Sadece CHP için değil Türkiye siyaseti ve piyasalar açısından önemli sonuçlar doğurmaya gebe olan 38. Olağan Kurultay'ın iptali istemiyle açılan davanın yeni duruşması bugün görülecek. CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te gerçekleştirdiği 38. Olağan Kurultay'ın iptali istemiyle açılan davanın son duruşması bugün saat 10.00'da Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülecek. İşte davaya ilişkin merak edilen 10 soru ve yanıtları: 1. Dava neden açıldı ve ne isteniyor? Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler tarafından CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'na şaibe karıştığı, delegelerin oylarının rüşvet karşılığı satın alındığı gerekçesiyle farklı mahkemelerde açılan davalar; 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde birleştirildi. Davacılar, 38. Olağan Kurultay'da rüşvet ve oylamaya hile karıştırılmasıyla delege iradesinin sakatlandığını savunarak bu kurultayın iptal edilmesi, yok hükmünde (mutlak butlan) sayılarak Özel ve ekibinin görevden uzaklaştırılması ve eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminin görevine iade edilmesi gerektiğini savunuyor. Davacılar ayrıca 6 Nisan 2025'te yapılan 21. Olağanüstü Kurultay'ın da iptal edilmesini istiyor. 2. Dava süreci nasıl ilerledi, neden 15 Eylül'e ertelendi? Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, 26 Mayıs 2025'teki duruşmada, davalıların "ihtiyati tedbir" olarak mevcut parti yönetiminin görevden uzaklaştırılması talebini reddetti, davayı da "sözlü savunma" için 30 Haziran'a erteledi. 30 Haziran 2025'teki 38. Olağan Kurultay'ın iptali istemli davanın görülmesine kısa süre kala Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile 11 kişi hakkında CHP delegelerine "oy karşılığında para, telefon ve ev verildiği" iddiasıyla başlattığı soruşturma kapsamındaki iddianameyi tamamladı ve Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Ancak, Asliye Ceza Mahkemesi "görevsizlik" kararıyla, dosyayı Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise mahkemenin "görevsizlik" kararına itiraz etti. CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nın görüldüğü Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi ise bu itirazın sonuçlanmasının beklenmesine hükmederek duruşmayı önce 8 Eylül'e erteledi. Bu tarihin CHP'nin 4-9 Eylül tarihleri arasındaki kuruluş yıldönümü etkinliklerine denk gelmesi nedeniyle partinin yaptığı itiraz üzerine duruşma 15 Eylül'e ertelendi. 3. Ceza davası hangi mahkemede, ne zaman görülecek, suçlamalar neler? Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Cemil Tugay, tutuklu Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Erzurum İl Başkanı Serhat Can Eş'in de aralarında bulunduğu 12 kişi hakkında "oylamaya hile karıştırdıkları" iddiasıyla bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ve aldıkları ceza süresince de "siyasi yasak" isteniyor. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, Ekrem İmamoğlu ve 11 kişinin "şüpheli" olarak yer aldığı ceza davasının "görevsizlik" kararı veren 26. Ankara Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmesine hükmetti. Mahkeme bu karara itiraz ederek Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Anayasa Mahkemesi ise 10 Eylül'de mahkemenin başvurusunu reddetti ve davanın Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmesi kesinleşti. Bu davanın ilk duruşması 4 Kasım'da yapılacak. 4. Ceza davası, kurultayın iptali davası açısından bağlayıcı mı? İki davanın doğrudan birbirini bağlaması söz konusu değil. Ancak Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne de, 30 Haziran'daki iptal davası öncesinde açılan dava dosyasını inceleme olanağı sağladı. Bazı CHP kurmayları, zamanlamayı anlamlı buluyor ve ceza davasındaki iddiaların, 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin vereceği karar üzerinde etkili olabileceğini savunuyor. 5. Kurultay iptal davasından hangi kararlar çıkabilir? CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davanın bugünkü duruşmasında çıkabilecek karara ilişkin birden çok olasılık gösteriliyor. Bunlar arasında, kurultay iptali talebinin reddedilmesi, mahkemenin tedbir olarak kayyum veya çağrı heyeti ataması, kurultayın "mutlak butlan"la iptal edilmesi ihtimalleri öne çıkıyor. 