
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, eşlerden birinin kendi kazancını kripto paralara yatırmasının, günümüz ekonomik koşullarında bir yatırım tercihi olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, aile ekonomisini sarsmadığı sürece bu davranışın tek başına boşanma sebebi sayılamayacağına hükmetti.
Kayseri’de görülen bir boşanma davasında eşlerden biri, diğer eşin kazancını kripto paralara yönlendirmesinin aile ekonomisine zarar verdiğini ve bu nedenle boşanmada kusur sayılması gerektiğini savundu.
İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararlar sonucunda, boşanma dosyası temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi gündemine taşındı.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ise eşin parasını kripto paralara yatırmasının, günün ekonomik şartları düşünüldüğünde bir yatırım aracı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, bu durumun boşanma açısından eşe kusur olarak yüklenemeyeceğini bildirdi.
“Aile ekonomisinin sarsıp sarsmadığı önemli ölçüt”
İHA’ya kararı değerlendiren İstanbul Barosu üyesi Avukat Fatih Karamercan ise şunları aktardı:
"Eşin parasını kripto paraya yatırma vakasında, ailenin ekonomik gücünü sarsıp sarsmadığı önemli ölçüt. Ekonomik durumu sarsıyorsa bunun bir boşanma gerekçesi olarak kabul edilmesi gerekir. Eğer ailenin ekonomik durumunu sarsmıyorsa bu olaydaki gibi boşanmada kusur olarak görülmemesi yerinde olacaktır.
Genelde yatırımlar eş tarafından bilinemiyor. Bu eşler arasında güvensizlik sorunu oluşturuyor. Bu konuda eşlerin birbirlerini bilgilendirmesi ailenin devamı için önemli.
“Eşin tasarruf yetkisinin kısıtlanması talep edilebilir”
Eşinin bilgisi dahilinde olan yatırımlarda eşler, aile birliğini bozmak istemiyorsa Türk Medeni Kanunun 199. maddesi gereğince Aile Mahkemesi’nden eşinin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını talep edebilir. Bu durumda ilgili kişi maaşını çekebilir ancak mal varlıkları üzerindeki tasarruf yetkisi bloke edilir.
Ayrıca, Türk Medeni Kanunun 405. Maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemesi’nden de savurganlık nedeniyle kısıtlama talep edilebilir. Bu talebin olumlu karşılanması durumunda kişi, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin izni olmaksızın kendi mal varlıkları üzerinde işlem yapamaz."
