Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan doğurganlık oranı yorumu: Şu an felaketi yaşıyoruz

Okuma Süresi: 4 Dakika
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan doğurganlık oranı yorumu: Şu an felaketi yaşıyoruz
Doviz.com
20.11.2025 14:50

Nüfusun artmasına karşı nüfus artış hızının azaldığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplam doğurganlık oranı nüfusumuzun kendisini yenileme seviyesinin altında gerçekleşiyor. TÜİK'in verilerine göre geçen yılın toplam doğurganlık hızı 1,48. Şu anda bir felaketi yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen "Aile ve Kültür Sanat Sempozyumu"nun kapanış oturumuna katıldı.

Sempozyumda konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şunlar oldu:

"Dün başlayan sempozyumdaki altı oturumda bildiriler tebliğ edildi. Birçok konu burada enine boyuna tartışıldı. Bu tartışmaların aile kurumu, gençler ve milletimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Akademik tartışmalar kuşkusuz çok mühim ama hepsinden önemlisi bunlardan hareketle çözümler elde etmektir.

Bazı kurumlar vardır ki geçmişten aldığım müktesebatı geleceğe taşır ve istikbale yön verir. Aile işte bu müesseselerden biri. Aileye baktığımızda milleti görürüz. Aile kimlik ve kültürün yaşatıldığı, milli ve manevi değerlerin nesilden nesle aktarıldığı bir okul niteliğindedir. Aile mektebinden yetişen bireyler ne kadar bilgili ve şuurlu olursa toplum da o derece güçlü olur.

"Hepimiz taşın altına elimizi koymakla mükellefiz"

Bireyi güçlendirmeden aileyi, aileyi güçlendirmeden de milleti ve devleti yaşatamazsınız. Bunun için her fırsatta kamil insan, huzurlu aile, güçlü millet diyoruz. Hepimize çok önemli vazifeler düşüyor. Öğretmenler, STK'lar, merkezi ve yerel yönetimler dahil hepimiz elimizi taşın altına koymakla mükellefiz. Aksi tekdirde arzu ettiğimiz nesilleri yetiştiremeyiz.

Tıpkı aile gibi kültür ve sanat da bizi ve değerlerimizi yansıtır. Bizi biz yapan hasletleri anlatır. Hamdolsun dünyanın imrenerek baktığı bir birikimin sahibiyiz. Mimari, müzik, edebiyat, el sanatları; hat ve tezhip'te kısacası kültür ve sanatın her şubesinde yüksek bir estetiğin, fevkalade bir müktesebatın temsilcisiyiz. Yükseliş asırları Türk coğrafyasını bir refah, medeniyet ve adalet zemini halinde çiçeklendirmiştir. Evet, bizler de ecdadın o hikmetli bakışından ilhamla aileye dönük çalışmalarımızı kültür ve sanatla beslemeye, Türkiye Yüzyılı'na giden yolun taşlarını döşemeye devam ediyoruz.

"Şu an felaketi yaşıyoruz"

Küresel kapitalizmin yeni cepheler açtığı kültürel emperyalizm ve dijital kuşatmanın dünya genelinde şiddetini artırdığı dönemde aile kurumunun adeta üzerinde titriyoruz. Cinsiyetsizleştirme gibi dayatmalara ve LGBT gibi sapkın akımlara karşı gerekli tüm önlemleri alıyor, bu noktada en küçük bir taviz, ihmal, rehavete mahal vermiyoruz.  Sosyal medya ve dijital mecralarda aileyi, toplum yapımızı, mukaddes değerlerimizi hedef alan içeriklerle etkin şekilde mücadele ediyoruz.

Nüfusumuz artıyor fakat nüfus artış hızımız azalıyor. Toplam doğurganlık oranı nüfusumuzun kendisini yenileme seviyesinin altında gerçekleşiyor. TÜİK'in verilerine göre geçen yılın toplam doğurganlık hızı 1,48. Şu anda bir felaketi yaşıyoruz. Bu oran nüfusun kendini yenileme düzeyi olan 2,10 bandının çok altında. Geleceğimiz açısında alarm zilleri çok yüksek sesle çalıyor. Bu ülkenin istikbalini düşünen kimse buna kayıtsız kalamaz.

"Kadınlar çocuk yetiştirme konusunda gerekli desteği göremiyor"

2022 verilerine baktığımızda istihdamda olan kadınların toplam doğurganlık hızı 1,38; istihdamda olmayan kadınların toplam doğurganlık hızının ise 1,72 olduğunu görüyoruz. Çalışma hayatının doğurganlık hızı üzerinde sınırlı bir etkisi olduğu, istihdamda olmayan kadınların da sayısının düştüğü ortaya çıkıyor. Temel etken hiç şüphesiz şehirde kadınların giderek daha fazla yalnızlaşmasıdır. Açık açık söylemek durumundayım. Beyler alınmasın, kusura da bakmasın. Kadınlar, çocuk yetiştirme noktasında çoğu zaman eşlerinden gerekli desteği göremiyor. Yükün büyük bölümü maalesef kadınların omuzlarına yükleniyor.

Çocukların kendisiyle birlikte ailesine, topluma ve insanlığa faydalı birer fert olarak yetişmesinde anneler kadar babalara da sorumluluk düşüyor. Bilimsel araştırmalarda ebeveynlerin evlatlarına ortak ilgi göstermesinin eğitim ve öğretimin yanı sıra çocukların hayatın her alanında başarı düzeyini artırdığı gösteriyor. Evlat sahibi tüm babalarımıza, eşlerine daha fazla yardımcı ve destek olmaları, çocuklarıyla daha fazla nitelikli zaman geçirmeleri çağrısında bulunuyorum.

"Toplum olarak giderek yalnızlaşıyoruz"

Bir diğer mesele de veriler bize gençlerimizin artık daha genç yaşlarda evlenmeyi tercih ettiğini gösteriyor. 2024'te evlenme yaşı kadınlar için 25,8'e, erkekler için 28,3'e yükseldi. Boşanmaların üçte biri evliliğin ilk beş yılı içerisinde meydana geliyor. Toplum olarak giderek daha fazla bireyselleşiyor ve sonucunda da yalnızlaşıyoruz. 2008'de dört kişi olan ortalama hane halkı büyüklüğü 2024 senesinde 3,11 kişiye geriledi. Aynı şekilde yalnız yaşayan fertlerden oluşan tek kişilik hane halkı oranı son sekiz yılda beş puan artarak yüzde 20'ye çıktı. TÜİK verilerine göre tek kişilik hane oranlarımız yıldan yıla artıyor. Bu tabloyla sadece metropollerde değil, Anadolu illerimizde de karşılaşıyoruz.

"Evlenecek gençlere verilecek destekler yılbaşından itibaren artacak"

Kırdan kente göçün yanı sıra neoliberal kültür ve teknolojinin etkisiyle hayatımızın her alanında köklü değişimler meydana geliyor. Aile mahremiyeti ve birlikteliği daha önce olmadığı kadar zemin kaybediyor. Bütün bu sınamalar karşısında aile kurumunu güçlendirmeye yönelik çalışmalarımıza hız verdik. 2025 senesini Aile Yılı ilan ettik. Gelir kriterinde yeni ve kolaylaştırıcı düzenlemeler yaptık. 150 bin liradan 200, 250 bin liraya yükselttik. Evlenecek gençlerimize yılbaşından itibaren daha yüksek tutarda destekler vereceğiz."

REKLAMI KAPAT X