İstanbul, 5 Mart (DHA) - İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi tarafından yayınlanan ve yüzde 86’sı ulusal ve yerel basından; yüzde 14’ü işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan alınan verilere göre, "Şubat ayında en az 123 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi."
İSİG Meclisi'nin açıklamasında, "Şubat ayında meslek hastalığı nedeniyle gerçekleşen iş cinayeti olmadığı" belirtilirken, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre bir “iş kazası sonucu ölüm” karşılığında yaklaşık altı “meslek hastalığı sonucu ölüm” gerçekleştiğine dikkat çekildi ve "Bu durumda da İSİG verileri, Türkiye’de Şubat ayında 700’ün üzerinde işçinin meslek hastalıklarından dolayı ölmüş olabileceğini gösteriyor" denildi.
İSİG yapılan açıklamada şu belirlemelere yer verildi:
"123 emekçinin 102’si ücretli (işçi ve memur), 21’i kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor.
"Yaşamını yitirenlerin 11’i kadın işçi, 112’si erkek işçi olarak belirlenirken, görülmeyen kadın emeği ve gizlenen kadın işçi ölümleri değerlendirildiğinde, bu ay kadın işçi ölüm oranı genelde tespit edilebilenin üzerinde geçekleşti.
"15-16 ve 17 yaşında olan üç çocuk çalışırken can verdi ve ölen çocukların üçü de tarım emekçisiydi. Yılın ilk iki ayı değerlendirildiğinde çocuk işçi ölümlerinde geçen seneye göre artış gözlemlendi.
"Savaş nedeniyle ülkelerinden gelen üç göçmen işçi yaşamını yitirdi. Göçmen işçilerin ikisi Suriyeli ve biri Iraklı’ydı.
"Ölümler en çok inşaat, tarım, taşımacılık, metal ve ticaret / büro işkollarında gerçekleşti. Diğer yandan OHAL sonrası için yaptığımız sanayi işçilerinin iş cinayetlerindeki oransal artış sürüyor.
"En fazla ölüm nedeni trafik/servis kazası, ezilme/göçük ve yüksekten düşme olarak belirlendi. Bu ay kalp krizi / beyin kanaması kaynaklı ölümlerde de ciddi bir artış söz konusuyken, genel süreç değerlendirildiğinde Kocaeli’deki ücretliler içinde kalp krizi / beyin kanaması sonucu gerçekleşen ölümler dikkat çekti.
"En çok iş cinayeti Kocaeli, İstanbul, Hatay, Aydın, Denizli, Mersin, Samsun, Antalya, İzmir ve Zonguldak’ta yaşandı.
"Ölenlerin beşi (yüzde dört) sendikalı işçi, 118 işçi ise (yüzde 96) sendikasızdı. Sendikalı işçiler madencilik, metal, enerji, taşımacılık ve belediye işkollarında çalışıyorlardı."
İSİG Meclisi azıklamasında, "Aşırı, yoğun ve fazla çalışmaktan kaynaklanan ölüm ilk kez 1970’li yılların sonlarında Japonya’da tanımlandığı için literatüre Japonca adıyla 'karoshi' olarak geçti" denildi ve bu konuda şu bilgiler verildi:
"Karoshi; Dört hafta ya da daha uzun sürede, haftada ortalama 65 saat ve üzeri ya da sekiz hafta ve daha uzun sürede, haftada 60 saat veya üzeri çalışma sonucu, aşırı iş yükü ile beraber gerçekleşen iş ölümlerine deniyor.
"Yüksek tansiyon, damar sertleşmesi gibi sağlık sorunlarının bir araya gelmesiyle oluşan miyokard enfarktüsü (kalp krizi) gibi akut kalp yetmezliği ve beyin-damar hastalıkları sonucu ölüm ya da kalıcı çalışamama/kalıcı sakatlık durumu olarak da tanımlanan karoshi nedeniyle gerçekleşen ilk ölüm 12 Aralık 1969’da Japonya’mın Osaka kentinde gerçekleşti.
"Ölümünden önce sağlıklı olmasına rağmen ayda 200-250 saat çalışıp sadece aylık ortalama 1.9 güne yakın izni olan işçinin çalışma koşulları; düzensiz çalışma saatlerinden, yetersiz işçi sayısı ile baskıları yetiştirmekten ve hatta dinlenme izni olmadan iki vardiya arka arkaya (yani 24 saat) çalışmaktan oluşmaktaydı. Bu ölüme medyanın ilgisinin uyanması 20 yılı buldu."
Türkiye yasalarına göre, işyeri içinde gerçekleşen her ölümün, nedeni ne olursa olsun ‘iş cinayeti’ kapsamında olduğu vurgulandı ve,
"- 2013 yılında en az 48 işçi,
- 2014 yılında en az 121 işçi,
- 2015 yılında en az 155 işçi,
- 2016 yılında ise en az 217 işçi,
- 2017 yılında ise en az 183 işçi kalp krizi ya da beyin kanaması geçirerek yaşamını yitirdi" denildi.