![Gıdalardan numune alma kriterleri güncellendi](https://static.doviz.com/news/gidalardan-numune-alma-kriterleri-guncellendi-1739348761.jpg)
Tarım ve Orman Bakanlığı, gıdalardaki eser elementler ve işleme bulaşanlarının resmi kontrollerine yönelik numune alma ve analiz metodolojisini güncelledi.
Bakanlık tarafından hazırlanan "Türk Gıda Kodeksi Gıdalardaki Eser Elementler ve İşleme Bulaşanlarının Resmi Kontrolü İçin Numune Alma ve Analiz Metodu Kriterleri Tebliği", Avrupa Birliği Komisyon Tüzüğü ile uyumlu hale getirildi.
Yeni düzenlemeyle birlikte, piyasaya arz edilen gıdaların güvenliğinin sağlanması için numune alma ve analiz süreçlerine yeni standartlar getirildi.
Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği’nde belirlenen kriterler doğrultusunda, gıdalardaki kurşun, kadmiyum, cıva, arsenik ve kalay gibi eser elementlerin yanı sıra, polisiklik aromatik hidrokarbonlar, 3-monokloropropan-1,2-diol ve glisidil yağ asidi esterleri gibi işleme bulaşanlarına ilişkin limitler yeniden düzenlendi. Bu maddelerin belirlenen maksimum limitlerin üzerinde bulunması durumunda, ilgili ürünler piyasadan çekilecek ve idari yaptırımlarla karşı karşıya kalacak.
Numune alma süreçleri detaylandırıldı
Tebliğe göre, laboratuvar analizleri için alınması gereken numune miktarları belirlenirken, parti büyüklüğüne göre değişen yöntemler uygulanacak. Uygun koşullarda alınan numuneler, yetkili laboratuvarlara gönderilerek analiz edilecek. Resmi kontrollerde kullanılan laboratuvarların da belirli performans kriterlerine sahip olması gerekecek.
Tebliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte, gıda üreticileri, ithalatçılar ve analiz laboratuvarlarının 31 Aralık 2025 tarihine kadar yeni kriterlere uyum sağlaması gerekecek. Bu tarihe kadar, firmaların gıda güvenliği açısından yeni analiz metotlarını kullanmaya başlaması ve resmi kontrollerde belirlenen numune alma kurallarına uyması zorunlu hale gelecek.
Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri, güncellenen düzenlemelerin gıda güvenliğini artırmayı ve tüketiciyi korumayı amaçladığını belirtti. Yapılan değişikliklerin, Türkiye’nin uluslararası standartlarla uyumlu hale gelmesi açısından kritik bir adım olduğu vurgulanırken, uygulama sürecinde ilgili tüm tarafların belirlenen kriterlere uygun hareket etmesi gerektiği ifade edildi.