6. Mutlak butlan ve kayyum hangi hukuki sonuçları doğurabilir? Siyasi kulislerde, hangi kararın çıkacağına ilişkin farklı tahminler var. Mahkemenin kurultay iptali talebini reddetmesi halinde, Özgür Özel yönetimi görevine devam edebilecek ve temyiz süreçleri olsa da parti olağan ve olağanüstü kurultay takvimini işletmeye devam edecek. "Mutlak butlan" kararı çıkması ise mevcut yönetimin görevinin düşmesi ve 38. Olağan Kurultay'da genel başkanlık koltuğunu kaybeden eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve kurultay öncesinde seçilen Parti Meclisi'nin (PM) göreve dönmesinin yolunu açıyor. CHP yönetimi, mutlak butlan kararı çıksa bile karar kesinleşmeden, yani temyiz süreçleri tamamlanmadan, Kılıçdaroğlu yönetiminin göreve gelemeyeceğini savunuyor. Parti içi muhalifler ise mutlak butlan kararının "tedbirli" olarak alınması halinde, mahkemeden karar çıktığında mevcut yönetimin sona ereceğini ileri sürüyor. Öte yandan mahkeme, İstanbul İl Kongresi'nin iptali kararında olduğu gibi, ihtiyati tedbirle mevcut yönetimi görevden uzaklaştırarak yerine kayyum veya çağrı heyeti atayabilir ve bu duruşmayı ileri bir tarihe atabilir. Hukukçular da bu konuda iki seçenekten söz ediyor. "Çağrı heyeti" atanması halinde bu heyetin 45 gün içinde partiyi olağanüstü kurultaya götürmek zorunda olduğu savunuluyor. Ancak İstanbul İl Kongresi kararında olduğu gibi süre belirtmezse, partinin ne zaman olağanüstü kurultay götüreceği atanacak kayyumun inisiyatifine kalabilir. 7. 21 Eylül'deki olağanüstü kurultay, "mutlak butlan" veya "kayyum" ihtimalini ortadan kaldırır mı? CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve parti yönetimi, mahkemeden kayyum ya da mutlak butlan kararı çıkması halinde, gelecek heyetin en fazla altı gün görev yapabileceğini savunuyor. Buna gerekçe olarak, 1000 dolayındaki delegenin imzasıyla yaptığı 21 Eylül'deki olağanüstü kurultay çağrısı gösteriliyor. Parti tüzüğü, genel başkanın doğrudan kendi kararı, Parti Meclisi'nin (PM) veya delegenin salt çoğunluğunun talebiyle olağanüstü kurultay kararı alabileceğine hükmediyor. CHP'nin hukukçu kurmayları, mahkemenin 21 Eylül'de İstanbul hariç, delegelerin tamamına yakının çağrısı ile yapılan olağanüstü kurultay çağrısını da dikkate alarak "dava konusuz kaldı" diyerek dosyayı kapatması gerektiğini savunuyor. Olağanüstü kurultayın mutlak butlanın yanı sıra kayyum veya çağrı heyeti ihtimallerini de ortadan kaldıracağı savunuluyor. 8. Kılıçdaroğlu yeniden partinin başına geçer mi, olağanüstü kurultayı yapar mı? Eski CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay davasıyla ilgili sessizliğini sürdürüyor. Ancak Kılıçdaroğlu'na yakın bazı isimler, mutlak butlan çıkması halinde, "partiye kayyumun önünü kesmek için" partinin başına geçeceğini öngörüyor. Gerekçe olarak da delege veya PM çoğunluğunun olağanüstü kurultay talebini, genel başkanın uygulamaya koyacak olması gösteriliyor. CHP kulislerinde Kılıçdaroğlu'nun "hemen kurultay" kararı almayacağı ve olağan kurultay takvimini sonuna kadar kullanabileceği yorumları yapılıyor. Böyle bir durum, Kılıçdaroğlu'nun Kasım 2026'ya kadar partinin başında kalmasının yolunu açıyor. 9. AKP ve MHP davaya nasıl bakıyor? CHP, hem partili belediye başkanlarının tutuklanması hem de kurultay davasından, "yargıyı araçsallaştırdığını" savunduğu iktidarı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sorumlu tutuyor. Ancak AKP yönetimi, yargıya işaret ediyor ve yaşananların "CHP'nin iç kavgası, birbirlerini ihbar etmesi"ne bağlıyor. Bu süreçte Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Beykoz Belediye Başkan Vekili Özlem Vural Gürzel'in de aralarında bulunduğu bazı belediye başkanlarını parti saflarına katan Erdoğan, cumartesi günü de CHP'nin, "kavga, kaos ve kriz"den oluşan bir "3K girdabında" debelendiğini söyledi. MHP lideri Devlet Bahçeli ise CHP'li belediye başkanları hakkındaki iddianamelerin hazırlanıp mahkemelerin başlaması gerektiğini söyledi. Sabah gazetesine verdiği röportajda Bahçeli, kurultay davasının kendi iç meselesi olduğunu belirtirken 2017'de İYİ Parti'nin kurulmasına yol açan MHP'deki olağanüstü kurultay tartışmalarını anımsattı. Bahçeli, "Dış müdahalelerle başkaları yön vermeye çalışmamalıdır. Geçmişte bize de benzer bir müdahaleye yapmaya çalıştılar ama Allah'a şükür netice alamadılar" görüşünü dile getirdi. 10. CHP'de davanın siyasi sonuçlarına ilişkin hangi değerlendirmeler yapılıyor? CHP yönetimi en olumlu senaryoyu, mahkemenin davayı reddetmesi olarak görüyor ve bu durumda partinin güçlenerek yola devam edeceği ifade ediliyor. CHP açısından en kötü senaryo ise ise tedbirli olarak "mutlak butlan" kararı çıkması görülüyor.