İSTANBUL, (DHA)- ŞİRKETLERE yetenekli çalışanlar kazandırmayı hedefleyen Crossover tarafından düzenlenen "Dijital Liderlik" panelinde konuşan Crossover Yerel Operasyonlar Direktörü Sinan Ata, dijital liderliğin okulda veya kitaptan değil deneyle, sahada öğrenilebileceğini belirtti. Ata ayrıca, "Bu konuda Türkiye'deki şirketler öncü ve kreatif ancak özellikle teknolojiyi insan kaynaklarında kullanmaya çok ihtiyacımız var" dedi.
Dijital organizasyon sayılarının artmasıyla birlikte liderlik gelişimi konusunda şirketlerin yaşadığı sorunlara çözüm yolları sunmak, kurumların dijital liderler yetiştirmeleri için kültürlerinde ve iç uygulamalarında ne gibi yenilikler yapmaları gerektiği konusunda önerilerde bulunmak, mevcut dijital liderlik uygulamalarını ve etkin bir dijital lider olmanın gereklilikleri hakkında fikir alışverişinde bulunmak amacıyla düzenlenen etkinlik, dijital liderlik eğitimleri ve programları konusuna odaklanan firma yöneticilerini ve çalışanlarını bir araya getirdi.
Moderatörlüğünü Crossover İstanbul Genel Müdürü Mine Dedekoca'nın yaptığı etkinliğin panelistleri, Crossover Yerel Operasyonlar Direktörü Sinan Ata, Software Craftsmanship Turkey Community Kurucusu Lemi Orhan Ergin ve bind-U Kurucu Ortağı Ceren Çelik oldu.
"ÇALIŞANLARA YENİ YOLLAR DENEME ÖZGÜRLÜĞÜ TANINMALI"
Dijital liderliğin bütün şirketlerin ihtiyaç duyduğu bir kavram olduğunu söyleyen Sinan Ata, "Zamandan ve mekandan bağımsız, altında çalışan insanları motive edebilen, veriye, rakamlara odaklı bir şekilde bu işi yönetebilen insanlara dijital lider diyebiliriz. Fakat bunun bir okulda veya kitaptan öğrenilebileceğine değil deneyle, sahada, bizzat veriyle yaparak öğrenilebileceğine inananlardanım. Bunun daha çok şirketlerin elinde olduğunu düşünüyorum. Elbette bireyler kendilerini geliştirmek için araştırabilir, okuyabilirler. Fakat şirketlerin kendi çalışanlarına en alt düzey yöneticilerden başlayarak özgürlük alanı tanımaları gerekiyor. Deney yapma, sınama, hata yapma özgürlüğü tanımaları gerekiyor. Ancak bu yolla dijital liderliğin geliştirilebileceğini düşünüyorum. Örneğin 20 yıllık bir şirket düşünün. Sahada zaten 20 yıldır yaptığı bir operasyonu var. Bununla ilgili yeni bir şey yapmaksızın yeni bir sonuç üretmeyi bekliyor. Bunu yapmak için de sürekli daha fazla insan işe alıyor. Bu doğru bir yol değil. Mevcut çalışanlarına sahada çalışırken hata yapma, yeni yollar deneme, deney, sonuç üretme özgürlüğü tanıması daha doğru bir yol. Deney yapma bunun sonuçlarını doğru sayabilme, iyi çalışıyorsa bunu büyütebilme, kötü çalışıyorsa bunun yerine yenisini deneyebilme özgürlüğünden bahsediyorum, bu tamamen bilimsel bir yaklaşım" diye konuştu.
"ÖNÜMÜZDEKİ 3 YIL İÇİNDE DAHA FAZLA DEĞİŞİM GÖRECEĞİZ"
"Türkiye'deki şirketlerin özellikle dünyadaki konumuna baktığımız zaman öncü ve kreatif olduklarını söyleyebilirim" diyen Ata, "Fakat dijital liderlikle alakalı şu anda en iyiler içindeyiz diyemem. Yapacak çok işimiz var. Özellikle teknolojiyi insan kaynaklarında kullanmaya çok ihtiyacımız var. İnsan kaynağını yönetirken artık mekandan ve zamandan sıyrılmalıyız. Çünkü yeni neslin kafası böyle çalışmıyor. İnsanlar daha fazla özgürlük istiyorlar. Bu sayede daha çok sonuç üretebiliyorlar. Büyük şirketlerin de bu dönüşümün içine girmesi gerekiyor. Bununla alakalı olumsuz düşünmüyorum. Önümüzdeki 3 yıl içinde Türkiye'de bu konuyla ilgili çok fazla değişim görürüz" diyerek sözlerini noktaladı.
