Şimşek: ''Döviz kuru hedefimiz yok, enflasyon düşecek''

Okuma Süresi: 6 Dakika
Şimşek: ''Döviz kuru hedefimiz yok, enflasyon düşecek''
Doviz.com
04.02.2025 14:32

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Future of Finance etkinliğinde verdiği demeçlerde enflasyonla mücadele ve büyüme hedeflerini açıkladı. Şimşek, enflasyonu düşürmek için tüm araçları kullandıklarını ve bu süreçte büyümenin dengelendiğini belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bloomberg tarafından İstanbul'da düzenlenen "Finansın Geleceği (Future of Finance)" etkinliğinde Bloomberg TV sunucusu Joumanna Bercetche'nin sorularını yanıtladı. Şimşek, 1,5 yıldır uygulanan dezenflasyon programının çıktılarından bahsederek, tek haneli enflasyona ulaşma ve sürdürülebilir yüksek büyüme için adımlar attıklarını ifade etti.

Şimşek, 2000'li yılların ilk 10 yılında Türkiye'nin dezenflasyon sağladığını ve büyümeyi iki katına çıkardığını hatırlatarak, "Bunu tekrar etmek istiyoruz ancak bu yolculuk büyümeyi yeniden dengelememizi gerektiriyor." dedi. Dezenflasyon programının 2023 yılının ortasında başladığında büyümenin yüzde 5 civarında olduğunu anımsatan Şimşek, "Ancak bu tamamen çok güçlü iç talep tarafından yönlendiriliyordu ve bu da büyük bir cari açık ve yüksek enflasyon baskıları yaratmıştı. Burada yaptığımız şey büyümeyi dengelemek oldu. Bu yüzden geçici olarak büyümemiz, tarihi standartlara göre biraz daha düşük. Son 100 yılın ortalaması yaklaşık yüzde 4,8. Son 20-25 yıla bakarsanız yüzde 5,5 civarında. Şu an ise yüzde 3 civarına yakın ama bunun geçici bir durum olduğunu düşünüyoruz." şeklinde konuştu.

"Bizim için şu anda en öncelikli konu enflasyonu düşürmek" diyen Şimşek, Merkez Bankasının dezenflasyon hedeflerine ulaşma noktasındaki yeteneklerinin Türkiye'nin yeniden yüzde 5 reel büyüme oranına dönmesi için kritik olduğunu vurguladı. İstihdam piyasasının güçlü olduğunu belirten Şimşek, "Geçen yıl, büyüme oranı yüzde 3 civarındayken yine de 1 milyon istihdam yaratabildik. Bu gerçekten kritik. Çünkü yaptığımız şeyin aynı zamanda politik olarak kabul edilebilir olması gerekiyor ve burada istihdam çok önemli. Bu yüzden işsizlik oranı, neredeyse tarihin en düşük seviyelerine yakın ve iş gücü piyasası hala nispeten sıkı. Bu da nispeten mütevazı bir genel büyümeyle dezenflasyon sağlamamıza olanak tanıyor." dedi.

Sosyal konut arzına büyük yatırımlar yaptıklarını kaydeden Şimşek, deprem bölgesindeki yeni inşaatların yanı sıra ülke genelinde konut stokunun artacağını bildirdi. Şimşek, "Merkez Bankası sadece talep yönetimi yapmıyor, aynı zamanda arz tarafında da maliye politikasına yardımcı olmaya çalışıyor. Bence her şey yerli yerinde. Politikalara baktığınızda, gördüğünüz şey esasen sıkı para politikası, sıkı maliye politikası ve daha destekleyici gelir politikaları. Bu yüzden, bunun anlamlı bir dezenflasyona yol açması gerektiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

"Merkez Bankasındaki ekibe güveniyorum" diyen Şimşek, dün açıklanan yıllık yüzde 42,12'lik enflasyon oranına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "12 aylık vadeli piyasa enflasyon beklentilerine bakarsanız yaklaşık yüzde 25 civarında. Bizim hedef aralığımız buna yakın yani üst bandına. Bu yüzden başaracağımıza inanıyorum. Merkez Bankasındaki ekibe güveniyorum ve mali tarafta, depremin yeniden inşası ve diğer tüm kısıtlamaları göz önünde bulundurarak elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Aynı zamanda doğru politikalara sahibiz. Enflasyonu aşağıya çekmek için gerekli tüm araçları kullanıyoruz enflasyon düşecek. Burada piyasa şüpheciliğini anlıyorum ve buna saygı duyuyorum." dedi.

Şimşek, kredi kullanma koşullarının gevşemesini beklemek için erken olup olmadığına dair soruya, "Öncelikle, biz 'seçici kredi sıkılaştırması' dediğimiz bir durumu uyguluyoruz ama bu aynı zamanda seçici kredi gevşetmesi anlamına geliyor. Yani ihracatçılar, tarım veya çiftçiler gibi bazı stratejik yatırımlar söz konusu olduğunda, yine büyük bir destek var, yine mali destek ve daha az kısıtlayıcı kredi koşulları söz konusu ama tüketim söz konusu olduğunda, ki bu dezenflasyon ve cari açık açısından kritik bir mesele, işte orada gerçekten oldukça sıkıyız. Yani, tüketici kredileri konusunda, Merkez Bankasının burada sıkı kalmaya devam etmesi gerektiğini düşünüyorum ama arz tarafında daha seçici olmamız gerektiğine inanıyoruz ve biz de bunu yapıyoruz." şeklinde yanıt verdi.

Türkiye'nin ABD tarifeleri noktasında hedef ülkeler arasında olmayacağını belirten Şimşek, "ABD'ye olan ihracatımız, ABD'nin toplam ithalatının sadece yüzde 0,4'ünü oluşturuyor, ki bu küresel standartlarda gerçekten çok küçük. Zaten yüksek tarife statüsüne sahibiz yani ABD tarafından ayrıcalıklı bir şekilde muamele edilmiyoruz ve dolayısıyla ekonomik açıdan hedef ülke olmamız pek olası değil." dedi. Şimşek, Türkiye'nin küresel korumacılığa karşı nispeten daha dirençli olduğunu kaydederek, ihracatın yüzde 62'sini serbest ticaret anlaşmalarına sahip oldukları ülkelere yaptıklarını, dörtte üçünün ise Avrupa Birliği, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya'ya gittiğini, burada ya serbest ticaret anlaşmalarının olduğunu ya da yakın işbirliği içerisinde bulunduklarını anlattı.

Türkiye'nin uzun vadede büyük fırsatlar sunduğunu belirten Şimşek, "Büyük resmi ele alırsak, ister finansal bir yatırımcı olun ister bir şirketin karar alıcısı olun, Türkiye yatırım için cazip bir yer. Programımız çalışıyor, genel olarak yolunda gidiyor ve sonuçlar alınıyor." dedi. Şimşek, Türkiye'nin dünyanın en büyük 250 global müteahhit firmasının bulunduğu listede Çin'in ardından ikinci sırada yer aldığını ve 137 ülkede yaklaşık 12 bin proje tamamladıklarını, bu projelerin toplam değerinin yarım trilyon dolar civarında olduğunu söyledi.

"Reel kurdaki değer kaybında büyük bir olumsuzlukla karşı karşıya değiliz" diyen Şimşek, Türk lirasının değer kaybına ilişkin yorumlarda bulundu. "Temelde farklı bakış açıları var, hangi dönemi baz aldığınız ve hangi temele dayandığınıza bağlı olarak bu değişir. Yapısal olarak, reel kurdaki değer kaybında henüz büyük bir olumsuzlukla karşı karşıya değiliz. Bu yıla nispeten iyi başladık. İthalatta biraz artış olmasına ve özellikle ana pazarlarımızda düşük büyüme yaşanmasına rağmen ihracat performansı güçlüydü." dedi.

Türkiye'nin Avro Bölgesi'nin ithalatındaki payının yüzde 3,5'ten yüzde 4'e yükseldiğini belirten Şimşek, pazar paylarını artırdıklarını söyledi. Dezenflasyon programı kapsamında enflasyonu düşürmeye ve sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlamaya yönelik atılan adımlardan bahseden Şimşek, bu dönemde dijital dönüşüm, yapay zeka hazırlığı, yeşil dönüşüm ve sanayi dönüşümü gibi unsurların da devreye alındığını vurguladı. "Bunlar, yalnızca para ve maliye politikası değil, aynı zamanda ülkenin gelişimi için kritik unsurlar. Umarım ilk 10 yılda yaptığımızı tekrar edebiliriz." dedi.

"Döviz kuru hedefimiz yok" diyen Şimşek, "Sonuç olarak, döviz kuru hedefimiz yok. Öte yandan genel olarak bakarsak Türkiye için uzun vadede çok büyük fırsatlar olduğunu düşünüyorum. İleriye dönük daha fazla fırsat var ve bence hem Türkiye hem de Türk lirası için daha iyi beklentiler mevcut. Biz doğrudan yabancı yatırımı çekmeye çalışıyoruz. Burası büyük bir pazar. Pazarın derinliği ve büyüklüğü her zaman önemli. Geçen yıl itibarıyla bu ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYH) 1,3 trilyon dolar oldu. Satın alma gücü paritesine göre, Türkiye dünya ekonomileri arasında 11. veya 12. sırada yer alıyor. 85 milyon, eğer Suriyeli mültecileri de dahil edersek, 90 milyona yakın bir nüfusa sahibiz. Bu da büyük bir pazar demek. Bu birinci nokta. İkinci olarak, iyi bir altyapımız var. Altyapıya çok büyük yatırımlar yaptık, demir yolları, limanlar, yollar, havaalanları olsun. Bu ülkede yatırım yapacak biri, oldukça iyi bir altyapı olacağına güvenebilir. İnsan kaynağımız ise güçlü yönümüz." şeklinde konuştu.

Şimşek, Türkiye'deki üniversite ile mesleki ve teknik okul mezunu sayısına işaret ederek, bu anlamda üst sıralarda olduklarını söyledi. "Finansal yatırımcılara, uzun vadeli tahvil alımlarını uzatmalarını öneriyorum" diyen Şimşek, "Çünkü dezenflasyon, orta ve uzun vadede sürdürülebilir yüksek ve güçlü büyüme anlamına gelir. Bu da daha düşük getiri oranı ve risk primi anlamına gelir. Yani büyük resmi ele alırsak, ister finansal bir yatırımcı olun ister bir şirketin karar alıcısı olun, Türkiye yatırım için cazip bir yer. Zor bir dönemden geçtik ama her zaman geriye değil, ileriye bakmak önemlidir. Bir programımız var, çalışıyor ve genel olarak yolunda gidiyor ve sonuçlar alınıyor." dedi.

REKLAMI KAPAT X