üzerinden ele alınmalıdır.
- Her türlü sübjektif müdahaleye açık olan yıllık sepet değişiminden vaz geçilmeli. Sepetteki değişiklikler üçer yıllık dönemler halinde gerçekleştirilmelidir.
- İstatistik konseyinin kapsamı genişletilerek emek örgütlerinin katılımı ve denetimi sağlanmalıdır.
- Hükümetin TÜİK’e müdahalesi anlamına gelecek yaklaşımlardan ve söylemlerden uzak durulmalıdır.