Yavuz YILMAZ/İNEGÖL (Bursa), (DHA) - 'Mobilya başkenti' Bursa'nın İnegöl ilçesi, İstanbul Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği'nin 'Küresel Rekabette Türkiye Mobilyası' toplantısına ev sahipliği yaptı. Birlik Başkanı Ahmet Güleç, "Dünya bir araya gelmeye çalışıyor ama zengin ülkeler bunu istemiyorlar. Hızlı gidiyoruz, ancak sürdürülebilir başarı elde etmek için beraber yürümemiz lazım" dedi.
İnegöl Organize Sanayi Bölgesi çok amaçlı salonunda gerçekleştirilen toplantıda, Türkiye mobilya sektörünün son 16 yıllık gelişimi masaya yatırıldı. İstanbul Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç’in konuşmacı olduğu toplantıya Birliğin yönetim kurulu üyeleri, MÜSİAD İnegöl Şube Başkanı Halil Malkaç, İGİAD Başkanı Hakan Özdemir, Mobilyacılar Odası Başkanı Özcan Ayhan, OSB Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Şahin ile mobilyacılar katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İstanbul Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, “Eskiden İnegöl mobilyasını kullanıyorum demeyle ilgili bir tereddüt vardı. İnsanlar aldıkları mobilyanın İnegöl Mobilyası olduğunu söylemekten kaçınıyorlardı. Bugün İnegöl, Mobilya Sanayiciler Derneğini oluşturdu ve çok güzel çalışmalar yaptı. İnegöl mobilyası üzerindeki kötü algı kırıldı. Zengin ve fakir ülkeler arasındaki fark ne? Kurumu olan ülkeler zengin olur, bireysel düşünen toplumlar fakir kalır. Hızlı yürümek istiyorsan yalnız yürü, daha uzaklara yürümek istiyorsan beraber yürü. İktisat tarihinin temelinde bu vardır. Beraber yürüyen toplumlar dünyadaki her şeyi elde ederler. Biz neyden şikâyetçiyiz? Bir arada olmayan mazlum toplumlar görünmüyor. Dünya bir araya gelmeye çalışıyor ama zengin ülkeler bunu istemiyorlar. Hızlı gidiyoruz ama sürdürülebilir başarı elde etmek için beraber yürümemiz lazım” dedi.
Güleç, şöyle devam etti:
“Bugün dünyanın 12'nci ihracatçısı konumuna geldik. Burada sevindirici bir hadise daha var. Genellikle diğer sektörlerden 4-5 firma bir sektörün ihracatının yüzde 60-70’ini yapıyor. Mobilya sektöründe böyle değil. 10 bin tane ihracatçımız var ve her yıl 1 milyon dolar veya daha fazla ihracat yapan firma sayımız yüzde 10 artıyor. Mobilyayı taban üretiyor ve onlar büyüyorlar. Sektörü KOBİ’ler yapıyor. Bütün desteklerin KOBİ’lere göre düzenlenmesini ve KOBİ’lerdeki tasarımı, üretim hacmini artırmamız gerekiyor. Geçen yıl 580’e yükseldi, bu sene daha da yükselecek. 1 milyon dolar ve üzeri ihracat yapan firmalarımız o konumda kalıyorlar, düşmüyorlar. Sürdürülebilir başarı sağlıyorlar. 2007 yılında dünya pazarından aldığımız pay 0,8 iken bugün 1,4’e çıktı. Dünya pazarından 2023’te yüzde 2,5 pay almayı hedefliyoruz.
Türkiye’nin dış ticaretine yüzdesel olarak katkı koyan bir mobilya sektörü bulunuyor. Bu sene biraz daha sıkıntılı olmasına rağmen 2000’den bu yana kilogram fiyatını artıran bir sektörüz. Kilo bazında 3,5-4 dolar arasına geldik. Dünya fiyatlarında en az 7 dolar. Bu pazardan pay almak, katma değerli mobilya üretiminden geçiyor. Bunun yolu zamla olmaz. Tedarikçiler her gün zam yapıyorlar. Para kazanmanın yolu verimlilikten, teknolojiden, yeni malzemeden, tasarımdan geçiyor. Siz bize yeni bir malzeme oluşturun, bu yeni malzemeyi dünyada daha katma değerli satın, biz de onunla ürettiklerimizi daha katma değerli satalım. Var olan malzemenin dünyada değeri var. Bunun yolu zam yapmak değil, verimlilikten geçiyor. Devletler bütçe açığı verdiklerinde önce kendine bakıyor, kamuyu küçülteceğim diyor ve küçültüyor. Lojmanları, arabaları satıyor. Sadece vergi artırarak bütçe açığını kapatan ülkelerin hiçbiri iflah olmuyor. Bizim ihtiyacımız yeni malzeme üretimi. Tedarikçilerin hiçbir organizasyonuna katılmayın. Size sizin paranızla promosyon veriyorlar, ileride zam olarak geri alacaklar. Devlet desteklerinden istifade edin.”