Prof. Dr. Şenol Babuşcu, KKM'nin yeni hükümetin en büyük sorunlarından biri olacağını belirterek, çözüm için faiz artışlarını işaret etti.
Nuray Tarhan’ın haberine göre, seçim sonrası ekonomide en çok merak edilen konulardan birisi de, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, geçen hafta 137,8 milyar TL artışla 2 trilyon 117 milyar 590 milyon TL’ye (yaklaşık 109,1 milyar dolar) ulaşan kur korumalı mevduat (KKM) hesaplarında biriken paranın ne olacağı.
Buna göre, konuyla ilgili görüşlerine yer verilen Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, KKM’nin yeni kurulacak hükümetin önüne konulan bir bomba olduğunu belirterek, “Bu uygulama kesinlikle sona erdirilmeli ancak çok dikkatli bir operasyonla. Bir plan dahilinde adım adım, peyderpey ödeme yapılmalı. Faizlerin artırılması bir çözüm olabilir. O zaman para TL mevduatına yönlendirilebilir” değerlendirmesinde bulundu.
"İktidar devam ederse dolar 25-28 TL aralığında olur"
İlgili habere göre, seçimi AKP kazanırsa doların 25-28 TL aralığında olacağını tahmin ettiğini söyleyen Babuşcu, muhalefetin hükümeti kurma durumundaysa ülkeye yabancı sermaye gireceği için kurlar üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturacağından doların 19-21 lira arasında seyredeceğini belirterek, şunları kaydetti:
“Kur konusunda geleceğe yönelik bir belirsizlik söz konusu. Mevcut politikalar devam ettirilirse kurlarda bu seviyeler ne kadar devam ettirilebilir, şüpheli. Politika değişikliklerinde ise hızlı bir yurt dışı sermaye girişi sağlanabilirse ya da bir süreliğine uygun faizli yüksek borçlanma olanağı yaratılabilirse, kurlarda büyük bir hareket önlenebilecektir. Ancak enflasyon çok yüksek oranlarda artmaya devam ederken son altı aylık dönemde kurları sabit tutma yönündeki çabalar TL’nin değer kazanmasını sağlamış görünüyor. Bunun yanlış politikalar nedeniyle enflasyon üzerinde hiçbir olumlu etkisini göremedik ancak ihracat vb. konularda yarattığı olumsuzluklar ilgililerce sürekli dile getiriliyor. Bu durumda tekrar nasıl bir denge oluşacaktır seçim sonrası görülecek.”
Babuşcu’ya göre yeni kurulacak hükümeti bekleyen bir diğer önemli konu ise ek bütçe olacak. Seçim ekonomisinin geçen yılın son aylarında başladığını hatırlatan Babuşcu, “Bu yıl da EYT düzenlemesi, asgari ücret artışı, kamu çalışanları maaş artışları vb. uygulamalarla bütçe dengesi tamamen negatife döndü. Yaşanan depremi felaketinin maliyetini de düşündüğümüzde seçim sonrası ek bütçenin Meclis’e getirilmesi kaçınılmaz.”
Yabancı sermayenin yeniden gelmesi için ekonomi politikaları değiştirilmeli
Prof. Dr. Şenol Babuşcu, diğer tartışılan konulardan birisi olan seçimden sonra Türkiye’ye yabancı sermayenin gelip gelmeyeceğiyle ilgili olarak da şu tespitleri yapıyor:
“Türkiye sermaye birikimi açısından kendi kendine yetebilen bir ülke değildir. Tasarruf oranımız bugüne kadar olması gereken düzeyin hep altında kaldı. Bunun yanında istisnalar dışında daima cari açık veren bir ülkeyiz. Bu etkenler doğal olarak yabancı sermaye ihtiyacını doğuruyor. Yabancı sermaye ihtiyacını yok sayarsanız ve olmayacak kararlarla yabancı sermaye girişini cazip olmaktan çıkarır, eldekinin de kaçmasına yol açarsanız bugün geldiğiniz noktaya gelirsiniz. Yabancı sermayenin tekrar Türkiye’ye dönmesi belirli ekonomik göstergelerde iyileşme sağlanmasından önce, ekonominin genelinde belirgin bir istikrar sağlamaya yönelik ekonomik politika değişikliklerine, hukuki güven sağlanmasına ve liyakatli güven veren ekonomik kadroların oluşturulmasına bağlı.”