Oxfam tarafından yayımlanan bir rapora göre, son iki yılda en zengin %1'lik kesim, dünya genelinde yaratılan yeni servetin üçte ikisine yakınını kazandı.
Rapora göre, 2020'den bu yana toplam 42 trilyon dolarlık yeni servet yaratıldı ve bunun 26 trilyon doları ultra zenginler tarafından kazanıldı.
Uluslararası insani yardım kuruluşu, küresel nüfusun geri kalanının yani %99'unun ise sadece 16 trilyon dolar yeni servet topladığını belirtti.
İsviçre'nin Davos kentinde Dünya Ekonomik Forumu başlarken yayımlanan raporda, "En alttaki yüzde 90'lık kesimdeki bir kişinin kazandığı her 1 dolarlık yeni küresel servete karşılık bir milyarder yaklaşık 1,7 milyon dolar kazandı" denildi.
Raporda, dünyanın en zengin %1'lik kesiminin son 10 yılda tüm yeni servetin yaklaşık yarısını elde ettiği de ortaya konuldu.
Oxfam'ın raporu, Credit Suisse'in küresel servet yaratımına ilişkin verilerinin yanı sıra Forbes Milyarderler Listesi ve Forbes Gerçek Zamanlı Milyarderler listesindeki rakamları analiz ederek ultra zenginlerin servetindeki değişiklikleri değerlendiriyor.
Araştırma, bu servet oluşumunu, Ekim 2022'de Covid-19 salgınının yoksullukla mücadele çabalarını yavaşlatması nedeniyle 2030 yılına kadar aşırı yoksulluğu sona erdirme hedefine muhtemelen ulaşamayacağını söyleyen Dünya Bankası'nın raporlarıyla karşılaştırıyor.
Oxfam International İcra Direktörü Gabriela Bucher ise ultra zenginler için vergilerin artırılması çağrısında bulunarak bunun "eşitsizliği azaltmanın ve demokrasiyi yeniden canlandırmanın stratejik bir ön koşulu" olduğunu söyledi.
Raporun basın açıklamasında ayrıca, vergilendirme politikalarında yapılacak değişikliklerin dünya genelinde devam eden krizlerin üstesinden gelinmesine yardımcı olacağını söylenerek, "Süper zenginleri ve büyük şirketleri vergilendirmek günümüzün üst üste gelen krizlerinden çıkış kapısıdır. En zenginler için yapılan vergi indirimlerinin, onların servetlerinin bir şekilde diğer herkese 'akması' ile sonuçlandığı şeklindeki kullanışlı efsaneyi yıkmanın zamanı geldi" denildi.
Dünyanın dört bir yanında birbirini besleyen ve birlikte ayrı ayrı yaratacaklarından daha büyük sıkıntılar yaratan krizler ise çoklu kriz olarak adlandırılıyor.
Geçtiğimiz haftalarda da araştırmacılar, ekonomistler ve politikacılar hayat pahalılığı krizi ve diğer baskıların birleşmesi nedeniyle dünyanın şu anda böyle bir krizle karşı karşıya olduğunu öne sürdü.
