Piyasalarda son günlerde yaşanan çalkantı, yatırım fonlarında ciddi bir çözülmeye neden oldu. Bu süreçte fon piyasasında en büyük çıkış 650 milyar TL ile para piyasası fonlarında gerçekleşti.
Normal şartlar altında anapara riskinin olmadığı ürünler olarak tanımlanan para piyasası fonlarında son on günde kayıplar yaşandı.
Bu fonlarda yaşanan kayıpların arkasındaki neden ise SPK’nın kasım ayı sonunda yaptığı düzenlemeydi.
Buna göre SPK, katılım fonları hariç tüm para piyasası fonlarının portföylerinin en az %10’unun Devlet İç Borçlanma Senetleri’ne (DİBS) yönlendirilmesini zorunlu hale getirmişti. Bu zorunluluk sonrasında tahvil piyasasındaki oynaklık para piyasası fonlarının getirilerini negatif etkiledi.
Tahvil faizi ve tahvil değeri arasındaki ters korelasyon
Buna göre piyasada yaşanan çalkantı sonrası Türkiye’nin 5 yıllık tahvil faizi 31,70’den 37,62’ye, 10 yıllık tahvil faizi ise yüzde 27,60’dan yüzde 33,49’a kadar çıktı.
Tahvil faizi ile tahvil değeri arasında ters bir korelasyon olması ise faizlerde yaşanan sert artış sonrası tahvillerin değerinin hızla düşmesine yol açtı. Bu düşüşün ardından ellerinde devlet tahvili ve bono bulunduran fonlar zarar yazmaya başladı.
Gerçekleşen zararların ardından Türkiye Elektronik Fon Dağıtım Platformu (TEFAS) verilerine göre 10 gün içinde 214 bin 485 yatırımcı para piyasası fonlarını tamamen kapattı . Böylelikle bu fonların yatırımcı sayısı 3,6 milyon kişiye geriledi.
Para piyasası fonlarından çıkan tutar ise 650 milyar TL olarak hesaplandı.
Kaynak: Barış Yılmaz
Yatırımcı kısa vadeli ve döviz bazlı araçlara yöneldi
Fon piyasasında yaşanan bu sert çıkış yalnızca para piyasası fonlarıyla da sınırlı kalmadı. Bu dönemde borçlanma araçları fonlarında 49 milyar TL’lik çıkış gerçekleşti.
Buna karşın serbest fonlarda 236 milyar TL’lik artış kaydedilirken, döviz fonlarında 58 milyar TL net giriş yaşandı.
Bu veriler ise yatırımcıların risklere karşı yönünü kısa vadeli ve döviz bazlı araçlara çevirdiğini gösterdi.
