Gazze'de yaşanan insani kriz, sadece rakamlarla değil, derin acıyı gözler önüne seren bir fotoğrafla dünya gündemine taşındı. Bir çocuğun kaburgalarına yapışan derisi, bir annenin çaresiz bakışları ve bir fotoğrafçının nefesini tutarak çektiği kareler, savaşın ve ablukanın ağır faturalarını açık biçimde ortaya koydu. “Muhammed bebek ve annesi Hedaya'nın fotoğrafını, kuzey Gazze’deki evlerini terk ettikten sonra yaşamak zorunda kaldıkları çadırda çektim” diyen foto muhabiri Ahmed, “Çadırda küçük bir soba dışında hiçbir şey yok. Gerçekten bir mezarı andırıyor” sözleriyle gördüğü yoksulluğu anlattı. Bu karedeki çocuk, bir buçuk yaşındaki Muhammed Zakariya Ayyoub el-Matuk’tu. Tıpkı diğer çocuklar gibi açlığın sembolü hâline gelen bu bebek, 21 Temmuz 2025 tarihinde Gazze Şeridi'nde kurulan bir kampta fotoğraflandı. Temel ihtiyaçların tamamının kıtlığı çekildiği bu bölgede gıda, su, ilaç ve yardım neredeyse hiç ulaşamıyordu. Annesi Hedaya al-Muta, BBC’ye yaptığı açıklamada, "Şu anda sadece altı kilo. Daha önce dokuz kiloydu," diyerek oğlunun kısa sürede yaşadığı kilo kaybını ifade etti. "Eskiden normal bir şekilde yer, içerdi ama şu anki gıda kıtlığı ve mevcut koşullar yüzünden ciddi bir yetersiz beslenme yaşıyor," diyerek oğlunun sağlığının nasıl çöktüğünü anlattı. Açlık ve besin yetersizliği yüzünden Muhammed’in “oturamadığını ya da ayağa kalkamadığını”, sırtının “eğrildiğini” ve bel kemiğinin “şiştiğini” belirten anne Hedaya, "Kocam savaşta öldü ve bana yardım edecek kimse yok, sadece Allah," dedi. "Çok çalışıyorum ama ona biraz mama bile veremiyorum. Tükendim," diyerek çaresizliğini dile getirdi. Nefes alarak çekilen kareler, dünya basınına yayıldı Foto muhabiri Ahmed al-Arini, BBC’ye verdiği röportajda, Hedaya ve oğlunun görüntülerini çekerken yaşadığı duygusal yükü açıkça paylaştı. "Her kareden sonra nefesimi toplamak için durmam gerekiyordu. Ancak o zaman devam edebildim," diyen Ahmed, görüntülerin dünya basınına yayılmasından sonra da aynı ağırlığı taşımaya devam ettiğini söyledi. Birleşmiş Milletler 24 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Gazze’ye girmeyi bekleyen 6.000 yardım kamyonunun sınırda bekletildiğini duyurdu ve "Filistin bölgesinde açlık hiçbir zaman şu anki kadar kötü olmamıştı" uyarısında bulundu. İsrail, yardım geçişlerini engellediği yönündeki suçlamaları reddetti ve bölgede hüküm süren Hamas’ın yardım dağıtımını sabote ettiğini öne sürdü. İsrail makamları, yeterli yardımın bölgeye girmesine izin verildiğini, ancak Birleşmiş Milletler’in bunu zamanında dağıtamadığını iddia etti. 24 Temmuz’da İsrail ordusu, yabancı gazetecilere yardım konvoylarının durumu hakkında bilgi vermek üzere bölgeye sınırlı erişim sağladı. Benjamin Netanyahu hükümeti, önümüzdeki günlerde yabancı ülkelerin hava yoluyla Gazze’ye yardım ulaştırmasına izin vereceğini açıkladı. İnsani yardım kuruluşları