Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası TCMB’nin 14 Aralık tarihinde gerçekleştirdiği Para Piyasası Kurulu toplantısına ilişkin ekonomik görünüm ve değerlendirme raporu Perşembe günü yayımlandı. Merkez Bankası Para Piyasası Kurulu raporunda, "Söz konusu risklerin ve enflasyon beklentilerinin yüksek seyri enflasyon görünümünde 2017 yılının Aralık ayında ve 2018 yılının ilk aylarında gözlenmesi beklenen iyileşmeyi sınırlayabileceği" ifadesine yer verildi.
Raporda, enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve çekirdek enflasyon göstergelerine ilişkin gelişmelerin fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaya devam ettiği belirtilirken "söz konusu riskler ve enflasyon beklentilerinin yüksek seyri enflasyon görünümünde 2017 yılının Aralık ayında ve 2018 yılının ilk aylarında gözlenmesi beklenen iyileşmeyi sınırlayabilecektir", ifadesine yer verildi. TCMB, enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında henüz bir iyileşme gözlenmemesi, enflasyon görünümünü olumsuz etkilemektedir" değerlendirmesine de yer verdi.
Merkez Bankası Raporunun Ana Başlıkları:
- Enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve yakın dönemde yaşanan maliyet gelişmeleri beklentiler ve fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırdı.
- Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetin gücünü koruduğuna işaret etmekte.
- Başta mobilya olmak üzere vergi teşviklerine konu olan sektörlerin faaliyetinde yavaşlama gözlenmekte. Ancak diğer sektörlerde ivme kaybı gözlenmemekte.
- Anket göstergeleri sanayi üretimindeki artış eğiliminin 4.çeyrekte bir miktar yavaşlayarak da olsa sürdüğüne işaret etmekte.
- Yakın dönemde TL'de gözlenen değer kaybının yurt içi talebi sınırlayıcı etkilerinin ihracat kanalıyla kısmen dengelenebileceği değerlendirilmekte.
- Aralık ayında baz etkileriyle birlikte tüketici enflasyonunun belirgin oranda gerilemesi, ancak yüksek seviyesini koruması beklenmekte.
- Enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve çekirdek enflasyon göstergelerine ilişkin gelişmeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaya devam etmekte.
- Söz konusu riskler ve enflasyon beklentilerinin yüksek seyri enflasyon görünümünde 2017 yılının Aralık ayında ve 2018 yılının ilk aylarında gözlenmesi beklenen iyileşmeyi sınırlayabilecek.
- Enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında henüz bir iyileşme gözlenmemesi, enflasyon görünümünü olumsuz etkilemekte.
- TCMB fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecek.
- Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecek.
- Kurul, para politikasını oluştururken orta vadeli enflasyon görünümünü dikkate almakta ve dolayısıyla enflasyonda yıl içinde gözlenmesi beklenen baz etkileri kaynaklı dalgalanmalardan ziyade enflasyonun ana eğilimindeki gelişmelere odaklanmakta.
- Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecek.
Enflasyon Gelişmeleri
Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 1,49 oranında artmış ve yıllık enflasyon 1,08 puan yükselerek yüzde 12,98 olmuştur. Enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve yakın dönemde yaşanan maliyet gelişmeleri beklentiler ve fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırmıştır.
Enflasyonu Etkileyen Unsurlar
“Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla (GSYİH) 2017 yılı üçüncü çeyreğinde yıllık olarak yüzde 11,1 oranında artmış, çeyreklik büyüme yüzde 1,2 olmuştur. Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetin gücünü koruduğuna işaret etmektedir. İç talepteki iyileşme devam etmektedir. Küresel ölçekte gözlenen toparlanma eğilimi ve dış piyasalarda pazar çeşitlendirme esnekliğinin ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir. Mal ihracatındaki artışların cari açıktaki bozulmayı yavaşlattığı ve çekirdek cari açık göstergelerinde iyileşme sağladığı görülmektedir. İşgücü piyasasındaki iyileşme Eylül dönemi itibarıyla devam etmiştir. Bu dönemde, hizmet sektörü istihdamı artarken sanayi ve inşaat sektörlerinde istihdam bir önceki döneme göre gerilemiştir.
