TÜRKONFED: KOBİ'ler büyümeyi bıraktı, ayakta kalmaya odaklandı

Okuma Süresi: 3 Dakika
TÜRKONFED: KOBİ'ler büyümeyi bıraktı, ayakta kalmaya odaklandı
Doviz.com
26.06.2025 11:01

TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, Türkiye'deki küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) artık büyümeyi değil, ekonomik koşulların yarattığı baskı ortamında yalnızca varlıklarını sürdürmeye çalıştığını vurguladı.

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, 27 Haziran Dünya KOBİ Günü vesilesiyle açıklamalarda bulundu.

Finansmana erişimin ciddi biçimde zorlaştığı 2024’ün ardından, 2025 yılının ilk yarısında da benzer sıkışıklıkların devam ettiğini belirten Sönmez, Türkiye’deki girişimlerin yüzde 99,7’sini oluşturan ve istihdamın yüzde 70,5’ini sağlayan bu işletmelerin, sistemsel darboğazlar nedeniyle risk altında olduğunu dile getirdi.

Sönmez, TÜRKONFED çatısı altındaki 31 federasyon ve 340 dernek ile 100 bini aşkın işletmeyi temsil ettiklerini, bu kurumların tamamının aynı sorunları sahada yaşadığını belirterek, ekonomide yaşanan çoklu krizlerin (enflasyonist baskı, faiz dalgalanmaları, finansman maliyetleri ve küresel jeopolitik gerilimler) KOBİ’leri sürdürülebilir bir iş modeli kurmaktan alıkoyduğunu söyledi.

Sahadan elde edilen verilere dayanarak yapılan analizlerde, KOBİ’lerin çoğunun bırakın yatırım yapmayı, günlük nakit akışlarını sürdürebilmekte bile zorlandığına dikkat çeken Sönmez, şu ifadeleri kullandı:

“Bu yılın ilk yarısında da benzer bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Farklı coğrafyalarda devam eden savaşlar, gerilimler, Trump dönemiyle yükselen ticaret savaşları, finansal daralma, yüksek enflasyon ve siyasi gelişmelerin oluşturduğu çoklu kriz ortamı, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da işletmelerin omuzlarına ciddi bir yük bindirdi. Enflasyonun öngörülemez boyutlara ulaşması, işletmelerin maliyet hesaplarını zorlaştırdı ve fiyatlama mekanizmalarını sekteye uğrattı. Bu belirsizlik ortamında bir de finansmana erişimin kısıtlanması, KOBİ’lerin günlük nakit akışı yönetimini sürdürmekte dahi zorlanmasına yol açtı. Neticede KOBİ’ler büyümeye değil, hayatta kalmaya çalışıyor.”

KOBİ’lerin finansman sıkıntısının nedenleri

Sönmez, KOBİ’lerin finansmana erişiminin teknik olarak mümkün olsa da fiilen üç temel nedenle kısıtlandığını, bu nedenlerin ise yüksek faiz oranları ve kredi maliyetleri, teminat yapısındaki katılıklar ve yapısal sorunlar olduğunu ifade etti.

Bankaların yüksek faiz politikası nedeniyle işletmelerin kredi kullanmaktan kaçındığını, krediye ulaşabilenlerin ise kısa vadeli ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak seviyede fonlama yapabildiğini aktaran Sönmez, bankacılık sisteminin taşınır varlıkları, gelecek fatura gelirlerini ya da ihracat potansiyelini teminat olarak kabul etmemesinin, birçok işletmeyi sistem dışına ittiğini söyledi.

Bu çerçevede, kayıt dışılık, sınırlı finansal okuryazarlık, kurumsallaşma eksikliği ve şeffaf olmayan bilanço yönetimi gibi yapısal sorunlar nedeniyle birçok KOBİ’nin kredi değerliliğinin düşük kategoride sınıflandırıldığını ve bu durumun ciddi bir finansman engeli yarattığını belirten Sönmez, yeni girişimlerin büyüme aşamasında sistemin dışında kalmasının yalnızca bu firmaları değil, Türkiye’nin genel ekonomik rekabetçiliğini de tehdit ettiğini söyledi.

Finansmana erişim için çözüm önerileri

KOBİ’lerin içinde bulunduğu darboğazı aşabilmesi için yalnızca kısa vadeli desteklerle değil, yapısal dönüşümlerle desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Sönmez, kamu ve özel sektör işbirliğinde hayata geçirilebilecek beş temel öneri sundu. Bu öneriler şunlardan oluştu:

Kredi mekanizmalarının çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Geleneksel bankacılık sistemine alternatif olarak fintek tabanlı çözümler, kitle fonlaması, mikrofinans ve risk sermayesi desteklenmeli, üretim yapan KOBİ’ler için düşük faizli hedefli krediler tasarlanmalı, Kalkınma Bankaları ile Kredi Garanti Fonu bu süreçlerde daha etkin hale getirilmelidir.

Teminat yapılarının esnetilmesi zorunludur. Taşınır teminat rejiminin daha işlevsel hale getirilmesi ve ihracat potansiyeli, sipariş sözleşmeleri, fatura gelirleri gibi gelecek temelli varlıkların teminat olarak kabul edilmesi, yenilikçi ve teknoloji temelli girişimlerin finansman erişimini kolaylaştıracaktır.

Finansal okuryazarlık ve kurumsallaşma düzeyi artırılmalıdır. Basit muhasebe altyapısıyla yönetilen işletmelere raporlama, bilanço yönetimi ve krediye hazırlık gibi konularda danışmanlık destekleri verilmelidir.

Makroekonomik istikrarın sağlanması elzemdir. Öngörülebilir ekonomik politika yapısı ile risk primlerinin azaltılması, kredi kanallarının yeniden işler hale gelmesine katkı sunacaktır. Türk lirasının istikrarsız değer dalgalanmaları da hem işletme maliyetlerini hem de bankaların kredi verme isteğini olumsuz etkilemektedir.

Bölgesel eşitsizliklerin giderildiği finansman programları oluşturulmalıdır. Anadolu’da faaliyet gösteren KOBİ’ler, metropollerdeki işletmelere kıyasla daha sınırlı kaynaklara ulaşabilmektedir. Bu nedenle teşviklerin sadeleştirilmesi, bölgesel kredi programlarının yaygınlaştırılması ve e-devlet benzeri tek pencere sistemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir."

İLGİLİ HABER Küresel şirket iflasları 12 yılın zirvesine çıktı: İflasların en fazla arttığı ülkeler belli oldu Dun & Bradstreet tarafından açıklanan rapora göre geçtiğimiz yıl küresel anlamda şirket iflasları son 12 yılın zirvesine çıktı. Peki, bu dönemde şirket iflaslarının en fazla arttığı ülkeler hangileri oldu? İşte detaylar..
REKLAMI KAPAT X