ise bu yöntemin verimli olmadığını dile getirdi. Plastik torba bebek bezi yerine "Bu kareleri çektim çünkü dünyaya Gazze Şeridi’ndeki bebeklerin ve çocukların maruz kaldığı aşırı açlığı göstermek istedim," diyen Ahmed, fotoğrafta Muhammed’in bez yerine plastik torba giydiğini, ne süt ne de vitamin alabildiğini belirtti. “Yardım ve ilaç eksikliği nedeniyle fiyatlar inanılmaz derecede arttı. Şu an Gazze’de kimsenin temel ürünleri alacak gücü kalmadı,” sözleriyle yaşanan ekonomik çöküşe de dikkat çekti. Gazze Sağlık Bakanlığı, şimdiye kadar 122 Filistinlinin yetersiz beslenmeden dolayı hayatını kaybettiğini, bu kişilerden en az 83’ünün çocuk olduğunu duyurdu. Ahmed, son haftalarda Gazze’de çalışmaya devam eden diğer foto muhabirleri gibi bu acının tanıklığını yapmanın zorluklarını paylaştı. "Aşırı açlık çeken bebekleri görmek, ne kadar zayıfladıklarını gözlerimle izlemek elbette beni etkiliyor. Ben de insanım," dedi. Muhammed ve annesini fotoğraflamak için zamana ihtiyaç duyduğunu söyleyen Ahmed, "Benzer birçok çocuk gördüm," dedi. “Geçen gün sadece bir ayda 11 kilo kaybeden 17 yaşındaki bir çocuğun fotoğraflarını çektim.” Gazze Şeridi’nde insanların yiyecek bulamadığını, aşırı açlık yaşandığını ve insanların biraz yardım alabilmek için hayatlarını tehlikeye attıklarını söyledi. Yardım geçmiyor, gazeteciler de aç Ahmed, “24 Temmuz günü BBC’ye konuşurken, sabah kalktığımdan beri hiçbir şey yemedim. Şu an seninle konuşurken midem kazınıyor. Yiyecek bulmak neredeyse imkânsız,” diyerek kendi yaşadığı açlığı anlattı. Yeğenlerinin günlerce ağlayarak babalarından bir parça ekmek istediklerini, o ekmeği bile bulamadıklarını söyledi. Bazen işini yapmakta zorlandığını belirten Ahmed, “Fotoğraf çekmek için yürürken başım dönüyor, dengemi kaybediyorum çünkü açım ve susuzum. Hepimiz acı çekiyoruz ve tükenmiş durumdayız,” dedi. Çok sayıda meslektaşının aşırı açlık ve susuzluk yüzünden yere yığıldığını gördüğünü söyledi. Eskiden maaşını almak için bir uygulama kullandığını belirten fotoğrafçı, “Ancak şu an durum çok zorlaştı. Şirket yüzde 40 komisyon kesiyor, yani maaşımın neredeyse yarısını kaybediyorum, daha elimde hiçbir şey olmadan,” dedi. Gazze’de temel ihtiyaçlara ulaşmanın artık neredeyse imkânsız olduğunu söyleyen Ahmed, abluka nedeniyle ürünlerin karaborsada satıldığını ve bu piyasaya kimsenin erişemediğini belirtti. Gazze’ye gelen az miktardaki yardımın kimseye yetmediğini, sadece un torbaları ve biraz su ulaştığını söyledi. “Kıtlık nedeniyle karaborsa fiyatları inanılmaz arttı, şu an bir kilo un 16 Amerikan doları,” dedi. “Savaştan önce Gazze güzeldi, temiz ve düzgün caddeleri vardı. Şimdi her şey yıkıldı.. Artık ulaşım aracı olarak sadece eşek arabaları kaldı. Orta Çağ’dan bile geriye döndük. İnsanlar güçsüzleşti, savaşla yoruldu, ama onları en çok yoran şey açlık ve susuzluk,” dedi foto muhabiri Ahmed el-Arini.