Para Politikası ve Riskler
“Küresel büyümeye ilişkin üçüncü çeyrek verileri gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde büyümenin eşanlı olarak devam ettiğini göstermektedir. Küresel enflasyon da istikrarlı seyrini korumaktadır. Önümüzdeki dönemde, olumlu küresel büyüme görünümüne dair aşağı yönlü risk oluşturabilecek unsurların başında Orta Doğu ve Kore yarımadası ile ilgili jeopolitik gelişmeler ve dış ticarette artan korumacı söylemlerin çeşitli dış ticaret müzakerelerine yansıması sayılabilir. Bunun yanında ABD’de yasalaşması muhtemel vergi reformu küresel ekonomik görünüm açısından pozitif bir risk unsuru olarak değerlendirilmektedir. Son dönemde OPEC’in üretimi kısma kararının uzatılması sonrasında destek bulan petrol fiyatları küresel enflasyondaki istikrarlı seyri bozabilecek temel unsur olarak görünse de, ABD’de petrol üretiminin artması söz konusu eğilimi sınırlamaktadır.
Başta Fed ve Avrupa Merkez Bankası olmak üzere, gelişmiş ülkeler para politikasında normalleşme adımlarını devam ettirmektedir. Ancak ABD faiz oranları üzerindeki riskler yukarı yönlüdür. Vergi reformunun devreye girme olasılığı ABD’deki hisse senedi piyasasına dair olumlu beklentileri beslerken, söz konusu politikanın bütçe açıklarında artışa neden olması durumunda ABD hazine tahvil faiz oranlarındaki artışın öngörülenden daha hızlı gerçekleşebileceği değerlendirilmektedir.
Küresel iktisadi faaliyet ve ticaret hacmindeki olumlu görünümün yanı sıra küresel risk iştahının sürmesi sayesinde gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy girişleri de güçlü seyretmektedir. Eylül ayı ortalarından sonra ivme kaybeden Türkiye’ye yönelik portföy yatırımları yakın dönemde jeopolitik risklerin azalmaya başlaması ile beraber tekrar toparlanmaktadır.
Önümüzdeki dönemde, turizmde süregelen toparlanmanın, küresel büyüme görünümündeki iyileşmenin ve reel kurun destekleyici seyrinin ihracat kanalıyla büyümeye ve cari dengeye olumlu katkı vermeye devam etmesi beklenmektedir.
Mevcut görünüm altında, gelişmiş ülke para politikalarına ilişkin belirsizlikler, sermaye akımlarının seyri ve jeopolitik gelişmeler iktisadi faaliyet açısından önemli rol oynamaya devam etmektedir. Bu faktörlerden kaynaklanabilecek döviz kuru oynaklıkları, finansal koşulların iktisadi faaliyete verebileceği desteğin zamanlaması ve gücü üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Bu kapsamda yakın dönemde Türk lirasında gözlenen değer kaybının yurt içi talebi sınırlayıcı etkilerinin ihracat kanalıyla kısmen dengelenebileceği değerlendirilmektedir.
Son dönemde petrol ve metal başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükseliş ve döviz kuru gelişmeleri maliyet kanalıyla enflasyondaki yükselişin temel belirleyicileri olmuştur. İktisadi faaliyetin güçlü seyri de maliyet baskılarının enflasyon üzerinde hissedilir olmasında rol oynamıştır. Aralık ayında baz etkileriyle birlikte tüketici enflasyonunun belirgin oranda gerilemesi, ancak yüksek seviyesini koruması beklenmektedir.
Enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve çekirdek enflasyon göstergelerine ilişkin gelişmeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaya devam etmektedir. Söz konusu riskler ve enflasyon beklentilerinin yüksek seyri enflasyon görünümünde 2017 yılının Aralık ayında ve 2018 yılının ilk aylarında gözlenmesi beklenen iyileşmeyi sınırlayabilecektir. Enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında henüz bir iyileşme gözlenmemesi, enflasyon görünümünü olumsuz etkilemektedir.
Bu çerçevede Kurul, parasal duruşun sıkılaştırılmasına karar vermiştir. Öncelikle 22 Kasım 2017 tarihinden itibaren TCMB fonlamasının tamamı Geç Likidite penceresinden yapılmış ve ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin yaklaşık 25 baz puan yükselerek 12,25 seviyesinde oluşması sağlanmıştır. Ayrıca, Kurul Aralık ayındaki toplantısında, Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde borç verme faiz oranını yüzde 12,25’ten yüzde 12,75’e yükseltmiştir.
TCMB fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Kurul, para politikasını oluştururken orta vadeli enflasyon görünümünü dikkate almakta ve dolayısıyla enflasyonda yıl içinde gözlenmesi beklenen baz etkileri kaynaklı dalgalanmalardan ziyade enflasyonun ana eğilimindeki gelişmelere odaklanmaktadır.
Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edilmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile vergilerde öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir.