Sanayi Üretim Endeksi, ocakta beklentilerin üzerinde artarak yılın ilk çeyreğine güçlü bir giriş yaparken, ekonomistler, ilk sinyallerin milli gelir büyümesinin 2021'nin ilk çeyreğinde gücünü koruduğuna işaret ettiğini belirtti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ocak ayına ilişkin sanayi üretimi verilerini açıkladı. Buna göre, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ocakta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11,4 artarak beklentileri aştı. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin ocakta yüzde 7,9 artması bekleniyordu.
Arındırılmamış (ham) sanayi üretimi ocakta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,5 artarken, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ocakta bir önceki aya göre yüzde 1,0 artış gösterdi. Veriler, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ardından toparlanmanın devam ettiğine işaret etti.
AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, sanayi üretimi ivmesinin gücünü ay bazında değerlendirmektense çeyrekten çeyreğe değişimlere bakmayı daha doğru bulduğunu belirterek, "Çeyrekler bazında; geçen yıl üçüncü çeyrekte yüzde 30,2 gibi çok güçlü bir artış sonrası son çeyrekte yüzde 4,9 ile daha ılımlı da olsa artışların devam ettiği izlenmişti. Bu yıla ise biraz daha yavaşlama göstererek başlamış oldu." ifadelerini kullandı.
Öncü verilerin ilk iki aydaki sonuçlarının milli gelirde yüzde 5 civarı artış ile uyumlu olduğunun altını çizen Bürümcekçi, "Ocak gerçekleşmesi ile sanayi üretimi ilk çeyreğin başlangıcında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,5 yukarıda gerçekleşti. Şubat için de öncü göstergeler toparlanmanın kayda değer güç kaybına uğramadığına işaret etmekte." dedi.
"Öncü göstergeler milli gelir büyümesinin bu yılın ilk çeyreğinde gücünü koruduğuna işaret ediyor"
Bürümcekçi, önümüzdeki dönem görünümü ele alındığında, öncü göstergelerin, milli gelir büyümesinin bu yılın ilk çeyreğinde gücünü koruduğuna işaret ettiğini belirtti.
Mevcut parasal ve makroihtiyati sıkılaşmanın büyüme üzerindeki etkilerinin ilerleyen dönemde daha net görülebileceğini kaydeden Bürümcekçi, "Ancak aktivite endekslerindeki tarihi seviyeler ivme kaybı olsa bile büyümenin yüzde 4,5 civarında olabileceğini düşündürüyor." diye konuştu.
Bürümcekçi, "Bankacılık kredi hacmi trendinin büyüme hızı geçen yılın sonlarından itibaren geçmiş yıllar ortalamalarının altına inmiş olsa da, öncü göstergeler ekonomik aktivite ve iç talepte kayda değer bir yavaşlamanın gözlenmediğini yansıtarak bu yılın büyüme beklentilerinin yükselmesini getirmekte." ifadelerini kullandı.
Gerek sanayi üretimi endeksinde gerekse milli gelir serisinde gelinen tarihi yüksek seviyelerin, bu yıl bir ivme kaybı olsa bile karşılaştırmanın yapılacağı geçen yılın aynı dönemlerine göre büyümenin yine belli ölçüde gücünü koruyacağını gösterdiğine dikkati çeken Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Örneğin, çeyrekten çeyreğe değişimlerin yatay olduğu bir senaryoda bu yıl milli gelir büyümesi yüzde 5,7 olarak gerçekleşmekte. Buna karşılık, Merkez Bankası’nın para politikasında ilave sıkılaşmaya gitme ve/veya mevcut sıkılığı daha uzun süre koruma olasılığı, ek olarak zorunlu karşılıklar üzerinden de parasal aktarım mekanizmasını güçlendirme çabaları, çeyreklik değişim oranlarının negatife dönebileceğini düşündürmekte. Bu doğrultuda, küresel ve yurtiçi ekonomik aktivite üzerinde pandemi kaynaklı yeni bir şok gözlenmediği durumda, bu yılın milli gelir büyüme oranının yüzde 4,5 civarında olabileceğini, bu tahmin üzerindeki risklerin ise şimdilik yukarı yönlü olduğunu düşünüyoruz."
"İhracatın da katkısıyla kapasite kullanım oranları artıyor"
Pariterium Danışmanlık Kurucusu Dr. İsmet Demirkol ise sanayi üretim verisindeki artışta, salgın sonrası normalleşmenin etkisi ve stokların erimesinin etkili olduğunu bildirdi.
Özellikle Avro Bölgesi'ndeki kapanma dolayısıyla yeni üretim modelleriyle ihracatın da katkısıyla kapasite kullanım oranının arttığını kaydeden Demirkol, salgının bu anlamda sanayi tarafına olumlu katkı yaptığından bahsedilebileceğini söyledi.
Demirkol, "Bundan sonraki süreçte özellikle imalalat tarafında kapasite kullanım oranının artması, birinci el siparişlerin üretime dönmesi olumlu olmakla birlikte, Avro Bölgesi'nde üçüncü dalganın olmaması, tedbirlerin biraz daha gevşemesi ve dolar ihracat pazarının toparlanması durumunda önümüzdeki aylarda sanayi üretimindeki yükselişin devam edeceğini söyleyebilirim." değerlendirmesinde bulundu.