Suriye'nin Akdeniz'e açılan önemli bir kapı olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "İlerleyen zamanda bir deniz yetki anlaşması muhtemelen yapılıp, Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımızın korunması noktasında vaziyet almamız söz konusu olacak" dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Anadolu Yayıncılar Federasyonu'nun 'Anadolu Sohbetleri' programında medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Bakan Uraloğlu, Suriye'nin yeniden yapılandırılması konusuna değinerek, Suriye'de her şeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Uraloğlu, Suriye'de 5 havalimanı bulunduğunu, bunlardan Şam Havalimanı'nda geçen yıl 100 bin, Halep'te 50-60 bin civarında yolcunun seyahat ettiğini belirtti.
Geçen hafta Suriye'ye giden heyetin bu iki havalimanında 2 gün inceleme yaptığını anlatan Uraloğlu, "Bir kere hiçbir radar sistemi yok. Cep telefonlarında takip ettiğimiz hava radar uygulaması var; o cep telefonu aplikasyonundan hava radarı yönetmeye çalışıyorlar. Ne kadar sağlıklı; asla sağlıklı değil. 1990'lardaki tüplü bilgisayar monitörlerinden var. Doğru dürüst x-ray cihazı yok, dedektörleri yok. Pistlerde ciddi eskimeler var. İlk yapılan Şam ve Halep seferi tamamen pilotların inisiyatifiyle yapılmış, görerek şartlarda, hiçbir sistem olmaksızın yapıldı. Arkadaşlarımız tespit yaptı, bir eylem planı ortaya koyduk. İlk etapta Şam Havalimanı'nı ayağa kaldırmayla ilgili Devlet Hava Meydanları İşletmemizle beraber bir vaziyet alacağız" dedi.
'Demir yolu bütünlüğünü Şam'a kadar sağlayacağız'
Uraloğlu, demir yolları ile ilgili henüz sahada bir tespit yapmadıklarını belirterek, "Hızlıca o tespiti yapıp, ondan sonra demir yolu bütünlüğünü Şam'a kadar sağlamayla ilgili bir vaziyet alacağız. Kara yollarında da durum nedir onlara vaziyet ediyoruz. Ama Türkiye'nin operasyon yaptığı bölgeleri biliyoruz. Oralarda birçok iş yaptığımızı söylemek isterim kara yolları noktasında. Yıkılan köprüleri tamir ettiğimizi söyleyebilirim. Haberleşme noktasında birçok yerde normal bir iletişim yok. Bunlarla ilgili gerekli tespitleri yapacağız. Bakanlık olarak bunları hayata geçirmeye çalışacağız" dedi.
Uraloğlu, Suriye'nin parasının Rusya tarafından basıldığını belirterek, "Düşünün, bir ülkenin parasını başka bir ülke basıyor. Türkiye bu noktada da muhtemelen bir destek verme noktasında olacak. Dışişleri Bakanlığımızın ve Milli İstihbarat Başkanlığımızın koordinasyonunda bu çalışmaları yürütmeye başladık. Bundan sonra biraz daha profesyonel şekilde; ama gecikmeksizin inşallah gerekli tespitleri yaparak, oralara yardımcı olmaya gayret edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımız için vaziyet alacağız'
Bakan Uraloğlu, Suriye'nin Akdeniz'e açılan önemli bir kapı olduğuna vurgu yaparak, "Limanlarının neredeyse hiç gelişmediğini biliyoruz. Oralara muhtemelen belli yatırımların yapılması noktasında tespitlerimiz ve gayretlerimiz olacak. İlerleyen zamanda bir deniz yetki anlaşması muhtemelen yapılıp, Doğu Akdeniz'deki çıkarlarımızın korunması noktasında vaziyet almamız kesinlikle söz konusu olacak. Ticaret noktasında Şam ve Suriye'nin bir tarihi var. Onu yeniden canlandırma adına elimizden geleni yapacağız. Bu birebir Dışişleri Bakanlığımızın yürüttüğü ve bizlerden de bilgi aldıkları bir çalışma. Bu çok yeni değil. Biz 'Suriye ile bir gün ilişkiler normalleşir, öyle bir anlaşma yaparsak' şeklinde bu hep kafamızda vardı. Ama şu anda bir hükümet ancak kuruluyor. Geçici hükümet kurulup, sonrasında kalıcı hükümete doğru gidecek. Buna kafa yoruyoruz. Ama hemen hazırladık, 'taslak budur' değil" diye konuştu.
'Yetkinlik sahamız genişleyecek’
Bakan Uraloğlu, anlaşmanın Türkiye açısından avantajlarına da değinerek, "Böyle bir anlaşma oradaki hem Suriye'nin, hem bizim etkinlik ya da yetkinlik sahamızı genişletir ve oradaki her türlü petrol ve hidrokarbon arama noktasında uluslararası hukuku da dikkate alarak, her türlü yetkiyi iki ülke olarak paylaşmış ya da genişletmiş oluruz. Tabii orada Lübnan var, İsrail var. Mutlaka onları da dikkate alarak, bize en yakın coğrafya Suriye'yi düşündüğümüzde tamamen o bölgenin iki ülkenin net bir şekilde kontrolünde olması söz konusu olacak. Bunun için otoritenin kurulması lazım. Bakın orada memurların maaşlarının verilmesi lazım. Silahlı grupların silah bırakması ile ilgili gündem var. Bu kesinlikle gündemde olur; ama bugünün gündemi olduğunu söylersek çok doğru olmaz" dedi.